Dr. Ecz. Metin Uyar

Mutluluk Doktoru


Скачать книгу

değişikliklerin sağlayacağı katkıyla ruh halimizi değiştirmemizin mümkün olduğunu söyleyen çok sayıda uzman bizim yanımızda madem, o halde neler yapabiliriz konusuna bakalım.

      Son dönemde günlük hayatta sık sık duyduğumuz ve kolayca karıştırılabilen iki kelime var: Probiyotik ve prebiyotik. Osman Müftüoğlu da 28 Temmuz 2016’da Hürriyet gazetesindeki köşesinde yazdığı yazıda, karıştırılan bu iki kelimeyi ele aldı: “Probiyotikler bağırsaklarımızda yaşayan ve bizimle birlikte ortak bir biyolojik hayat süren canlılar. Pek çok alanda bize hizmet eden faydalı bakteriler. Bağırsaklarımızda yüz trilyona yakın probiyotik bakteri var. (…) Yiyecek içeceklerimizin içindeki toksik ve zararlı bileşikleri önce onlar temizliyor. Alerjen unsurları bizden önce onlar parçalayıp yok ediyor. Kanserojen faktörleri de bizden önce tanıyıp zararsız hale getirenler onlar. Bağışıklığımıza destek olan, şekerimizi, kolesterolümüzü, kilomuzu ayarlamada bile önemli işlevler üstlenen, vitamin üreten, hazmı kolaylaştırıp güçlendiren ve daha pek çok alanda sağlığımıza neredeyse karşılıksız ama son derece önemli hizmeti aralıksız veren de yine sadık ve faydalı bu bakteriler. Bu bakterileri dışarıdan daha fazla kazanmak, bağırsaklarımızda onlara daha fazla alan açmak, sayılarını mümkün olduğu kadar çoğaltmak çok önemli bir koruyucu sağlık unsuru… Prebiyotik gıdalar, probiyotik bakterilerin hoşlandığı, zevkle yiyip içtiği, bağırsaklarımızın dost ve arkadaş bildiği besinler. Bağırsak fonksiyonlarını düzenlemede, hazmı iyileştirme ve gıdalardan azami faydayı temin etmede de çok etkililer…”39

      Bu noktada işe beslenmemizden başlamak en mantıklısı… Ama önce The Healthy Gut Handbook kitabının yazarı olan Justine Pattison’ın bir uyarısının da altını çizelim: Sindirim problemleri yaşamamak adına beslenmenizde yavaş ve küçük değişiklikler yaparak başlayın ve sonrasında bağırsak aktivitenizi gözlemlemeyi unutmayın.40

BAĞIRSAKLARIMIZA NASIL DAHA IYI DAVRANABILIRIZ?

      • Ev yoğurdu, ev turşusu ve peynir, kefir, ayran gibi probiyotik zengini gıdalara sofralarımızda daha sık yer verebiliriz.

      • Karbonhidrat seçimlerimizi daha bilinçli yaparak örneğin lifli gıdaları ve tam tahıllıları tercih edebiliriz.

      • Yeteri kadar sebze tüketiyor muyuz? Sebze tüketimimizi artırabilir ve de çeşitlendirebiliriz. Buradaki altın bir kelime de çeşitlilik. Hemen bu hafta, mevsim sebzelerinden daha önce çok fazla tüketmediklerinize bir şans vererek başlayabilirsiniz. Enginar, pırasa, kereviz, hindiba, soğan, sarımsak… Seçim sizin.41

PEKI NELERDEN UZAK DURMALIYIZ?42, 43, 44

      • Gereksiz antibiyotik kullanımı

      • Sağlıksız beslenme, aşırı yağlı ve şekerli besinler, fast food ve abur cubur tüketimi

      • Yapay tatlandırıcılar

      • Stres

      • Aşırı alkol tüketimi

      • Düzensiz uyku

      • Gereksiz sezaryen doğum

      Kahkahayla İyileş

      Kahkaha atmanın, mutluluk hormonu olarak bilinen endorfin salgılanmasında etkili olduğuna dair çalışmalardan önceki bölümlerde bahsetmiştik. Bu bölümdeyse gündemimizi tamamen kahkahaya ayırıyoruz. Malum, kahkaha atmaktan, gülmekten genelde çekinen, mutluluğu kendi içinde yaşamayı daha makul kabul eden bir toplumda yaşıyoruz. O yüzden kahkaha atabilmek bizim için ayrıca bir öneme sahip.

