Esenkul Jakıpbek

Yaz Şafağında


Скачать книгу

nkul Jakıpbek

      Yaz Şafağında

      Takdim

Abzal SAPARBEKULIKazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi

      Kazak söz sanatının en etkili temsilcileri olan ozanlar ile şairlerini genelde şiirlerinden tanırız. Eserlerinde bıraktıkları izleriyle yaşadıkları dönemlerini, toplumun sosyal ve siyasal yapısını, düşünce ve duyguların derinliğini idrak ederiz. Bir de eserlerini incelediğimiz gibi özgeçmişlerini de önemseriz. Hangi şartlarda yetiştiğini, büyüdüğünü ve ne tür olaylara şahitlik ettiğini merak ederiz.

      Geçiş dönemi olarak isimlendirdiğimiz Kazakistan’ın bağımsızlıktan önceki ve sonraki dönemlerinde neşet etmiştir ozan Esenkul Jakıpbek. Daha çok ozan olarak tanılan, sonraki dönemlerde ise hem şair hem de bestekar olarak bilinen Esenkul Jakıpbek’in özgeçmişine baktığımız zaman onun Almatı Eyaleti Jambıl İlçesindeki Birlik Kasabasında, diğer bir ifadeyle Tanrı dağlarının eteklerinde 1953 senesinde dünyaya geldiğini görürüz. Zamanından erken doğan evladının büyümesine annesi ile babası hep tereddüt etmişlerdi. “Bu çocuk adam olmaz” diyerek doğum kimliğini bile almaya acele etmemişlerdi. İki küsür ay geçtikten sonra çocuğun iyileştiğini görünce ancak muhtarlıktan kimliğini almışlardı.

      Çocuk Esenkul, Abay ile Bircan’ın ezgilerini ustaca çalan babası Serikbay’ın sanatını görerek büyümüş. Kasabada traktör süren babası dombra çalmakla birlikte irticalen şiirler okurmuş. Özellikle, akşamları ocak başında Süyinbay, Jambıl, Kenen gibi ozanların ve Yedisu bölgesinin geleneksel müziklerini çalarmış.

      Babası Serikbay daha önceki dönemlerde Abay Opera ve Bale Tiyatrosuna davet edilir. Fakat 2. Dünya Savaşı başlayınca sanatla ilgilenmeye imkan bulamaz. Kasabadakiler ona her zaman “Ozan Serikbay” diye hitap ederlermiş. Annesi ise, Ukraynalı Elizaveta Hanım. Savaş döneminde Kazakistan’a sürgün olarak gelen annesi on bir yaşında Kazakça öğrenir, yıllar sonra babası Serikbay’la evlenir. Annesi ile babası on bir evlat sahibi olurlar.

      Çocuk Esenkul’un ilk yazdığı “Güç” adlı şiiri orta okulda okurken ilçe gazetesinde yayınlanır. O günden itibaren ilk şiirini yayınlayan gazetede çalışmaya başlar. Çalışmaya başladığından bir sene sonra Kazak Devlet Üniversitesi Gazetecilik Fakültesinde eğitim görür. O sırada aynı gazetede görev yapmakla birlikte Jalın Dergisinde, ilçeye bağlı olan müzede de çalışır. Gazetecilik alanında yaptığı araştırmaları devam ederken, liselerde ders verir. Böylece on iki sene boyunca şiir seven, edebiyat seven gençleri yetirştirdi. Kendisi de gençleri yetiştirdiği sıralarda çocuklara yönelik, gençlere yönelik şiirler yazdı.

      Esenkul Jakıpbek yetenek ve kabiliyetiyle, yoğun çalışmalarıyla ülke geneline tanınmıştır. Otuz seneden aşkın zaman içinde ozanlarla atışarak “atışmada çakma, yazıda akma” olarak ün kazandı. O dönemde Kazakistan tarihinde ilk defa televizyon vasıtasıyla atışmalar gösterilmeye başladı. Ve o ilk atışmada birinci olmuş ve ödül kazanmıştır.

      Sanattaki hayatının kırk beş yılı sürecinde “Kırlangıç”, “Kaynak”, “Sevincimden Patlarım”, “Biz İkimiz,” “Toprağa Tap”, “Gönül Tarihçesi” gibi yirmiden fazla şiir eserleriyle okurun gönlünde adeta taht kurdu. İki yüzden fazla şiirleri bestelendi. Ayrıca, kendisinin bestelediği şiirleri yirmiyi bulmuştur.

      Hayatının son yıllarında Almatı Eyaleti Jambıl İlçesine bağlı olan Atameken Gazetesinde genel yayın yönetmeni olarak çalıştı. Tanrı dağlarının eteklerinde büyüyen şair dağlarından ayrılmak istemez. Şehrin yorucu hayatından kaçarak çocukluğundan beri büyüdüğü kasabasında yerleşti. Sonraki yıllarda ilçe merkezine taşındı ve orada yaşadı.

      O, dedeleri olan Süyinbay ile Jambıl gibi Tanrı dağlarının sesi soluğu oldu. İnsanlar içinde bir insan olarak yaşadı ve şiir hazinesine dönüştü. Kazak söz sanatının inci ile mercanlarını seçerek milletin beğenisini, sevgisini kazandı. Atışmanın klasik örneklerini yeniden yaşattı. Sonraki yıllarda ise, yazı şiirine önem vererek şiir sanatının en güzel misallerini gösterdi ve okurlarının başucu eserlerini kaleme aldı.

