id="n21">
21
Ata Terzibaşı, Beşir gazetesinin o tarihe kadar Kerkük’te (ve hatta Irak’ta Türkçe olarak çıkan) gazete ve dergilerden ayıran özelliklerinden söz ederken bu özelliklerin başında “dilinin sade ve temiz oluşunu” göstermektedir. Bkz: Kerkük Matbuat Tarihi, sayfa: 142.
22
Gazete yayın hayatına 11 Şubat 1327 (24 Şubat 1912) başlamış, 1 Mayıs 1934 (1 Mayıs 1918) tarihine kadar devam etmiştir.
23
Ata Terzibaşı (2005) Kerkük Matbuat Tarihi, Kerkük vakfı, yayın nu: 14. İstanbul.
24
Mehmet Ömer Kazancı ( 2013 ) Yüz Yıl Önce Yazılan Bir Roman (Kadın Kalbi), Benkü, yayın nu: 62. İstanbul.
25
Maarif dergisi yayın hayatına 11 Nisan 1329 (24 Nisan 1913) başlamış 7 teşrinisani 1329 (20 Kasım 1913) tarihinde 11. Sayı çıkarıldıktan sonra kapatılmıştır.
26
Kevkeb-i Maarif dergisi yayın hayatına 20 kânunusani 1331 (2 Şubat 1916) talihinde başlamış üç ay kadar bir süre 9 sayı çıkarıldıktan sonra kapatılmıştır. Derginin tüm sayıları ele geçirilmediği için net olarak bu tarih tespit edilememiştir.
27
Mehmet Ömer Kazancı (2011) Yeni Irak gazetesi. Türkmen Kardeşlik Ocağı, yayın nu: 24. Bağdat.
28
Mehmet Hurşit Dakuklu, “Eski Bir Hikâyemiz”, Yurt gazetesi, sayı: 363, Temmuz 1977, s. 3.
29
Maarif dergisi tarafından “kısa hikâye” olarak nitelendirilen bu metin, asılında mizah üslubu ile yazılmış bir fıkra sayılır. Hikâyedeki kurgu, okuma yazma hikmetini gözlükte zanneden kişinin gözlükçüye gitmesi ve elindeki kitabı okumak için orada bulunan tüm gözlükleri deneyerek kendini gülünç duruma düşürme üzerine kurulmuştur. Dolayısıyla metinde cahillik ve kültür mizahı yapılarak kişinin içine düştüğü gülünç durum sergilenmiştir. Bkz: Hayder Adil Mohammed (2015) Kardaşlık Dergisinde Irak Türkmenlerinin Hikâyesi, doktora tezi, Ankara Üniversitesi. Ankara.
30
Ata Terzibaşı Kerkük Matbuat Tarihi (2005) kitabında İngiliz işgalinden önce çıkan bütün gazete ve dergilerimizde Ali Kemal Kâhyaoğlu’nun yoğun bir şekilde katkısı olduğunu bildirmektedir. Ayrıca bak: Mehmet Ömer Kazancı (2019) Hışırtılar, TEBA, yayın nu: 2, Kerkük.
31
Mehmet Ömer Kazancı (2009) Mübarezeyi Aşk, Mahmut Nedim. Kerkük Vakfı. Yayın nu:37. İstanbul.
32
Mehmet Ömer Kazancı (2007) Türkmen Öykücülüğü, 1. Baskı 2007, ikinci baskı 2012, Kültür Bakanlığı, Bağdat. Sayfa 11.
33
Ber-taab: Devamlı yorgunluk,
34
Alud: karışmış
35
Tenezzüh: gezinti
36
Lerze: titreme, hoşnutluk
37
Tarap: sevinçlik, şenlik, şadlık
38
Sebzpuş: yeşilliklerle örtülü
39
Navâzan: nabız atması, damar vurması
40
Çalaki: suret, çeviklik
41
Zir: aşağı, alt
42
Türs kâinat: kâinatın kalkanı veya ufkun kavsi
43
Nazar-endaz olmak: görüyor olmak,
44
Mevkib-i debdebe: kafile gürültüsü
45
Tanzir etmek: benzemek
46
Kârgir: taş ve kireçten yapılı
47
Manda: sığır
48
Mandıra: ahir
49
Müsaraat göstermek: çabuk bir şekilde ulaşmaya çalışmak
50
Navazırları tartip etmek: gözlere hoş görünmek
51
Sinniyle gayr münasip: yaşına uygun olmayan, yaşının üstünde
52
Bir tavr-î istiğrak-kârı ile: her şeyi kavramış bir tavırla
53
Müşebbeh bihi: benzetilen şey
54
İsfirar: sararmak, sarı renge bürünmek
55
Mezraa: tarla:
56
Nevaz: okşayıcı, taltif edici
57
Ata Terzibaşı, Necme gazetesi, Kardeşlik, sayı 189, yıl 27 (1987). Bu öyküyle bu öyküye Karşılık olarak yazılan “Gelmez ve Gelmeyecek” öyküsü için Üstat Terzibaşı’nın yaptığı değerlendirme, ikinci öykünün dipnotunda verilmiştir.