      Hepimiz, özellikle de gençken, ayağımız kayıp da düştüğümüz bir zaman, başta “Ayy kim gördü” diye etrafa baktıktan sonra kahkahayı basmışızdır, değil mi? Hele canımız da yanmadıysa, o an içimizden gelen tepki kahkahadır. Böyle olduğunda da tutmadan, bastırmadan gülüp rahatlarız. Peki bunu çocukluk ve ilk gençlik anılarına hapsetmeye gerek var mı? Kahkahalarıyla ortamı şenlendiren insanlardan biri de neden siz olmayasınız? Çevreyi rahatsız etmediğinizden emin olmanız yeterli. İçinizden geldiğinde, çekinmeden, doya doya gülebilmek kendimiz ve çevremize yapabileceğimiz en basit iyilik değil mi?

      Ayrıca, komik bir olayın başımıza gelmesini, durup dururken gülmekten karnımızı ağrıtacak durumların ortasına düşmeyi beklememize de gerek yok. Neden kendimize nedenler yaratmıyoruz? ‘The Science of Happiness’ isimli çalışma, bir gün önce gerçekleşen pozitif bir şeyi/ olayı düşünmenin insanlar üzerinde en etkili yöntem olduğunu ortaya koymuş. Hertfordshire Üniversitesi akademisyeni Richard Wiseman’ın hazırladığı araştırma için 26 bin kişinin katıldığı online bir anket düzenlenmiş, katılımcılar mutluluklarını nelerin artırdığını açıklamışlar. En etkili sonuçsa bir gün önce gerçekleşmiş olan olumlu bir olay üzerine düşünmek olarak çıkmış. Bunun mutluluk üzerinde yüzde 15 oranında artırıcı bir etkisi olduğu sonucuna ulaşmışlar. Wiseman’ın dediği gibi, “Genelde önceki gün yaşadığımız olumlu olaylar üzerine tekrar düşünmeyiz ama düşündüğümüzde zihnimizde hâlâ canlı kalıyorlar.”45

      O halde neden yaşadığımız komik anıları, yüzümüzü güldüren dakikaları tekrar hatırlayıp mini bir mutluluk dopingi sağlamayalım ki kendimize… Peki başka neler yapabiliriz? Komedi filmleri/dizileriyle bir komedi maratonu, bir komedyenin gösterisini seyretmeye gitmek, aile ve arkadaşlarımız arasında komikliğiyle nam salmış olanlarla geçirilen birkaç saat… Seçenek çok, hazır mısınız?

MUTLULUK TESTI

      Mutluluk üzerine birçok kitap yazan akademisyen Robert Holden’ın kitaplarından bir tanesi de kahkahanın en iyi ilaç olduğunu söylediği Laughter the Best Medicine: The Healing Power of Happiness, Humour and Laughter isimli kitap. Yazarın kendi adıyla kurduğu bir de internet sitesi var. Herkesin mutluluk seviyesini görmesi için hazırlanmış bir “Mutlu musunuz” testi çıkıyor karşınıza sayfayı açtığınızda. Testi yaparken, her soruda yer alan cümlelere Yanlış/Nadiren doğru/Bazen doğru/ Genelde doğru/Çok doğru seçeneklerinden sizin için geçerli olduğunu düşündüğünüzü işaretleyerek ilerliyorsunuz. Testi online olarak çözebilirsiniz tabii ama yine de mutluluk seviyeniz için size fikir vermesi adına, karşınıza çıkacak maddelere şimdiden bir göz atın:46

      • Kim olduğumu biliyorum ve kendimi seviyorum.

      • En önemli ilişkilerime dikkatimin maksimumunu ayırıyorum.

      • Güçlü bir amacım var ve işimi seviyorum.

      • Tavırlarımı çoğu zaman kendim seçiyorum.

      • Yaşarken hayatımı takdir ediyorum.

      • Geçmiş kırgınlıkları ve hayal kırıklıklarını ardımda bırakmakta iyiyim.

      • Eğlenmeyi biliyorum ve eğleniyorum.

      • Kendime bakıyorum ve kendi iyiliğimle ilgileniyorum.

      • Bana ilham, destek ve güç veren şeyleri biliyorum.

      • Mutluluğun bir çeşit yolculuk olduğunu düşünüyorum.

      Kendine Hayran Ol

      “Kendine hayran olan” birini düşündüğümüzde, genelde gözümüzde canlanan insan, narsisist olarak tanımlanabilecek, “Her şeyi ben bilirim”, “Benden iyisi yok”,” Ne kadar da şahaneyim” gibi cümleler kuran biraz karikatürize bir tiptir. Çok da