Hatırlayamadığınız bir zamandan beri oturma odanızın bir köşesinde duran kırık sandalye sanki o mekânda bir hak elde etmiştir; ailenin bir ferdi gibidir ve onu yerinden kıpırdatmak sadakatsizlik (hatta kutsal bir şeye karşı saygısızlık) gibi görünür. Ama bir kez üzerinde parıldayan gün ışığıyla kendisini arka bahçede bulunca, eski, kırık bir sandalyeden başka bir şey olmaz. Kim o şeyi evine getirmek ister ki? Özellikle de durduğu köşe şimdi o kadar temiz ve ferah görünürken…
Ayırmayı neyi atacağınıza karar vermekten daha çok neyi tutacağınıza karar vermek olarak düşünürseniz, çok daha kolay bir şey haline gelir. Sil Baştan yapmanın –her şeyi boşaltıp sonra teker teker geri koymanın– bu kadar etkili olmasının nedeni de budur. Gerçekten sevdiğiniz ve ihtiyaç duyduğunuz şeyi seçmektesiniz ve korunacak şeyleri seçmek atılacak şeyleri seçmekten daha eğlencelidir. Bir sanat müzesindeki küratör boş bir galeriyle işe başlar ve mekânı güzelleştirecek en iyi eserleri seçer. Sil Baştan yapmak bizi pekâlâ evlerimizin küratörleri haline getirir. Hangi nesnelerin hayatımızı zenginleştirdiğine karar verecek ve sadece onları mekânımıza geri koyacağız.
Unutmayın, çevremizi sarmaları için seçtiğimiz şeyler bizim hikâyemizi anlatır. Umalım ki bu “Ben geçmişte yaşamayı seçiyorum” ya da “Başladığım işleri bitiremem” olmasın. Tersine, şöyle bir şeyi hedefleyelim, “Hafif ve zarif şekilde yaşıyorum, sadece fonksiyonel ya da güzel bulduğum nesnelerle beraber.”
12. Çöp, Hazine ya da Transfer
Artık eşyalarımızı dışarı attığımıza göre, onları ayırmak ve ne yapacağımıza karar vermek durumundayız. Eşyalarımızı üç kategoriye ayıracağız: Çöp, Hazine ve Transfer. Birincisi için büyük, sağlam bir çöp torbası alın (eğer tek bir çekmece üstünde çalışıyorsanız, küçük bir çöp torbası da işinizi görür). Diğer ikisi için kutu, branda ya da üstünde çalıştığınız alanda ne uygunsa onu kullanın.
Fazladan bir kutuyu da el altında bulundurun; buna Hemen Karar Verilemeyenler adını vereceğiz. Eşyalarınızı ayırırken saklamak istediğinizden emin olmadığınız, ancak ayrılmayı da henüz göze alamadığınız şeylerle karşılaşacaksınız. Belki de bu konuyu düşünmek için sadece biraz daha fazla zamana ihtiyacınız var. Birkaç numaracı nesnenin sizi yolunuzdan alıkoymasını ya da hızınızı kesmesini istemezsiniz, bu yüzden herhangi bir şey hakkında çabuk karara varamazsanız onu şimdilik buraya koyun. Daha sonra tekrar ele alıp bir yığına aktarabilirsiniz.
Doğruya doğru, başka değerlendirmelerden sonra bile tepeleme dolu bir Karar Verilemeyenler kutusuyla baş başa kalabilirsiniz. Bu kutuyu geçici bir depolama alanına koyacaksınız: bodruma, tavan arasına, garaja ya da bir dolabın dip kısmına. Eğer altı ay (ya da bir yıl) sonra herhangi bir şeyi almak için onu açmadıysanız, en sevdiğiniz hayır kurumuna götürün. Bu kutu son çare olarak kullanılmalıdır – zor kararlardan kaçınmanın mazereti olarak değil. Mesele bu nesneleri kurtarmak değil, alanınızı istediğinizden emin olmadığınız eşyalardan kurtarmaktır.
Öyleyse Çöp ile başlayalım: Bunu bilmek zor değil. Alenen çöp olan her şeyi atın, yiyecek paketleri, lekeli ya da yırtık kumaşlar, son kullanım süresi geçmiş kozmetik ve ilaçlar, bozulmuş yiyecekler, çalışmayan kalemler, eski takvimler, gazeteler, ilanlar ve broşürler, gereksiz postalar, tekrar kullanılamayan şişeler ve kaplar ve tamir edilemeyecek ya da tamir etmeye değmeyecek arızalı şeyler. Eğer Goodwill[2] için yeterince iyi değilse, bu yığına aittir.
