pty-line/>
Kardeş Sesler 2015Hikâye, Şiir, Deneme
Takdim
Osman ÇEVİKSOY
AYB Edebiyat Akademisi Bşk.
Avrasya Yazarlar Birliği olarak edebiyat dünyamıza yeni yazarlar, yeni eserler kazandırmanın mutluluğunu bir kere daha yaşıyoruz. Çünkü AYB Edebiyat Akademisi atölye çalışmalarında yedinci dönemi geride bıraktık.
Yeni bir kuruluş sayılmamıza rağmen Türkiye’de pek çok ilki biz gerçekleştirdik. Bu ilklerden biri de gerçek atölye çalışmalarıyla edebî ürünler üretilen yazarlık okuludur. Her dönem ürünlerimizi, önce çeşitli yayın organlarında yayınladık, dönem sonunda kitaba dönüştürdük.
Çalışmalarımızı çıkar gözeterek değil, emeğimize yüreğimizi de ekleyerek sürdürdük. Sonuçta beklediğimizden daha yüksek bir başarıya ulaştık. Son altı dönemde Türk Edebiyatına altısı ortak kitap, on beşi müstakil kitap olmak üzere toplam yirmi bir eser kazandırdık. Bu kitaplarda yer alan ürünlerle edebiyat dünyamıza elliden fazla yazarın adım atmasını sağladık.
Ortak kitaplarımızla edebiyat dünyasına giren arkadaşlarımızdan yazmaya ve kendini geliştirmeye devam ederek müstakil kitap çıkaranlar oldu. Daha da ileri bir çalışkanlıkla nerdeyse her yıl yeni bir kitap çıkaran; estetik seviyesini her kitapta biraz daha yükselten arkadaşlarımız oldu. Avrasya Yazarlar Birliği olarak bu arkadaşlarımız bizim mutluluk kaynaklarımızdır. Giderek böyle başarılı arkadaşlarımızın çoğalacağına, Türk edebiyatında farklı bir ses, farklı bir renk, farklı bir iz bırakacaklarına içtenlikle inanıyoruz.
“Kardeş Sesler” her dönem sonunda çıkardığımız ortak kitabımızın adıdır. İlkini, 2010’da “Kardeş Hikâyeler Kardeş Şiirler” adıyla çıkardık. Sonraki yıllarda “Kardeş Sesler 2011, 2012, 2013, 2014” adlarıyla atölye çalışmalarımıza katılan arkadaşlarımızın ürünlerini kitaplaştırmaya devam ettik. Yedinci dönem sonunda ortaya konan “Kardeş Sesler 2015”te Akif Mollaoğlu, Alper Şenadam, Binnur Karyağdı, Ebabekir Cambolat, Funda Gökçen, Güldane Berk, Mustafa Özcan Revanoğlu, Rabiye Zincirkıran, Recep Koçak, Rumeysa Atasay, Seda Nur Akyol, Sema Tanrıverdioğlu Ersöz, Süleyman Can Numanoğlu olmak üzere on üç arkadaşımız hikâye, deneme ve şiirleriyle yer aldılar. Şiir atölyesinde şair Ali Akbaş, deneme atölyesinde yazar Hüseyin Özbay, hikâye atölyesinde yazar Osman Çeviksoy ve Ataman Kalebozan gönüllü olarak özveriyle çalışıp sonuç aldılar. Her metin; ilgili hoca tarafından estetik, konu, kurgu, ifade, yazım ve noktalama yönlerinden defalarca değerlendirildi. Bu değerlendirmeler ışığında yazarları tarafından son şekli verilen eserler, son kez hoca onayından geçerek AYB Edebiyat Akademisi internet sayfasında, dergilerde ve bu kitapta yer almaya hak kazandı.
Yedinci dönem atölye çalışmalarını içeren Kardeş Sesler 2015’in ilgiyle okunacağına inanıyoruz. Özellikle, gönlünde yazma sevdası taşıyan, çeşitli sebeplerden dolayı atölye çalışmalarımıza katılamamış arkadaşlarımız, bu kitabı ilgiyle ve inceleyerek okuyacaklardır. Böylece ortak konuların farklı yazarlar tarafından, hangi bakış açılarıyla, nasıl kurgulandığını görerek yazarlığın sırlarını ve sınırlarını keşfetmeye çalışacaklardır.
Kardeş Sesler 2015 ve önceki yıllarda çıkarılan ortak kitaplar (6 adet) ve yazar yetiştirme programına bağlı olarak çıkarılan müstakil kitaplar (15 adet), Türkiye’de bir “ilk”in öncü kitaplarıdır. Bir yönden değil, pek çok yönden ilgiyle okunduğunu biliyoruz.
Ulaştığımız başarı seviyesinde en büyük pay, yazarlığın çilesini baştan kabullenmiş, eleştirileri dikkate alarak ve inanarak yazmaya devam etmiş katılımcı arkadaşlarımızındır. Kardeş Sesler 2015’te yer alan arkadaşlarımızı kutluyor, gelecekte her birinin yeni yeni müstakil eserlerle karşımıza çıkmalarını diliyor ve bekliyoruz.
