Vagıh Behmenli

Hüzünlü Mısralar


Скачать книгу

yıl ayaklarda çorap olmaktan

      Bir gün başa külah olmak güzeldir

      KIYMET

      Ey felek verseydin yaman olurdu

      Dünyada herkesin düz kıymetini

      Çoğu varlıktan çıkıp çıplak kalırdı

      Her adam alsaydı öz kıymetini

      Gör kimler mahcuptur vicdan yanında

      Yolun ne gücü var tufan yanında

      Anlamaz yanında nadan yanında

      Yitirir altın gibi söz kıymetini

      Öyle ki dünyayı eyledik sığınak

      Doldu göğsümüze bin sevinç, bin ah

      Od çıkıyor tepemden yanıyorum Allah

      Kışa denk tutunca yaz kıymetini

      Hak işi yıllardan yıla koyuyorlar

      Adamı hallerden hale koyuyorlar

      Kadifeye, atlasa, şala koyuyorlar

      Bir arşın didilmiş bez kıymetini

      Göğün kaşı gözü kararmış yine

      Ruhumun aynası bürünmüş sise

      Vaqif bu ne kıymettir verirler sana

      At ayakaltına ez kıymetini

      VAR

      Yedi çadır kurmaya

      Göğün yedi katı var

      O katlara varmaya

      Arzın akıl atı var

      Sabahı hızlı geçiren

      Bu yolun sonu gece

      Gör bizim katta nice

      Akıllı var deli var

      Umutların yok sonu

      Kimdir tutan dünyayı

      Kendini yorma canım

      Kullanacak araç var

      Bu felek bitirmeyen

      Yeniden yetirmeyen

      Mezarları yitirmeye

      Çayırı var otu var

      Zaman hemen şimdiki

      İyilerdir gamın ki

      Yeter hakka kimin ki

      Omzumda kanat var

      VAKTİDİR

      İnsaf eyle elimden tut

      Gözümün dolan vaktidir

      İçim kalkıyor bulut bulut

      Akşamın gelen vaktidir

      Felek geçirmiş tırnağına

      Adımı yazmış defterine

      Bağlandım gam askerine

      Açılıp talan vaktidir

      Payız salıyor yaprağımı

      Rüzgâr kovuyor konanımı

      Kanımdaki gül bağının

      Sararıp solan vaktidir

      Köhne derdin çiçek olan

      Güllerin akbirçek olan

      Yalanların gerçek olan

      Gerçeğin yalan vaktidir

      Kır atımdan eyer akan

      Boğazımdan kahır akan

      Gözlerimden zehir akan

      Dilimin yılan vaktidir

      Yollarımın sırra giden

      Gider gelmez yere giden

      Dost tanışını fikre giden

      Yâdların gülen vaktidir

      Felek göğsümü yırtmış

      İnsaf edip ince yırtmış

      Han bacının yakasın yırtmış

      Saçını yolan vaktidir

      YÜREĞİM

      Yaz gününden sıcak yığan

      Sümbül benim yüreğimdir

      İbiğinden nağme yağan

      Bülbül benim yüreğimdir

      Hazin hazin dalgalanan

      Gözünde nem sıralanan

      O bulut mu dalgalanan

      Ak tül benim yüreğimdir

      Göy çimene giren olsan

      Bir gül açtı görür olsan

      Kan ağlar derecek olsan

      O gül benim yüreğimdir

      GÖNLÜMÜ

      Alıp ezel günden beri

      Nergis menekşe gönlümü

      Bir ela göz nazlı peri

      Salmıştır işe gönlümü

      Yüz çevirip gittin nere

      Bensiz gidip yettin nere

      Saf aşkımı attın nere

      Kırdın cam olan gönlümü

      Kıymadın bir sözü bana

      Yüz dert verdin azı bana

      Ne çok gördün yazı bana

      Ekledin kışa gönlümü

      Kollarına girebilsem

      Saçlarını örebilsem

      Bin yaşarım görebilsem

      Gönlüne çifte gönlümü

      BU GÜZEL

      Yüreğimi üzdü benim

      Üzdü bu güzel, bu güzel

      Sineme od dizdi benim

      Dizdi bu güzel bu güzel

      Nur yayılır çehresinden

      Gönül ısınır nefesinden

      Meleklerin destesinden

      Çıkmış bu güzel bu güzel

      Gözüm gönlüm seslenmese

      Kederliyim acep neden

      Yazık Vaqif Behmenli’den

      Küsmüş bu güzel bu güzel

      KIZLAR EVE DÖNÜYOR

      Yanakları lale mi?

      Oda yakar âlemi.

      Örükler şelale mi?

      Yoksa dağ çayır mıdır?

      Kızlar eve dönüyor

      İstiyorum söz atayım

      Donup kalıyor söz atım

      Biri benim gözaltım

      Biri dostumun dengidir

      Kızlar eve dönüyor

      Hasreti yıkamak olmuyor

      Gönlü doyurmak olmuyor

      Seçip ayırmak olmuyor

      Yıldızların