ve iri gözlerini kaldırarak. “Sizden hoşlandım öğretmenim.”
“Canım benim.” dedi Anne güzel kokulu çiçekleri alarak. Paul’ın sözleri, ruhundaki şevksizlik ve tükenmişliği söküp atan bir tılsım gibiydi. Şırıl şırıl akan bir nehrin suları misali ümit doldu kalbine. Kendisine âdeta ilahî bir lütuf olan orkidelerinin tatlılığını da yanına alarak tüy gibi hafif adımlarla geçti Huş Patikası’ndan.
“Peki nasıl geçti?” diye sordu Marilla.
“Bir ay sonra sorarsan nasıl olduğunu söyleyebilirim. Şimdi bir şey diyemiyorum. Ben de bilmiyorum. Arada kaldım. Düşüncelerim karmakarışık ve bulanık. Bugün başardığıma emin olduğum tek şey Cliffie Wright’e ‘A’ harfinin ‘A’ harfi olduğunu öğretmiş olduğum. Öncesinde kesinlikle bilmiyordu. Bir ruhu ucu Shakespeare’e ya da Kayıp Cennet’e çıkan bir yola çıkarmak önemli bir şey değil mi?”
Bayan Lynde daha fazla teşvik için uğramıştı. O nazik hanım öğrencilere kendi dış kapısında pusu kurmuş, yeni öğretmenlerinden hoşlanıp hoşlanmadıklarını sormuştu.
“Her biri senden fazlasıyla hoşlandığını söyledi Anne, Anthony Pye hariç. Onun hoşlanmadığı belliydi. Senin ‘diğer kız öğretmenler gibi’ iyi olmadığını söyledi. Hamuru kabartılacak bir ‘Pye’3 var senin için. Ama sıkma canını.”
“Canımı sıkmayacağım.” dedi Anne sessizce. “Ama Anthony Pye’ın beni sevmesin sağlayacağım. Sabır ve nezaket onu kazanmamı sağlayacaktır.”
“Yani bu Pyelerın sağı solu belli olmaz.” dedi Bayan Rachel ihtiyatlı davranarak. “Rüyalar gibi zıtlıkları vardır onların. Şu DonNELL kadınına gelince, benden pek bir ‘DonNELL’lama göremeyecek, buna emin olabilirsin. O isim her zaman olduğu gibi DONnell’dır. Bu kadın delirmiş, o kadar. Queenie ismini verdiği bir pug köpeği var ve bu köpek diğer aile üyeleri ile beraber masada porselen tabaktan yemek yiyor. Onun yerinde olsaydım bundan dolayı yadırganmaktan korkardım. Thomas, Donnell’ın aklı başında, çalışkan bir adam olduğunu söylüyor. Ama kendisine eş seçerken pek aklıselim davranmamış, o kadar.”
BÖLÜM 6
ERKEKLERİN VE KADINLARIN HER TÜRDEN HÂLLERİ
Prens Edward Adası’nda bir eylül günü, kuru ve soğuk bir rüzgâr denizdeki kum tepelerinin üzerinden esiyordu. Tarlalar ve ormanlardan kavis yaparak geçen uzun ve kızıl bir yol, gür ladin ağaçlarının bulunduğu bir köşede halka hâlini alıyordu. Altlarında tüy misali yaprakları olan eğrelti otlarının bulunduğu akçaağaç fidanları bazen ormanın içinden çıkagelen dereye dalıyor, bazen de altın başak ve duman mavisi yıldız çiçeklerinin arasında güneşleniyordu. Hava, çok sayıda çekirge sürüsünün hücumuyla âdeta çılgına dönmüştü. İşte bunlar yaz tepelerinin memnun sakinleriydi. Rahvan giden kahverengi bir midillinin arkasında, dudakları gençliğin ve yaşamın paha biçilemez basit keyfiyle dolmuş iki kız vardı.
“Bu cennetten kalma bir gün, değil mi Diana?” diye iç çekti Anne saf bir mutlulukla. “Havada âdeta sihir var. Hasat vadisindeki morluğa bak Diana. Bir de şu ölmek üzere olan köknarı kokla! Bay Eben Wright’ın çit direkleri kestiği güneşli çukurdan geliyor bu koku. Böyle bir günde hayatta olmak bir lütuf. Ama ölmek üzere olan köknarın kokusu âdeta cennet gibi. Bu dediğimin üçte ikisi Şair Wordsworth ve üçte biri Anne Shirley. Cennette ölmek üzere olan köknarın olması çok mümkün değil gibi öyle değil mi? Yine de ormandan geçerken ölü köknar kokusu alamadığın bir cennet yeterince mükemmel olmaz gibi geliyor bana. Belki de orada kokuyu ölüm gerçekleşmeden de alabiliriz. Evet, bence böyle olacaktır. Bu leziz aroma köknarların ruhu olmalı. Ve cennette de sadece ruhlar olacak tabii ki.”
“Ağaçların ruhu yoktur.” dedi gerçekçi Diana. “Ama ölü köknarların kokusu kesinlikle çok hoş. Küçük bir yastık yapıp içini köknarların iğne yapraklarıyla dolduracağım. Sen de yapsan iyi olur Anne.”