Akif MOLLAOĞLU
28.08.1975 Ankara doğumludur. 1997 Çorum Meslek Yüksek Okulu Elektrik Bölümü, 2015 Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi İşletme Bölümü mezunudur. 2001-2011 yılları arası İvedik Organize Sanayi’nde Soya Ltd. Şti. de çalıştı. 2012 yılında ülkemizde ilk defa yapılan Engelli Memur Sınavı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığında memur olma hakkını kazandı. Hâlen aynı görevde işitme engelli bir memur olarak çalışmaya devam etmektedir.
Yazmak, hayatının ayrılmaz bir parçası olan MOLLAOĞLU ayrıca resim ve origami çalışmaları yapmaktadır.
DENEME:
Bardak Sonsuzluk
Diken
Köprü
Yürümekle Varılmaz
Yıkılan Duvarlar
Vedalar Vakitsizdir
ŞİİR:
Şiir Gibi
Sorular
Evim
Yol
BİR BARDAK SONSUZLUK
Ofisimin pencere kenarına bakıyorum. Bir güvercin konmuş. Başını bir sağa bir sola çevirip duruyor. Sonunda bakışlarımı fark etti. Muhteşem göz daireleri iç içe. Beyaz sarı ve ortada siyah nokta. Her an kalkışa hazır bedeni ile bir bana bir kaçacağı istikamete bakıyor. Başındaki ve bedenindeki tüyler kabarıp iniyor. Bir bana bir hayata çeviriyor bakışlarını sanki. Ürküyor mu, soruyor mu yoksa benden bir şey mi bekliyor? Kim bilir!
Pencereyi açıp da ellerime alamayabilirim, konuşamayacağımızı da biliyorum. Dalıyorum düşünce denizine, güvercinimi de yanıma alarak. Beraber bırakıyoruz boşluğa kendimizi. Kocaman açıyoruz kanatlarımızı. Sırtımızdaki rüzgârı ve altımızdan bizi iten boşluğu hissetmeye çalışıyoruz. Biraz kanat çırptıktan sonra süzülüyoruz.
Kuş bakışı seyre dalıyoruz yaşamı. Ne güzel nefes alıp veriyor, bu ağaçlar, bu gökyüzü, bu güneş, bu sabahlar, bu nehirler.... Uçmak bir rüyayı yaşamak. Rüzgârı kanatlarında hissetmek. Hayatın daha fazlasına şahitlik etmek ve doyasıya kutlamak ne güzel.
Ve rüyalar yine gerçeğe düşüyor. Gerçekliğin dipsiz kuyusuna bu kadar hızlı inmese keşke. Rüyalarımdan bir parça tutmak ve gerçeğe katmak için elimi ne kadar uzatsam da yetişemiyorum.
Peki, bazı gerçekler ile aram neden bu kadar bozuk? Neden artık gündüzleri de rüyalara bu kadar çok dalıyorum?
Bağdaş kurup oturuyorum. Araştırmalarımdan, izlenimlerimden, haberlerden parçaları önüme atıyorum öylece, karışık. Bir yapboz yapacağım. Bir başka anlam arayacağım yine bu olup bitenlerde. İşte önümdeki parçalardan bazıları:
Oktay Sinanoğlu: 1956’da ABD Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kimya Mühendisliği’ni birincilikle bitirdi. 1960-1961 yıllarında atom ve moleküllerin çok-elektronlu kuramı ile “Doçent” oldu. 1963’te 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını bilim dünyasına kazandırarak 28 yaşında “tam profesör” unvanını aldı. 20. yüzyılda Yale Üniversitesi’nde bu sanı kazanan en genç öğretim üyesi olarak tarihe geçti.
Polonya vatandaşı 28 yaşındaki Michael Perlinski fotografik hafıza yeteneği sayesinde şu anda 33 dil biliyor. Edebiyat da, resim de, müzik de, fen ilimlerinde bazı insanlar kendilerini tarihe yazdırmışlardır. Onlar özel bazı şeylere sahiptiler. Ama önümdeki parçalarda insan dışındaki canlılardan da sıradan özelliklerin dışındaki yeteneklere sahip şeyler olduğunu görüyorum.
Su Ayısı: Yeryüzündeki canlılardan büyük çoğunluğunu yok eden felaketlerden sağ kurtulabilmeyi başarabilmiş bir canlıdır. Mutlak sıfıra yakın sıcaklığa (-273 santigrat derece) bile direnebilen su ayısı, bir okyanusun dibindeki ısı ve basınçta yaşayabilir. Bu bir anlam da şu da demek. Bahsedilen ortam tam vakum ortamı, kozmik radyasyon ya da bir uzay boşluğuna yakın ortam. Mutlak kuru bir ortamda on yıl yaşayabilme özelliği ise başka bir yanı. Peki, bu olağanüstü özellikler ne kadarlık bir hacme sığdırılmıştır sizce? İşte orası da ayrı bir mucize. 0.3 ila 0,5 milim arası bir hacme.
Pistol Karidesi (Tabanaca Karidesi) : Bu karides pençelerini o kadar