Ali Kafkasyalı

Samet Vurgun


Скачать книгу

yoldaşı sazdır əzəldən;

      O saz ki söz alır min bir gözəldən.

      Onda nə əyrilik, nə də ki, qan var,

      Hər zaman yaşayan bir həyəcan var.

      Ocaqlar çatıldı, kabablar bişdi.

      Məclisin ahəngi yenə dəyişdi.

      Oturdu diz-dizə qaçaqlar bütün,

      Çadırı doldurdu şərabla tütün…

      …

      Aldı sinəsinə sazını Vəli

      Simlərin üstündə gəzdikcə əli,

      Görək nə dedi:

      Ay ağalar, ay paşalar,

      Dərd başımdan aşdı yenə,

      Açıldı Tanrının gözü,

      Sellər, sular daşdı yenə…

      Dəyişdi şahların adı,

      Dünya rahat oturmadı,

      İnsan oğlu dinc durmadı,

      Düz yolunu çaşdı yenə…

      Sinəmə töksələr, barı,

      Quzeydə saxlanan qarı;

      Talan oldu elin varı,

      Aralıq çaxnaşdı yenə.

      …

      Vurgun, eserinde devrin yönetimiyle savaş hâlinde olan kaçaklara dağın başında meclis kurdurup, âşık getirterek devrin panoramasını âşığın diliyle vasfetmiştir.

      Sinəmə töksələr, barı55,

      Quzeydə saxlanan qarı;

      Talan oldu elin varı,

      Aralıq çaxnaşdı56 yenə.

* * *

      Azerbaycan’ın diliyle ülkesinin meziyetlerini anlattığı şiirinde de ülkenin bağrında “sedefli sazların” dil açtığını hatırlatmaktadır:

      Dil açmışdır bu sədəfli sazlarım,

      Mahnı qoşur gözəl-göyçək, qızlarım,

      Göllərimdə alaboğaz qazlarım

      Durnaların düz qatarı məndədir. (Vurğun, 2005: II/19)

      Vurgun bizzat kendisi âşıklarla ilgilenmiştir. Onların toplantılarına, programlarına katılmış, eserlerinin yayımlanmasına yardımcı olmuştur.

      Âşık Mikâyıl Azaflı ile 29 Temmuz 1987 günü Kazak şehrinin İkinci Şıhlı kentinde mihmandarım Prof. Dr. Azize Caferzade ile birlikte görüştüğümüzde kendisinden bir hatırasını dinleyip kayıt altına almıştım.

      1941 yılı Mayıs ayında, İkinci Dünya Savaşınin başlamaya yüz tuttuğu günlerde, Âşık Mezahir Daşgın Borsunlu, Samet Vurgun’un derneklerine geleceğini Mikâyıl Azaflı’ya haber verir. Azaflı, dâhi şair Samet Vurgun’la görüşeceğine çok sevinir.

      Muhitin âşıkları, şairleri Gence Âşıklar Derneği’nde toplanırlar. Samet Vurgun herkesle görüştükten sonra gözü genç Mikâyıl’a takılır:

      “Aya sen neçisen? Sen de mi şairsen?” der.

      Mikâyıl Azaflı utana sıkıla cevap verir:

      “Samet Müellim, sen demişken herden herden uydururam.”

      Birkaç şiirini okur. Samet Vurgun beğenir ve bazı tavsiyelerde bulunur. Ardından sorar:

      “Aya lehçennen görürem sen Gazah adamına benziyirsen. Sesin varsa get âşıg ol. Âşıg Mirze Bayramov menim dosdumdu. Kâğıt verim, Mirze’nin yanına get onunla çalış.”

      Azaflı, yıllar sonra adı geçen âşığın şakirdi olur (Kafkasyalı, 1996: 26 vd.).

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Derk edə bilməz: Anlayamaz.

      2

      Dözer: Tahammül eder.

      3

      Tren Aras Nehri’nin kenarında durdu.

      4

      Dayandı: Durdu.

      5

      Deyəsen: Sanki.

      6

      O taya: O tarafa.

      7

      Hərdən: Ara sıra.

      8

      Ah Aras! Lütfen yirmi yıldır ki uzakta kalan, haber alamadığım Sara bacım şimdi nerededir? Rica ediyorum ondan bana bir haber ver. Sara: Türk halk efsane ve halk hikâyelerinden önemli biri olan “Sara ve Han Çoban” eserlerin başkahramanı Sara, Aras Nehri’nin kolundan Arpaçayı suyunu geçerken sele kapılıp kaybolur. Burada “Sara” Güney Azerbaycan’ın sembolüdür. Yirmi yıl önceki bağımsızlık hareketinin sükûtu kasdedilmektedir. Bazı söylemlerde ise bu mısra ile Samet Vurgun’un eşi Haver hanımın bacısı Sara’nın 1920 yılında Bakü’de Güney Azerbaycanlı Ağa Naki ile evlenip Reşt şehrine yerleşmesi ve sınırlar kesilip mektuplaşma da yasaklanınca haber alınamaması kastedilmektedir.

      9

      Sanki o bizi kasten bekletiyor.

      10

      Xar olmuş: Değerden düşmüş heder olmuş.

      11

      Sanki gözleri dalmış.

      12

      Kitap Tongalı: Büyük kitap ateşi.

      13

      Şaxta: Kış, ayaz, soğuk.

      14

      Adi: Normal.

      15

      Təlatüm: Tufan, dalgalanma.

      16

      Küçələrini: