has done so primarily through the women around him.”
8
https://www.amazon.com/Ruler-Sky-Novel-Genghis-Khan-ebook/dp/B00J90CDT8 (26.02.2022) Editorial Reviews: “The ruthless 13th-century warrior Genghis Khan, who built a vast empire in his drive for world conquest, is the subject of this workmanlike historical novel, a panorama of warfare, intrigue, sex and betrayal. In Sargent’s (Ruler of the Sky) somewhat romanticized portrayal, the Mongol ruler is a schizoid figure capable of both monstrous savagery and saintly humility and forgiveness. We see Genghis Khan through the eyes of women who loved and manipulated him. His doting mother, Honelun, stirs his lust for vengeance by telling tall tales of his father’s poisoning. His chief wife, Bortai, is bitter over his neglect of her. Another wife, Ibakha, rashly attempts to convert the ruler from worship of the sky-god Tengri to Christianity. Still another spouse, Ch’i-kyuo, a ladylike Chinese princess, has lesbian trysts with a Han concubine. Genghis Khan himself enjoys simultaneously bedding two additional wives, Tatar sisters Yisui and Yisugen, and we also read of his homosexual relationship with a friend whom he later orders to be hung. Sargent’s flat prose is plodding and ridden with cliches, but it helps anchor the exotic excesses of the violent world she describes.”
9
M. Kussainova ve Zh. Abdigapbarova. “The Image of Historical Figures in Kazakh Literature,” June 2016, International Journal of Social Science and Humanity 6 (6): 437-455. (https://www.re-
10
Doç. Dr., Kastamonu Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü
11
Dinç, S. (2019). 13. Yüzyılda Moğol Posta Teşkilatı (Yam), Danışman: Derya Derin Paşaoğlu, Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Mayıs, Trabzon.
12
Bayaut, Bayat boyunun Moğolca’daki söylenişidir. Bayat boyu bilindiği gibi Oğuzların 24 boyundan birisidir. Dede Korkut destanlarında Dede Korkut’un bu boydan olduğu kaydedilmiştir. Gene tarihi şahsiyetlerden Harezmşah Atsız’ın evlendiği Terken Hatun da bazı kaynaklara göre bu boydan gösterilmiştir. Bayat boyu Gerdizi’nin verdiği Kıpçak boyları içinde de yer almaktadır. Gerdizî Kıpçakları oluşturan yedi boydan birinin Bayatlar olduğunu yazmıştır. Bayatlar görüldüğü gibi hem Oğuzlar hem Kıpçaklar hem de Moğol boyları içinde bulunmaktadır. Bayat sözü “Bay” sözüne Moğolca çokluk eki olan “– at” ekinin eklenmesi ile oluşmuştur. Bay Türkçe’de değişik biçimlerde kullanılmıştır. Mesela Boy- gibi Boy-abat sözü de bu isimden ortaya çıkmış olmalıdır. Bugünkü Türk lehçelerinde de canlı olarak kullanılan bu söz genellikle zengin ve bey anlamında kullanılmaktadır. (Ercilasun, 1992: 56) Boyabat adı da zengin topraklara sahip yer, verimli topraklar anlamına gelmektedir. Türkçe’de –a ünlüsünün değişiklik göstermesi mümkündür. Bay bazen Boyabat yer adında olduğu gibi “Boy” biçiminde de söylenebilir. Bayat adı bize aslında Türklerle Moğollar arasındaki yakınlığı da göstermektedir. Oğuz ve Kıpçaklarda bulunan bu boy Moğolların arasına da girmiştir.
13
René Grousset Calayırların Türk göçerler olabileceğini yazmıştır. (Grousset, 2001: 19) Zeki Velidi de Celayirler ve bazı Moğol boylarının Türk olduğunu söylemiştir. (Togan, 1969-1970: 18-23) Bugün Celayirler çoğunluk olarak Kazakistan coğrafyasında bulunmakta ve Kazakların büyük boylarından birini teşkil etmektedir. Celayir boyu geçmişte İlhanlı Devleti içinde de önemli rol oynamıştır. Hatta bu boyun mensupları Moğollarla birlikte 1240 Kösedağ savaşından sonra Anadolu’ya da gelmişlerdir. Günümüzde Anadolu’da bu boya mensup kişiler bulunmaktadır.