      Altmış yaşına gelir gelmez vefat eden değerli ozanımızın birçok eserlerinin Türkiye Türkçesine çevrilmesini çok önemsiyoruz. Zaten Devlet Başkanımızın da ozanın bestelediği türkülerini büyük bir ilgiyle dinlediğini ve zaman zaman kendisine destek vererek sanatkarlığının gelişmesine katkı sağladığını herkes bilir.

      Kazak ozanı Esenkul Jakıpbek’in Türkçe eserlerini kitaplaştırarak kardeş Türk milletine tanıtan Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Ömeroğlu’ya, ozanın sanatını tanıtmaya katkı sağlayan Ak Orda Ulusal Hareketi Başkanı Kayrat Satıbaldı’ya, ozanın aynı zamanda talebesi olan Kazakistan’ın Kültür Emektarı Akan Abdualiyev’e, eserlerini derleyen gazeteci-yazar Kanşayım Baydauletova’ya, çeviren Malik Otarbayev’e ve şiirsel redaktesini yapan Ataman Kalebozan’a ülkemiz ve milletimiz adına şükran duygularımı arz eder, Türk okurlarının başucu kitabı olmasını temenni ederim.

      Takdim

Dr. Yakup ÖMEROĞLUAvrasya Yazarlar Birliği Genel Başkanı

      Türk dünyasının en büyük özelliği, kültür ve sanatının zengin olmasıdır. Sağlam bir manevi yapıya sahip olarak gelişme yolunda net adımlarla ilerlemesidir. Kendine ait manevi boyutuyla yabancı dünya kültürlerini de içinde barındıran enginliğe de sahiptir bu dünya.

      Kardeş Kazak halkının edebiyatı, Türk dünyası söz sanatının en önemli parçasıdır. Günümüze kadar sözlü olarak başlayan, sonraki dönemlerde yazılı olarak gelişen Kazak edebiyatı dünya edebiyatının derinlik kazanmasına büyük katkı sağladı. Özellikle, şiir konusunda zirveyi yakalayarak nice ülke edebiyatlarına örnek oldu.

      Kazak şiirinde önemli yere sahip olan Abay, Mağcan, Kasım, Mukagali, Kadir, Tumanbay gibi şairlerin geleneklerini devam ettiren bağımsızlık döneminin şairleri büyük bir ağacın meyve veren dalları gibi günümüzün insanını aydınlatmışlardır. Geçmiş ile günümüze ışık tutan ve yıllar öncesinde darı bekaya irtihal eden Kazak şairi ve bestekarı Esen-kul Jakıpbek da şiir dünyasında kendine has diliyle, felsefi görüşüyle ve millî duruşuyla farklılığını sergilemiştir.

      Esenkul Jakıpbek’in şiirlerindeki hayat ile ölüm, gece ile gündüz, duygu ile düşünce Tanrı dağlarının etrafında örülür. Şair eserlerinde dağlarla bütünleşmiştir. Şiirlerinde yazın dağdan esen serin meltemi, kışın kar fırtınasını hissedersiniz. Aşkı bile tasvir ederken şiirlerinde dağların eteklerinde yaşanan hayatın resmini, rengarenk boyalarını görmek mümkündür.

      Evet, Esenkul Jakıpbek, gerçekçi bir şairdir. Şiirlerinin şekli eski Kazak ozanların üslubuna benzer. Geleneksel şiir dünyasının devamıdır adeta. Yerine göre cesur, yiğit, bazen de utangaçtır, kararsızdır, çekingendir. Yine de gönlünün yelkenlerini açık bırakan, kucaklamayı bilen, rencide olsa da dayanan, kinle nefret beslemeyen, ummanlar gibi engindir, seven bir şairdir. Öyle ki, sevgiyi, aşkı, rahatı sevendir. Adeta bir dakika Cennet hayatını görmek için Cehennemin alevlerinde yanmaya razıdır. O kadar rahattır. Ama hayatı bu rahatlığı pek yaşatmamıştır. Mücadele vermekle geçti ömrü. Hakikati aradı hayatı boyunca, eski çocukluk döneminde olduğu gibi tazeliği aradı. Çünkü o, gerçekten sevmek için, bir insan gibi yaşamak için uğraştı… İşte şiirlerini okurken aniden yükselen ve ansızın uçurumdan düşen çeşitli duyguları yaşatır.

      Türk dünyasının edebiyat alemi Esenkul Jakıpbek gibi şairlerle zengindir. Öyle inanıyorum ki, onun eserleri çeşitli dillere çevrilerek okurların gönüllerinde adeta tesir edilecek ve zaman geçtikçe daha iyi anlaşılacaktır. Okurun hangi milletten olması önemli değil, yüreğinden damlayan her bir şiiri gönül diliyle yüreklere ulaşacaktır. Ve bunun neticesinde kardeşlik bağlarımız daha sağlam zemin üzerinde güçlenecek, birbirimizi daha iyi anlayacağız. Zira, Mevlana’nın dediği gibi, “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.”

      Önsöz

Kayrat SATIBALDIAk Orda Ulusal Hareketi Başkanı,Milli Spor Çeşitleri Derneği Onursal Başkanı

      Türk dünyasının gelişmesine son derecede önem veren Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev yapmış olduğu Seslenişinde “Milli dinamikleri