Ertuğrul Bey’den Sultan Vahdettin’e Tarihin En Kudretli Hanedanı Üç Kıtanın Efendileri Osmanlılar
yanından ayrılmıştı. Artık İznik savunması zayıflamıştı. Buna rağmen, Mihaloğlu bir çıkış hareketi sırasında ağır şekilde yaralandı. Mustafa’ya ev sahipliği yapan İznik yağmalandı. İlyas Bey, lalalığını yaptığı Mustafa’yı kendisi yakalayıp 20 Şubat 1423’te abisi Murat’a teslim etti. II. Murat, kardeşini İznik’te idam ettirdi.
Güney Marmara’da sükûnet sağlandıktan sonra, Osmanlı kuvvetleri, Taraklı’ya kadar gelen İsfendiyar Bey kuvvetlerinin üzerine yürüyerek imha etti. Karaman Beyi Mehmet Bey de Ocak 1423’te, Antalya’yı kuşattığı sırada kaleden atılan bir top güllesiyle öldü. Karaman tahtı için çıkan iç mücadeleden II. Murat faydalandı ve tahta çıkmasına yardım ettiği İbrahim Bey’e bir antlaşma imzalattı. Karamanoğlu 1421’de babasının aldığı Isparta merkezli Hamit İli’ni bıraktı ve Osmanlı tabiliğini kabul etti.
Bizans ile Yeniden Barış Antlaşması Yaptı
II. Murat’ın Anadolu’daki başarısı Eflak beyinin gözünü korkuttu. Bunun üzerine bağlılığını bildirmek için iki oğlunu rehin gönderip, barış teklif etti. Aynı günlerde Bizans’ı abluka altında tutan II. Murat, 1423 yılının Mayıs ayında Turahan Bey komutasındaki ordu ile Kerme surunu zapt ederek Mora’ya girdi ve Selanik’i kuşatma altına aldırdı. Bu süreçte, Selanik’in yönetimini Bizans’tan devralan Venedik, yeni bir krize sebep oldu.
Venedik Devleti, Selanik’i kurtarmak için bir yandan haraç ödemeyi teklif ederken diğer yandan da Osmanlı’ya karşı genel bir saldırı hazırlığı başlattı. Bu amaçla İzmir Beyi Cüneyt, Eflak beyi ve Macar kralı ile ittifak kurmaya çalıştı. Aynı günlerde Pietro Loredano komutasındaki donanmasını da Gelibolu’ya gönderdi. Bu aşamada Osmanlı İmparatorluğu’nun asıl endişesi, Bizans imparatorunun İstanbul’u Venedik’e teslim etmesi ihtimali oldu. II. Murat, bu nedenle Cenevizliler aracılığı ile Bizans imparatoru ile 22 Şubat 1424’te barış antlaşması imzaladı. İmparator, anlaşma doğrultusunda yıllık 300.000 akçe haraç ödemeyi, Silivri ve Terkos hisarları hariç Marmara, Ege ve Karadeniz kıyılarında 1402’den sonra aldığı yerleri geri vermeyi kabul etti. Böylece Osmanlı Devleti yeniden 1402’den önceki sınırlarına ulaşmış oldu.
Bizans’ı tehdit olmaktan çıkartan Osmanlı Devleti, İzmir Beyi Cüneyt’i de 1425 yılında ortadan kaldırdı. Aynı yıl İzmir ve Aydın da ele geçirdikten sonra, Menteşeoğulları’nın ve Hamitoğulları’nın Teke’deki kolunun topraklarını ilhak etti.
İkinci Düzmece Mustafa Vakası Yaşandı
15. yüzyılın ilk çeyreğinde Osmanlı Devleti karşısında en kuvvetli devlet olarak Venedikliler vardı. Venedikliler, Osmanlı Devleti’ni Avrupa topraklarından uzak tutmak için her türlü yönteme başvuruyorlardı. Başvurdukları yöntemlerden biri de yeni bir Düzmece Mustafa olayı çıkarmak oldu. Venedik Devleti, 1425 yılının bahar aylarında Yıldırım Bayezid’in oğlu olduğunu iddia ettikleri Mustafa adında birini kendi donanmaları ile Selanik’ten yola çıkardılar. Kassandra ve Kavala Venedikliler’in eline düştü. Böylece 1425-1430 yılları arasındaki Osmanlı-Venedik Savaşı başlamış oldu. Ertesi yıl Osmanlılar kayıplarını giderdiler. Selanik’ten tekrar çıkan Mustafa’ya Pazarlı ve Sarıca beyler karşı koydular. Savaş Arnavutluk’a da yayıldı. Osmanlılar burada Venedik’e ait Draç’ı kuşattılar. Ekim 1425’te Venedik ile Macarlar arasında Osmanlılar’a karşı ittifak görüşmeleri başladı. Osmanlı ordusu 1426’da Eflak Beyi Dan’ı ve Macar komutanı Pippo’yu bozguna uğrattı.