14
Bu isimlerin telaffuzları Ahmet Temir’in okuyuşuna göre yazılmıştır.
15
Altan Tobçi’de bu isim Bartam olarak geçmektedir. (Gülensoy, 1974: 621)
16
Tuncer Gülensoy bu olayın ileride unutulmaması için–yani Timuçin’in esir alınması için–bu adın verildiğini yazmıştır. (Gülensoy, 1967: 190)
17
Altan Tobçi’de Ögelen-eke (Gülensoy, 1974: 622)
18
Altan Tobçi’de Konggurat
19
Altan Tobçi’de Torkan-şira (Gülensoy, 1974: 627)
20
Timuçin’e Celayir, Tohura, Tarhud, Çangşi’ut, Baya’ud, Barulas, Manghud, Arulad, Uriyanghan, Besud, Suldus, Honghotan, Olhuno’ud, Horolas, Dörben, İkires, Noyakin, Oronor, Baa’rin, Geniges, Cadaran, Curkin, kabilelerine mensup kişiler katıldılar.
21
Cengiz veya Çingiz adı hakkında ilk çalışmalardan birini Osman Turan yapmıştır. (Turan, 1941: 267-276)
22
Cebe Türkçe ve Moğolca’da ok anlamına gelir.
23
Lubb-et-tevârîh’te Moğollarla Celaleddin arasında yedi savaş olduğu, bunun altısını Celâleddin’in kazandığı kaydedilmiştir. (Gençtürk, 2019: 168)
24
Celâleddin Harizmşah’ın yakınında bulunan En-Nesevi bu olayı daha ayrıntılı olarak vermiştir. “… Bu savaşta Celâleddin, bizzat Cengiz Han ordusunun merkezine hücum etti. Merkezi yardı, ikiye böldü. Bu baskın karşısında Cengiz Han atını üzengileyerek ölümden kaçmak zorunda kaldı. Yenilgi felâketinin Moğollara yüklenmesine ramak kaldı. Fakat Cengiz, savaşa başlamadan önce en seçkin süvarilerinden bin kadar savaşçı ayırarak pusuya yatırmıştı. Bunlar aniden Celâleddin’in sağ tarafına saldırdılar. Bu kanadı bozarak merkez üzerine atılmayı başardılar. Bu durum, merkezin de sarsılmasına neden oldu. Celâleddin’in ordusu Moğğollar tarafından Sind nehri üzerine püskürtüldü. Bu kanlı gün, savaş alanını kana bulanmış cesetler, nehirde boğulan insanlarla doldurarak sona erdi. Celâleddin’in yedi veya sekiz yaşındaki bir çocuğu savaş sırasında esir alınmıştı. Çocuk Cengiz’e götürüldü ve gözü önünde boğazlandı. Celâleddin savaş alanından nehir kıyısına geldiği zaman annesini ve karılarını burada buldu. Bahtsız kadınlar, çığlık içinde Celâleddin’in kendilerini bizzat öldürmesini, düşmana esir bırakmamasını dilediler. Celâleddin dediklerini yaptı ve ölülerini nehre attırdı. Kendisi de, sırtında zırhı olduğu halde atını nehre sürdü. Eşsiz hayvan nehrin müthiş dalgaları ve düşmanın ok yağmurları arasında kendisini karşı kıyıya geçirdi. Bu kahramanlığa hayran olan Moğollar, ellerinde olmayarak bu şanlı düşmanlarını alkışladılar…”(Günaltay, 1991: 175-176) Moğolların Gizli tarihinde Celâleddin’in Sind nehrini at üzerinde yüzerek geçtiği ayrıntısı yoktur.
25
Ahmet Temir bu ifadedeki ilk sözü Kiyev olarak tespit etmiştir. Ancak bu söz Hankirman sözünden başka bir şey değildir. Hankirman eski Kasım Hanlığının merkezidir ve Mişerlerle meskûndur (Türkoğlu, DİA, C.25, 2002: 137)
26
TÜRKSOY Genel Sekreteri, yazar.