Amy Blankenship

Bağlayan İlişkiler


Скачать книгу

Malcolm ve Angel’ı kaybetmişti. John baskıcı ve zorba bir adamdı ve doğrusu onu hiç özlemiyordu. Ancak ailedeki herkes kendi hayatlarıyla meşgulken, Isabel'i yaşlılığında yalnız bırakmıştı.

      Onunla gerçekten ilgilenen Tristian ile iki yerli genç çocuktu ve Tristian ile kız kardeşi bu iki çocuğa, Hunter ve Ray Rawlins, çok düşkündü.

      Ailenin geri kalanının ne yaptığı umurunda bile değildi, onun için önemli olan Angel ve Tristian’dı. Kardeşlerden birinin başka kandan olması canını sıkmıyordu, önemli olan kalpleriydi. Tristian evlat edinildiğinde, diğer aile fertlerini, ona evlatlık olduğunu söylemeleri halinde hiç düşünmeden Mabet’ten atılacakları konusunda uyarmıştı. Tehdit şu ana kadar dışarıda tutulmuştu.

      Tristian ve Angel’ın bunu bilmelerine imkân yoktu fakat bir gün Mabet onlara ait olacaktı.

      Isabel kafasını kaldırdığında, çiçek bahçesinde dimdik duran Lily Hart’ı görünce içinden güldü. Oğlu Malcolm şehirden ayrıldığında Lily’nin burada yaşamaya devam etmesine izin vermişti. Kadının kalmasına razı olmasının tek sebebi, Angel'ı mümkün olduğunca geri getirmek ve Tristian'ı burada yaşamaya devam ettirmekti.

      Isabel’in endişesi Lily’nin mutsuz olmasıydı. Malcolm onu sevmişti ama o Malcolm’u uzak tutacak şekilde hep soğuk ve çekilmez davranmıştı ve sebebini de hiç anlatmamıştı. Isabel, Lily’nin bir gün Mabet’e sahip olma umuduyla burada kalacak kadar aptal olduğunu anlamıştı.

      Malcolm evlenmeden önce daima playboy olmuştu, daha büyük oyunlara geçmeden önce otelde çalışan yerli personelin yarısı ile yatıyordu.

      Malcolm evlendikten sonra çapkınlık işlerini bırakmıştı ve boşanma sebeplerinin bu olmadığını biliyordu. Malcolm kızları her zaman sevmişti ama Isabel, güzelliğinden dolayı en çok Lily’yi sevdiğini biliyordu ve Lily hala çok güzeldi. Soğuk ve güzel… Çocuklar çok küçükken bile anne olamayacak kadar duygusuzdu.

      Isabel, Lily'nin yüzündeki acı bakışı gördüğünde Malcolm'un burada olduğunu anladı. Helikopter pilotuna, herhangi biri için hafta sonundan önce dönmeye cesaret ederse kovulacağını belirsiz bir şekilde söylemişti. Ayrıca, evdeki tüm araçları bir şekilde kullanılamaz hale getirmesi karşılığında para bile vermişti. Böylece kimse ayrılamayacaktı.

      Bir kereliğine, hoşlansalar da hoşlanmasalar da tüm aile burada birlikte kalacaktı.

      *****

      Ray Rawlins, garajdaki son otomobilin kaputunu kapatırken uzaktaki helikopterin sesini duydu. Büyük bir memnuniyetle, etraftaki artık işe yaramayan pahalı arabalara baktı. Isabel Hunter, istediğinde ölmüş kocası kadar acımasız olabilirdi.

      Helikopter yavaşça piste inerken, tuğla binanın dışına çıkarak gözlerinin önündeki saçlarını savurdu. Düşünceleri Hunter’a döndü. Angel’ın Kaliforniyalı erkek arkadaşını getirdiğini öğrendiklerinde, kardeşinin onları tutup tutamayacağını merak etti.

      Ashton Fox'un düşmek üzere olduğu örümcek ağı hakkında bir fikri yoktu.

      Ona göre, bu dağın üstünde doğan insanların çoğu, o dağdan düşmeyi hak ediyordu. Angel ve Tristian istisnaydı. Onlar büyürken, o ve Hunter kanatları altına almış ve tam içine doğdukları kötülüklerden mümkün olduğu kadar korumuşlardı. Tatlı büyükanneleri bile yoluna çıktıklarında güvenilmez olabiliyordu.

      Ã‡ocukluğunu hatırlayarak duvarın tuğlalarına yaslandı. O ve Hunter kardeşlerden sadece birkaç yaş büyüktüler ama dördü hiç ayrılmazdı. Tristian ve Angel her ne kadar eğlenceli ve oyun olduğunu düşünse de, yerlilerin hayatta kalma tekniklerini öğreten Hunter ile birlikte, hemen hemen her gün dağdaki ormana gidiyorlardı.

      Angel, yedek erkek arkadaşıyla helikopterden dışarı koştururken geçmiş hatıralarının görüntüsü eridi. Helikopterden gelen rüzgâr görünmeyen bir fırtına gibi saçlarını dağıtınca kafasını salladı.

      Mabet olarak bilinen büyük binaya baktı. Ailesi olduğu iddia edilen içerideki insanların yeni bir oyuna hazırlandıklarını biliyordu, küçük bir kızın tek başına oynayamayacağı kadar tehlikeli bir oyun.

      Ray, Hunter'ın ona hediye ettiği küçük şişeyi çıkarttı ve zihnini boşaltmaya çalışarak bir yudum içti. Angel’ı kötülüklerden korumak için tüm konsantrasyonuna ihtiyacı olacaktı.

      *****

      Tristian pilota eğilip dikkatini çekmeden önce herkesin helikopteri terk etmesini bekledi. “Isabel Hart’ın söylediklerini unutma.” Yeşil gözleri uyarıyla küçülürken yüzündeki gülümseme de kaybolmuştu. “Git tatilini yap ve bizim için endişelenme. Sana bu hafta ihtiyacımız olmayacak, anladın mı?”

      Tristan ona katıldığında Angel mutlu bir şekilde gülümsedi ve hepsi pervanelerin rüzgârından kaçtı. Canavar makinenin yüksek sesle uçup gittiğini gördüğünde çok daha iyi hissetti.

      â€œKasırgadan iyi kurtulduk.” Angel alaycı bir selam verdi. Kimsenin dalga geçmeyeceğini bilse ellerini yere koyar ve güvenle getirdiği için ona teşekkür ederdi.

      Ashton ipeksi sarışın saçlarını parmaklarıyla taradı, saçlarını hissetmekten hoşlandı. “Oh, güzel saçların dağıldığı için çıldırmış olmalısın,” parmaklarının hiçbir yere takılmadan nasıl taradığını merak ederek sırıttı. O, şimdiye kadar bulduğu mükemmelliğe en yakın şeydi ve evini ziyarete gideceğini söylediğinde, onun görüş alanından çıkmasını istemeyecek kadar akıllıydı.

      Angel’ın babası ve Felicia'nın girdiğini fark ederek, tepedeki binaya doğru ilerledikçe, Ashton kollarını Angel’ın omuzlarına koydu.

      â€œKırmızı başlıklı kız, önce büyükanneni mi göreceğiz?” dedi, konağın büyüklüğü karşısında boğulmamaya çalışarak. Babasının övünerek anlattıklarını dinlemişti ama şimdi içindeydi ve az bile anlattığını fark etti.

      Tristian, kesmeden önce Angel'a göz