Tahir Özgen

Türkistan'dan Türkiye'ye


Скачать книгу

Taymas mücahitlerden Şir Mehmet Bek ve Kırgız rehberi Parpi Hacı gibi hadiselere bizzat karışan zevata okutuldu. Önsoz.

– İhitiyar Muhaç da bunun bir nüshasını ve Kaşgar tarafına geçmelerine tasfiye eden mektubumu Kırgızların baş mücahidi Parpi Beke Fergana Özkend dağlarına götürüp ondan da at üzerinde oturan resimini ve selamlarını Başkurdistan’a döndü. Sonra biz Parpi Hacı ile Türkiye’de buluştuk. Khoten, Tibet ve Hindistan yolu ile gelmişti. Hayatı akıllı bir kahraman destandır. Zeki Velidi Toğan, Hatıralar. Türkistan ve Diğer Müslüman Doğu Ülkelerinin Milli Varlık ve Kültür Mücadeleleri, İstanbul. 1969. Önsöz ve 234 sayfa.

3

C. Bötönöyev, “Tüştük Kırgızistandagı Masalık Kollektivdeştirüü Saysatı: XX – kılımdın 20-40 – cıldarı. Kanditaskaya dissertatsıya. (Dktora tezi)., Z. Altımışeva; “1920-cıldardın ayagı, 1930-cıldardın başında Kırgızstandın tüştügündögü basmaçı kıymılı” (Yeni arşiv belgeleri) 2009, No 1. s.7., “1930- cc. Kırgızstandan Kıtayga emigratsiyalık Kıymıldar”, Manas joornal of social studies. Vol. 4. No 1. 2015. “ Kırgızistan’da Basmaçı hareketiyle İlgili yeni Bilgiler (1925-1934). Biligdergisi. Sayı 82, 2017, ss. 96-116., . A. Arstanov. “sovet BiyligininAgrardık Sayasatına Karşı Kırgı Dıykandarının Küröşü1. İzvestiye vuzov. No 9, 2011. s. 158-160. Tagayev. M. “Kulaktar”, “Basmaçılar” cana “Üçiltik” // Kırgızstan Madaniyatı. 1992. No. 49.

4

Şer Muhammed, “Hatıralar”. Türkistan Sesi dergisi. 1956-1957. Ankara

5

Hasan Oraltay, “Hürriyet Uğurunda Doğu Türkistan Kazak Türkleri,” İstiklal Matbaası, İzmir 1961.

6

Halife Altay “ Anayurttan Anadolu’ya”, Ankara, 1998. TC Kültür Bakanlığı yay.

7

İsa Yusuf Alptekin “Mücadele hatıraları.” İstanbul 1985. Doğu Türkistan Neşriyat Merkezi.

8

Zeki Velidi Togan, “Hatıralar, Türkistan ve Diğer Müslüman Doğu Ülkelerinin Milli Varlık ve Kültür Mücadeleleri”, İstanbul, 1969.

9

Çağatay Koçar, “Atayurttan Anayurda Türkistanlılar” Adana, Ekrem Matbaası.

10

Hacı Parpi Özgen, “Türkistan’dan Türkiye’ye Hatıralar”, Konya, Yeni Kitap Basımevi.

11

Kırgız Türkleri 40 boydan oluşmaktadır. Coru bu 40 boydan biridir. Çoğunlukla Kırgızistan’ın güneyinde, Fergana vadisinin doğusunda, dağ eteklerinde yaşarlar.

12

Mati Binbaşı Kırgızistanlı tarihçi C. Bötöneyev’in arşiv araştırmalarıyla yayınladığı eserlerinde Alay, Kara-Kulca bölgesindeki itibarlı Mati Binbaşı’nın Sovyet Hükümeti tarafından sürgün edildiğini belirtmiştir. Bu hatıratın da sonraki bölümlerinde Mati Binbaşı’nın sürgün edilmesi geçer. Bötöneyev, C. “Keneş Ökmötünün Kırgızstandagı Kalktın Kaymaktarına Karşı Sayasatı: Cürüşü cana Kesepetteri (XX kılımdın 20-30-cıldarı)” Oş Devlet Üniversitesi Dergisi s. 52-59. 2020.

13

Bu begler 1918-1922’ler arasında Fergana vadisindeki Basmacı Hareketinin en önde gelen lider ve korbaşılarıydı. Şer Mehmet Beg dışındakilerin hepsi 1922 yılına kadar Bolşevikler tarafından öldürülmüştür. Şer Mehmet Beg ise 1970’de Adana, Türkiye’de vefat etmiştir. Ali Bademci, Basmacılar, İstanbul, 2017, s. 333

14

Bu yerler günümüzde Kırgızistan’ın güney doğu bölgesinde yer almaktadır.