58
Üstat Ata Terzibaşı "Belki Gelir" hikâyesiyle bu hikâyenin değerlendirmesini şu şekilde yapmaktadır: “Bu hikâyelerin ana unsurlarını hastalık geçiren sevgili teşkil etmektedir. M. Refik hikâyesinin sonunda, söz konusu hastalığın geçici olduğunu, hatta sevgilinin hasta bile olmadığını ve yine gelip, intizarda olan aşığını sevindireceğini edebi bir dille anlatırken, R. A kendisine verdiği cevapta hastanın ölümle pençeleşmekte olduğunu ve bir daha gelmeyeceğini söylüyor… Görüldüğü gibi bu hikâyelerde söz konusu edilen “Hasta” ile Osmanlı İmparatorluğu sembolize edilmiştir ki, bu devlete batılılar “Hasta Adam” diyorlardı. İşte M. Refik işgalci İngilizlere karşı hasta adamdan ümit bekliyordu. Bkz: Kardeşlik dergisi: sayı 187 yıl 27 (1987). R.K. rumuzunun Reşik Akif’e ait olduğu sanılmaktadır.
59
Bu hikâye Mevlüt Taha Kayacı tarafından Arapçaya çevrilmiştir. Bkz, Kardeşlik, sayı 196, yıl 29 (1989)
60
Yazılarında sade ve yalın bir dil kullanmaya gayret eden yazarın bu ve metinde soru işaretiyle gösterilen kimi sözcüklerin anlamlarını, sözlüklerde bulunmadığı için, çıkarmak mümkün olmadı. Dolayısıyla yazıldığı gibi buraya aktarıldı.
61
Üstat Ata Terzibaşı’nın anlattığına göre, Tevfik Celal Orhan, İleri gazetesinde yayımladığı bu ilk ve son hikâyesiyle edebiyat dünyasına girmiştir. Daha sonra kendini şiire vermiştir. Şiirlerini 1940 yılından itibaren yayımlamaya başlamıştır. Terzibaşı, bu öyküyü şu biçimde değerlendirmektedir: “Bu hikâye, her ne kadar yabancı sözlerden arınmış ve öz dille yazılmış bir eser ise de, akıcı olmayan üslubu, konuşur bir dile kaymaktadır. Buna sebep uydurma ve garip sözlerin hikâyede, boylu boyuna kullanılmış olması ve yazarının edebi dile pek hâkim olmamasından ileri geliyor. Şu var ki, o tarihlerde nadir görülen bu yeni tarz yazı, sonraki yazarlar için bir başlangıç noktası sayılmaktadır”. Bkz: Kerkük Şairleri, kitap 3, cilt 8, sayfa 269.
62
Hikâye Mevlüt Taha Kayacı tarafından Arapçaya çevrilmiştir. Bkz: Kardeşlik Dergisi, sayı 196, yıl 29 (1989)
63
Bu hikâye Abdülmecit Lütfü tarafından Arapçaya “Yevm Muhif” adıyla çevrilerek “İttihat-ul Nisa-ul Iraki” dergisinin 27. sayısında (1953) yayımlanmıştır. Fehmi Arap Ağa’nın öteki hikâyeleri:
1-Sukut Etmiş Bir Kadın: Necime gazetesi: 7 Temmuz 1920, gazetenin bu tarihli sayına ulaşılamadı.
2-Tarih-i Cera’imde Eşsiz Bir Olay: 12 sayfalık bu kitap 1950 yılında Bağdat’ın (el-Camia) Matbaasında basılmıştır. Bkz: El-edip Ellezi Zalama Nefsehü, Yazan: Vahidettin Bahattin, Birlik Sesi dergisi, sayı 18, (1974). Üstat Ata Terzibaşı bu eserin on bir sayfadan oluşan, edebi bir dille yazılan uzunca bir hikâyeyi içeren bir kitap olduğunu ve Camia Matbaası’nda, ki