II. Murat Üç Koldan Kıskaca Alındı
Osmanlı Devleti’nin Avrupa topraklarında tutunması kolay olmadı. Venedik, Sırp, Macar, Eflak ittifakları zaman zaman düzenledikleri saldırılarla Osmanlı’nın yayılmasını engellemeye çalıştılar. Osmanlı’nın Avrupa ile meşgul olduğu yıllarda Karamanoğlu da Macarlarla iş birliği yaparak yeniden eski topraklarını almak için harekete geçti. Beyşehir’i işgal eden Karamanoğlu, Hamit İli’ni de ele geçirdi. Venedik Devleti de Osmanlı’ya karşı Anadolu’da güçlü müttefik olarak Karamanoğulları’yla ittifak kurdu. Aynı günlerde Timurlular Devleti’nin hükümdarı Şahruh da büyük bir ordu ile Anadolu üzerine yürüdü. Bu durum Hristiyan dünyasında sevinçle karşılandı. Venedik, 1429’da Osmanlı Devleti’ne saldırılarını şiddetlendirdi. Önce Gelibolu’yu almak için harekete geçti. Sonuç alamayınca geri çekildi. Bu sırada II. Murat da doğudaki gelişmelere odaklandığı için Batı’dan gelen saldırılara cevap vermek yerine beklemeye koyuldu. II. Murat, Şahruh’u tahrik etmemek için daima bağlılığını bildirerek muhtemel saldırıyı önledi.
Osmanlı Devleti ile Memlûk Devleti arasında sınır Malatya ve Divriği hattı idi. Memlûk Devleti, Osmanlı Devleti’nin Malatya’nın doğusuna geçmesini istemiyordu. Aynı şekilde Dulkadiroğulları Beyliği’ni ve Karamanoğulları Beyliği’ni himayesinde tutmak istiyordu. Şah-ruh, batıya ikinci büyük yürüyüşünü 1429 yılında yaptı. Şahruh’un yürüyüşü, Osmanlı-Memlûk ilişkilerini geliştirdi. Şahruh’un 18 Eylül 1329’da yapılan Selmas Meydan Savaşı’nda Karakoyunlu kuvvetlerini yenmesi Memlûkler gibi Osmanlılar’ı da endişelendirdi. Ancak Şahruh’un Azerbaycan’dan Herat’a geri dönmeye karar vermesi onlara rahat bir nefes aldırdı.
Selanik’i Almak İçin Beş Yıl Bekledi
Şahruh’un çekilmesini fırsata çeviren II. Murat, beş yıldır süren Selanik sorununu çözmek için Şubat 1430’da bütün ordusu ile Selanik üzerine yürüyerek, Venedik donanması yetişmeden 29 Mart 1430’da Selanik’i aldı.
Osmanlı’ya misillemede bulunan Venedik Devleti de Gelibolu’ya saldırarak önemli kayıplar verdirdi. Ayrıca Boğazlar’da Osmanlılar’ın her türlü askerî ve ticari faaliyetini engelledi. Bu yaptırımın Osmanlı Devleti üzerinde caydırıcı bir etkisi oldu. Lâpseki’de yapılan Temmuz 1430 tarihli barış antlaşması ile Selanik’in Osmanlı toprağı olduğu kabul edilirken Arnavutluk’taki şehirlerle İnebahtı’da Venedik hâkimiyeti yıllık 236 duka haraç karşılığında kabul edildi. Ayrıca Boğazlar’da Türk gemilerinin faaliyetleri serbest bırakıldı.
Arnavutluk Osmanlı Toprağı Oldu
Yapılan anlaşma sonrasında Osmanlı Devleti Cenevizlilere ait Arnavutluk topraklarında savaş başlattı. Bu savaş sırasında Venedik’in tarafsızlığı büyük önem kazandı. Osmanlılar, Arnavutluk’un güney ve merkez kısımlarında kendi idarelerini kurmuşlar, kuzeyde ve dağlık bölgelerde kabilelere dayanan Arnavut beylerini haraçgüzâr tabiler olarak bırakmışlardı. Selanik’ten sonra Yuvan İli’ne gelen Osmanlı kuvvetleri, aynı günlerde Yanya ve çevresini de ele geçirdiler. Osmanlı Devleti, fethettiği topraklarda mülkiyet sistemini değiştirirken, yeni bir kayıt sistemi getirdi. Yapılan toprak düzenlemesini kabul etmeyenler isyan ettiler. Asilere karşı hareket eden Evrenosoğlu Ali Bey bir boğazda pusuya düşürülerek ağır kayıplara uğratıldı. II. Murat Serez’e giderek isyanın bastırılmasını komuta etti. İsyan 1433’te bastırıldı. O zaman dağlara sığınan Arnavut asi senyörleri Macar kralı ile ilişkiye girdiler. Kral, Balkanlar’da Osmanlılar’a karşı yeni bir müttefik bulduğuna inanarak onları teşvik etti. Hatta1435’te yanında bulunan Osmanlı saltanat iddiacısı Kosova’da idam edilen Şehzade Yakup’un oğlu Davut Çelebi’yi gizlice Arnavutluk’a soktu. Bu suretle Osmanlılar’ı yarım yüzyıl uğraştıran Arnavut meselesi ortaya çıkmış oldu.
Timurlular Tehdidi, Batıya Gidişi Engelledi
II. Murat, devletin sınırlarını Arnavutluk’a kadar genişletip, Eflak, Sırp ve Bosna’nın bağlılığını sağladıktan sonra Macarlarla