“Galiba yapacağım ve kestirdiğim zaman kullanacağım. O zaman rüyamda bir orman perisi ya da orman tanrıçası olduğumu göreceğime eminim. Fakat şu an için Avonlea hocası olan bu tatlı ve dost canlısı günde böyle bir yolda giden Anne Shirley olduğum için hâlimden memnunum.”
“Çok güzel bir gün ama bizim de yapmamız gereken güzel bir işimiz var.” diye iç çekti Diana. “Neden bu yolu incelememizi teklif ettin Anne? Avonlea’nin neredeyse tüm kaçıkları bu yolun üzerindeki evlerde yaşıyor. Muhtemelen bize dilenci gibi davranacaklar. En kötü cadde bu.”
“İşte bu sebepten bu caddeyi seçtim. Eğer Gilbert ve Fred’e söyleseydik bu yolu alırlardı. Ama şöyle de bir şey var Diana, ben kendimi A.K.G.T.’den (Avonlea Köy Geliştirme Topluluğu) sorumlu hissediyorum. Çünkü bu organizasyon benim teklifimdi ve en nahoş şeyleri ben yapmalıyım. Senin adına üzgünüm. Ama bu kaçık yerlerde tek bir kelime etmene gerek yok. Bütün konuşma işini ben hallederim. Bayan Lynde bu konuda kabiliyetli olduğumu söylüyor. Bayan Lynde bu girişimi onaylayıp onaylamama noktasında kararsız. Bay ve Bayan Allan’ın desteklediğini düşününce onaylama eğiliminde oluyor. Fakat köy geliştirme topluluklarının ilk Birleşik Devletler’de ortaya çıkmış olması organizasyonumuzun aleyhine bir durum ona göre. Kısacası iki düşüncenin arasında kalmış durumda ve sadece başarılı olursak Bayan Lynde’in gözüne gireriz. Priscilla bir sonraki geliştirme toplantımız için bir yazı yazacak ve ben bu yazının çok iyi olacağına eminim. Çünkü teyzesi becerikli bir yazar ve bunun ailelerinde kalıtsal olduğuna eminim. Bayan Charlotte E. Morgan’ın Priscilla’nın teyzesi olduğunu öğrendiğimde nasıl ürperdiğimi anlatamam sana. Teyzesi Edgewood Günleri ve Goncagül Bahçesi kitaplarını yazmış bir kızın arkadaşı olmak müthiş bir his gibi gelmişti.”
“Bayan Morgan nerede yaşıyor?”
“Toronto’da. Priscilla gelecek yaz adayı ziyaret edeceğini ve mümkünse bizim için bir buluşma ayarlayacağını söyledi. Bu neredeyse gerçek olamayacak kadar güzel bir şey ama yatağa gittikten sonra hayal etmek çok keyifli.”
Avonlea Köy Geliştirme Topluluğu kuruldu. Gilbert Blythe başkan, Fred Wright başkan yardımcısı, Anne Shirley kâtip ve Diana Barry ise maliyeci oldu. Kendilerine derhâl “Geliştirmeciler” ismini veren topluluk üyeleri iki haftada bir birbirlerinin evlerinde bir araya geleceklerdi. Mevsimin sonuna gelmişken çok sayıda geliştirme yapmayı beklemeseler de gelecek yazın planını yapmayı, ürettikleri fikirleri tartışmayı, yazılar yazıp okumayı kısacası Anne’in de dediği gibi kamu hassasiyetini eğitmeyi kararlaştırdılar.
Hâliyle bu adı onaylamayanlar da oldu ki Geliştirmeciler bu durumu ciddi bir şekilde alaya aldılar. Rivayete göre Bay Elisha Wright bu organizasyon için “Flört Kulübü” isminin daha uygun olacağını söylemişti. Bayan Hiram Sloane da Geliştirmeciler’in yol kenarındaki bütün toprakları sürerek sardunya ekeceğini duyduğunu iddia etmişti. Bay Levi Boulter ise, Geliştirmeciler’in herkesin evini yıkması konusunda ısrar edip topluluğun onayladığı plana göre evleri yeniden inşa etmesini talep edecekleri konusunda komşularını uyarmayı ihmal etmedi. Bay James Spencer, gençlere haber salarak kilise yamacını kürekle temizlemelerini istedi. Eben Wright, Anne’e Geliştirmeciler’den Josiah Sloane’ın bıyıklarını kırkmasını sağlamalarını istediğini söyledi. Bay Lawrence Bell eğer isterlerse ahırlarını beyaza boyayacağını ancak inek ahırlarının penceresine dantel perdeler asmayacağını söyledi. Bay Major Spencer Carmody peynir fabrikasına süt taşıyan ve aynı zamanda bir Geliştirmeci olan Clifton Sloane’a gelecek yaz herkesin süt tezgâhlarını elle boyayarak ortasına nakışlı bir masa süsü koyma zorunluluklarının doğru olup olmadığını sordu.
Tüm