15

Canıbek Kazı – Canıbek Kadı, Doğu Fergana’da Sovyet Hükümetiyle en uzun süre savaşan basmacı lideridir. Basmacılar Hareketinin her iki dönemine de katılmış ve her iki dönemde de baş lider, korbaşı olmuştur. Kendisi zamanında bölgesinin yöneticisi ve Kadısı olmuştur. Kadı kelimesi Kırgızlarda Kazı olarak söylenir. Bu yüzden hatıratta Kazı diye geçer, ancak basımda bu kelime Gazi olarak değişmiştir. Canıbek Kadı hakkında Kırgızistan’da yapılan araştırmalarda, babalarının soylu bir tüccar olduğu, kendi çiftliğinin olduğu, medrese ve camilere yardım etmesinin bahsi geçer. Özgen’de Ak-Car ilçesinin kaymakamı, kadısı olmuştur. Onu sadece Özgen, Oş değil, bütün Fergana, Kaşgar tarafı tanımış, bu bölgelerin beyleri onun fikrine önem vermiştir. Ekim devrimine kadar Oş eyaletindeki kaçakçılığı kontrol altında tutmuştur. Önce Sovyet hükümeti ile işbirliği yapmış, ancak sonra Sovyetlerin yanlış politikaları karşısında durarak onlara karşı çıkmıştır. Canıbek Kadı Kırgız-Özbek halkının kardeşçe yaşamasını sağlamıştır. O basmacı değil, kendi halkının özgürlüğü için, topraklarının bağımsızlığı için mücadele eden bir kahramandır. Ne var ki Sovyetler döneminde arşivlere Sovyet Hükümeti sınır muhafızlarının can düşmanı, basmacılar hareketinin lideri, zorbalıkla halkı korkutan çete başı, başka birkaç basmacı liderle Sovyetlere kaşı savaşan bir şahıs olarak kaydedilmiştir. Onun 400 askeri olmuştur ve halkı yağmalamıştır. Canıbek Kadı Sovyetlerin sınır muhafızlarını, casuslarını, hükümet taraftarlarını acımasızca öldürmüştür. Sovyet ordusuyla 20 dan fazla çatışma yaşanmıştır. Baybolot Abıtov, Canıbek Kazı kim bolgon? Eldin adamıbı je keneş ökmötünün, öz elinin düşmanıbı? Kırgız Tuusu gaztesi. (kyrgyztuusu.kg)

16

“Oş zindanları tam anlamıyla bu dünyanın cehennemiydi. Güneş ışığının girebileceği en ufak bir delik yoktu. Basık, karanlık ve oldukça rutubetliydi. Mahkûmlar ya “Basmacı” ya da zanlısı idi. Kadı’nın 300 yiğidi, ailesi ve diğer yakınları da buradaydı. 300 yiğit Temmuz 1927’den beri bu cehennemde çile dolduruyordu. Oş zindanında, mahkûmlara günde bir öğün çamurlu patates çorbası veriliyordu. Karanlık ve rutubetten kimse birbirini bile göremezdi. Açlıktan ziyade, rutubetin getirdiği körlük herkesin şikayet konusuydu ama aldıran da yoktu. Zindan, 22 odadan meydana geliyordu. Her odada 100 esir ve önünde de 2 silahlı nöbetçi bulunuyordu. Asıl “Basmacılar” 4 iç odadaydı. Gözü dönük 8 yiğit daha iç odadaydı. Bunlar: Abdullah, Tölen, Korgan, Koş, Düşünbe, Ömer, Kasım ve Osman korbaşılardı. Rahat durmayan mahkûmlar da bu 8 yiğitti… Devamlı surette kaçma planı yapıyorlardı. Kaçma fırsatını da, mahkûmiyetlerinin 10. ayında dışarıya güneşlenmek için çıkarıldıkları zaman elde ettiler. Dışarıya çıkartılırken, birçok nöbetçiyi boğarak öldürdüler, çoktan söktükleri zincirleri bir tarafa atarak, diğer mahkûmları da aynı şekilde çözdüler. İsyan başlamıştı. Öldürülen nöbetçilerin silahları ile damda bulunan diğer nöbetçiler de temizlendikten sonra, esirler, toplu halde silah ve malzeme deposuna hücum ettiler. Depoyu tamamen boşaltarak, silahlandılar. Artık kurşunlar rastgele sıkılıyor ve zindan sallanıyordu. Sabahın gün doğumundan, akşamın karanlığına kadar, Bolşevikler ile tutsak mücahitlerin mücadelesi aralıksız devam etti. Silah seslerine zindan etrafında birçok ahali ve çevre karakollara mensup kızıl asker, vuruşma veya temaşaya geldi. Hava karardığı zaman, tutsak mücahitler kaçmaya niyet ettiler ise de, her taraf yağlı bez ışıklarıyla aydınlatıldığından mümkün olmadı. Ertesi gün, iki helikopter, havadan yardıma yetişti. Her taraf sarılıydı. Kurtuluş kolay değildi. Zindanın doğusu bir uçurum meydana getiren dere, diğer yönler ise kalın ve sık dokulu tel örgü ile kaplıydı. Aklın alamayacağı mücadelenin üçüncü gününde, mücahitler dereye atlayarak kaçmayı denediler. Dere aşılabilirse kaçmak mümkün olabilecekti. Çünkü akla gelmediği için bu yönde tedbir alınmamıştı. Öyle oldu: en evvel Osman Bek 25 m. yükseklikteki duvardan kendini dereye attı. Fakat, yaylım ateşi ve atlayışın hızı onu dereye paramparça olarak bıraktı. Her