Мустафа Кемаль Ататюрк

Nutuk


Скачать книгу

bir vazife sayarım.

      Cemiyetin Erzurum şubesinden aldığım 10 Temmuz 1919 tarihli yazıda, “Cemiyetin başına geçmemi ve idare heyeti başkanlığını kabul etmemi teklif ediyorlar ve beraber çalışmak üzere seçtikleri beş kişinin isimlerini bildiriyorlardı.”

      Bu beş kişi; Raif Efendi, Emekli Binbaşı Süleyman Bey, Emekli Binbaşı Kazım Bey, Albayrak gazetesi müdürü Necati Bey, Dursun Beyzade Cevat Bey idi. Bahsettiğim yazıda, Rauf Bey’in de idare heyeti ikinci başkanlığına seçildiği bildiriliyordu (Ves. 36).

      Bu tarihlerde Erzurum Şubesi İdare Heyeti Başkanı Raif Efendi ve üyeler Hacı Hafız Efendi, Süleyman Bey, Mansur Bey, Mesut Bey, Necati Bey, Kazım Bey ve Kâtip Cevat Bey idi.

      Erzurum Şubesi, İstanbul’daki Genel İdare Merkezi Başkanlığına iletmeye çalıştıkları bir telgrafla “Genel merkez adına karar ve konuşma yetkisinin bana verildiğinin telgrafla bildirilmesini” de rica ettiler (Ves. 37).

      Bundan başka, bizim Erzurum Kongresi’ne katılmamızı kolaylaştırmak için, kongreye Erzurum temsilcisi olarak seçilmiş bulunan Emekli Binbaşı Kazım ve Dursun Beyzade Cevat Beyler temsilcilikten istifa ettiler.

      Erzurum Kongresi

      Efendiler, yüksek malumunuz olduğu üzere, Erzurum Kongresi, 1919 senesi Temmuz’unun 23’üncü günü, pek gösterişsiz bir okul salonunda toplandı. İlk günü, beni başkanlığa seçtiler. Kongre heyetini durum ve bir dereceye kadar, takip edilen yol hakkında aydınlatmak için yaptığım konuşmada, tarihin ve hadiselerin zoruyla, fiilen içine düştüğümüz kanlı ve kara tehlikeleri görmeyecek ve bundan ürpermeyecek hiçbir vatanseverin tasavvur edilmeyeceğine işaret ettim. Ateşkes Anlaşması hükümlerine aykırı olarak yapılan tecavüz ve işgallerden bahsettim.

      Tarihin, bir milletin varlığını ve hakkını hiçbir zaman inkâr edemeyeceğini, bu bakımdan vatanımız, milletimiz aleyhinde verilen hükümlerin muhakkak iflasa mahkûm olduğunu söyledim.

      Vatan ve milletin mukadderatını kurtarmak ve korumak hususunda, son sözü söyleyecek ve bunun hükmünü tatbik ettirecek kuvvetin, bütün vatanda bir elektrik şebekesi hâline girmiş olan millî cereyanın kahramanlık ruhu olduğunu ifade ettim.

      Maneviyatı kuvvetlendirmek üzere de yeryüzünde, bilinen bütün milletlerin millî gayelerine ulaşmak için içinde bulunduğumuz tarihteki mücadelelerine dair mevcut bazı bilgileri özetledim.

      Ve milletin mukadderatına hâkim bir millî iradenin ancak Anadolu’dan doğabileceğini belirttim ve millî iradeye dayanan bir millet meclisi kurulmasını ve kuvvetini millî iradeden alacak bir hükûmetin teşkil edilmesini, kongre çalışmalarının ilk hedefi olarak gösterdim (Ves. 38).

      Erzurum Kongresi Beyannamesi ve Kararları

      Efendiler, Erzurum Kongresi on dört gün devam etti. Çalışmalarının neticesi, tespit ettiği nizamname ve bu nizamname hükümlerini ilan eden beyannamedeki maddelerden ibarettir.

      Bu nizamname ve beyanname metni, zaman ve muhitin gerektirdiği birtakım ehemmiyetsiz ve ikinci derecede fikir ve görüşler çıkarılarak incelenirse bazı esaslı ve geniş çaplı prensiplere ve kararlara varırız.

      Müsaade buyurursanız, bu prensiplerin ve kararların bence, daha o zaman nelerden ibaret sayılmış olduğunu işaret edeyim:

      1- Millî sınırlar içinde bulunan vatan parçaları bir bütündür. Birbirinden ayrılamaz. (Beyanname, Madde 6; Nizamname, Madde 3’ün tafsilatı; Nizamname ve beyannamenin 1’inci maddeleri okunup tetkik buyrulsun…)

      2- Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı ve Osmanlı hükûmetinin iş yapamaz duruma gelmesi hâlinde, millet topyekûn kendisini savunacak ve direnecektir (Nizamname, Madde 2 ve 3; Beyanname, Madde 3.).