“Atın” dediğimde “mümkünse geridönüşüm”e verin demek istediğimi bildiğinizden eminim. Şeyleri çöpe atmak kolay olsa da, çevreyi de aklımızda tutmalıyız. Herhangi birimizin gelecek yüz yıl boyunca bir atık alanında duracak bir şeyin sorumluluğunu almak istemeyeceğinden eminim. Bu yüzden iyi karmadan yana olun ve mümkün olan her şeyi geridönüşüme verin: Çoğu belediye karton, kâğıt, cam, metal ve bazı plastikleri kabul edecektir. Elbette herhangi bir şeyi atmadan önce başka birisinin bunu kullanıp kullanamayacağını değerlendirin, eğer kullanılabilme olasılığı varsa onu Transfer yığınına koyun. Bir şeyi iyi bir eve göndermek her zaman bir atık alanına ya da geridönüşüm merkezine göndermekten iyidir – biraz daha fazla zaman ve çaba gerektirse bile. Satın aldığımız şeylerin, uygun şekilde imhaları da dahil, tüm yaşam döngüleri için sorumluluk almalıyız. Alışveriş yaparken bu konulara dikkat edin – aslında bu, dürtüsel satın almaları frenlemek için etkili bir yoldur.
Hazine yığını saklayacağınız nesneler içindir ve sadece adının ima ettiği şeyleri içermelidir: güzellikleri ya da fonksiyonları nedeniyle gerçekten değer verdiğiniz şeyler. Eğer bir şeyi bir yıl boyunca kullanmadıysanız muhtemelen buraya ait değildir. Bunu daha iyi kullanabilecek birisine vermeyi düşünün ya da ondan ayrılmakta çok zorluk yaşıyorsanız Hemen Karar Verilemeyenler kutusuna koyun. Kullanılmayan eşyalara değerli alanımızı vakfetmek istemiyoruz, bu alanı iyi şeylere ayırmak istiyoruz! Süs eşyaları, koleksiyonlar ve diğer dekoratif malzemeler için de aynısı: Eğer bunları gururla ve alenen sergilemiyorsanız ve varlıklarından gerçek bir zevk almıyorsanız, onları hak ettikleri ilgiyi görecekleri yeni bir eve gönderin.
Son olarak Transfer yığınını tartışalım. Artık sizin için iyi olmayan tüm mükemmel durumdaki nesneler buraya aittirler. Onları göndermekten suçluluk duymayın, onları özgür bırakın ve hayatta yeni bir şans tanıyın. Her şeyden önce, bir gün “ihtiyacınız olabileceği” gerekçesiyle bir şeye tutunma dürtüsüne direnin – eğer henüz ona ihtiyacınız olmadıysa muhtemelen hiç olmayacaktır. Eğer tesadüfen ihtiyaç duyarsanız durduğu yeri bulabilir misiniz? Bulsanız kullanılır durumda olacak mı? Ya da muhtemelen koşup yepyeni bir tane alır mısınız? Eğer kolayca bulunabilir ya da yeri doldurulabilirse, başkasının onu şimdi kullanması hiç gelmemesi olası bir güne kadar bir köşede durmasından iyidir.
Tasnif ettikçe, Transfer yığınını Ver ve Sat bölümlerine ayırın. Cömert olun! Kullanılmadan ve sevilmeden evinizde öylece duran şey, bir başkasına büyük bir mutluluk getirebilir. Onları sevindirin ve kendinizi tebrik edin. İyi bir şey yapıyor olduğunuzu bilmek eşyalarınızdan ayrılmayı çok daha kolay kılabilir. Eğer bir nesne için özel bir alıcı aklınızda yoksa Freecycle’da[3] duyuru yapın. Vereceğiniz şeylerin bir listesini yapın, ilgilenenler sizinle iletişime geçecektir. Ya da nadiren kullanılan nesneleri onları daha fazla kullanacak birilerine –örneğin elektrikli testerenizi ağaç işleri yapan komşunuza ya da dikiş makinenizi terzi kuzeninize– lazım olduğunda ödünç alabilme şartıyla verin.
Kullanılmadan ve sevilmeden evinizde öylece duran şey, bir başkasına büyük bir mutluluk getirebilir.
Merak etmeyin, eşyalarınızı evlatlık vermek için haftalar harcamanız gerekmez. Eğer onlara özel yuvalar bulmaya zamanınız ya da isteğiniz yoksa, hayır dernekleri geniş bir eşya grubunu kabul edecektir. Goodwill, The Salvation Army, The Red Cross, dini kurumlar, evsiz barınakları, aile içi şiddet barınakları, tasarruf mağazaları ve huzurevleri, bağışlarınızı en çok ihtiyacı olanlara dağıtmak için gereken donanıma sahiptirler. Döküntüleriniz kendi topluluğunuz içinde de bir dünya iyilik yapabilir: Kitapları yerel kütüphanenize, ofis malzemelerini çocuklarınızın okuluna, evcil hayvan ürünlerini hayvan barınaklarına ve iş giysilerini Dress for Success’e vermeyi düşünün. Cömertliğiniz için vergi indirimi elde etmeniz de mümkündür, bu nedenle bağışlanan şeylerin ve değerlerinin bir listesini tutun ve kurumdan bir makbuz alın.
Eşyalarınızı satmak da ayrılık acısını hafifletebilir. Bazen paranızın bir kısmını (ya da tamamını) geri