      3- Vatanı korumaya ve istiklali elde etmeye İstanbul hükûmeti muktedir olamadığı takdirde, bu gayeyi gerçekleştirmek için geçici bir hükûmet kurulacaktır. Bu hükûmet üyeleri millî kongrece seçilecektir. Kongre toplanmamışsa, bu seçimi Heyetitemsiliye (Temsilciler kurulu) yapacaktır (Nizamname, Madde 4; Beyanname, Madde 4.).

      4- Kuvayımilliye’yi tek kuvvet tanımak ve millî iradeyi hâkim kılmak temel prensiptir (Beyanname, Madde 3.).

      5- Hristiyan azınlıklara siyasi hâkimiyet ve sosyal dengemizi bozacak imtiyazlar verilemez (Beyanname, Madde 4.).

      6- Manda ve himaye kabul olunamaz (Beyanname, Madde 7.).

      7- Millî meclisin derhâl toplanmasını ve hükûmet işlerinin Meclis tarafından kontrol edilmesini sağlamak için çalışılacaktır (Beyanname, Madde 8.).

      Bu prensipler ve kararlar çeşitli şekillerde görülmüşlerse de, asla hakiki mahiyetlerini değiştirmeksizin uygulanma imkânı bulmuşlardır.

      Efendiler, biz Kongre’de, özetlediğim bu kararları ve prensipleri tespite çalışırken, Sadrazam Ferit Paşa da ajanslarla birtakım demeçler yayımlıyordu. Bu demeçlere, Sadrazam’ın milleti jurnali dense yeridir. 23 Temmuz 1919 tarihli ajanslar, dünyaya şunu ilan ediyordu: “Anadolu’da anarşi çıktı. Kanuniesasi’ye (anayasa) aykırı olarak Meclisimebusan adı altında toplantılar yapılıyor. Bu hareketin sivil ve askerî memurlar tarafından önlenmesi icap eder.”

      Buna karşı gereken tedbirler alındı ve Meclisimebusanın toplantıya çağrılması istendi (Ves. 39).

      Ağustos’un yedinci günü, toplantı kapanırken Kongre heyetine:

      “Esaslı kararlar alındığını ve bütün dünyaya milletimizin varlık ve birliğinin gösterildiğini” söyledim ve “Tarih, bu kongremizi çok az görülen büyük bir eser olarak kaydedecektir.” dedim (Ves. 40).

      Sözlerimde isabetsizlik bulunmadığını zaman ve hadiselerin ispat etmiş olduğuna inanıyorum, efendiler.

      Erzurum Kongresi, nizamname gereğince bir Heyetitemsiliye seçmişti.

      Cemiyetler Kanunu’na göre, dilekçe yerine geçmek üzere Erzurum Valiliğine verilen 24 Ağustos 1919 tarihli beyannamede Heyetitemsiliye üyelerinin isim ve kimlikleri şu şekilde gösterilmiştir:

      Mustafa Kemal: Eski 3’üncü Ordu Müfettişi, askerlikten ayrılmış.

      Rauf Bey: Eski Bahriye Nazırı

      Raif Efendi: Eski Erzurum Mebusu

      İzzet Bey: Eski Trabzon Mebusu Servet Bey: Eski Trabzon Mebusu

      Şeyh Fevzi Efendi: Erzincan’da Nakşî Şeyhi

      Bekir Sami Bey: Eski Beyrut Valisi

      Sadullah Efendi: Eski Bitlis Mebusu

      Hacı Musa Bey: Mutki Aşiret Reisi (Ves. 41).

      Efendiler, bu arada şunu arz edeyim ki bu kimseler hiçbir vakit bir araya gelip birlikte çalışmış değillerdir. Bunlardan İzzet, Servet ve Hacı Musa Beyler ve Sadullah Efendi hiç gelmemişlerdir. Raif ve Şeyh Fevzi Efendiler, Sivas Kongresi’ne iştirak etmişler ve ondan sonra biri Erzurum’a, diğeri Erzincan’a dönerek bir daha Heyetitemsiliyeye katılmamışlardır. Rauf Bey ve Sivas Kongresi’nde aramıza katılan Bekir Sami Bey, İstanbul’da Meclisimebusana gidinceye kadar beraber bulunmuşlardır.

      Erzurum Kongresi’nde Görülen Tereddütler

      Efendiler, hatıra olarak küçük bir noktaya da işaret etmek isterim. Benim, bu Erzurum Kongresi’ne üye olarak girip girmemekliğim hususu mesele yaratmış olduğu gibi Kongre’ye katıldıktan sonra da başkan olup olmamaklığım üzerinde tereddüt gösterenler de bulunmuştur. Bu tereddütü gösterenlerden bir kısmının düşüncelerini iyi niyet ve samimiyetlerine vermek mümkün olduğu hâlde, diğer bazı kimselerin bu hususta tamamen samimiyetten uzak, aksine melunca bir maksat peşinde olduklarına