kendiniz için net çizgiler belirlemek, basit planlar yapma yolundaki ilk adımlardır. Bu adımlar planın ikinci aşamasına nasıl geçiş yapabileceğinizi düşünmenizi, yani günlük ve haftalık akışla takip etmeniz gereken eylem arasında bilişsel bir bağ kurmanızı da sağlarlar.
Büyük ihtimalle hepimiz hayatımızın bir aşamasında gribe yakalanmışızdır. Kuşkusuz, hastalığın büyük bölümünde halsizlik, yüksek ateş, ağrı ve beyin zonklaması da hissetmişizdir. Hem çok yaygınmış gibi göründüğünden, hem de semptomları başlangıçta basit bir soğuk algınlığına çok benzediğinden, gribin ne kadar ciddi olduğunu dikkate almama eğilimindeyizdir. Bu nedenle, çoğumuz ortalama bir hafta içinde tamamıyla iyileşecek kadar şanslıyken bazıları için aynısı sözkonusu değildir. Çocuklar ve yaşlılar, hamile kadınlar ve gribi tetikleyen başka rahatsızlıkları olan insanlar, kolaylıkla çok ağır seviyede bir gribe yakalanabilirler. Grip nedeniyle gelişen göğüs enfeksiyonu gibi ciddi komplikasyonlar sessiz birer katile dönüşebilir. Yalnızca ABD’de, grip 200.000’in üzerinde hastane sevkine ve her sene 8.000’in üzerinde ölüme yol açmaktadır55.
İyi haber ise, ölüm oranını, hastalanmayı ve sağlık masraflarını azalttığı tespit edilen bir aşının varlığıdır. Ancak ne yazık ki, böylesi bir aşıdan en çok faydalanabilecek insanların büyük kısmı bu aşıyı yaptırmayı aksatırlar. Aşıdan kaçınanların muhtemel gerekçeleri arasında ise, uzun süreli muhakeme sonucunda vardıkları, hafif ateş, kas ağrısı ve iğnenin yapıldığı yerde acı gibi yan etkilerin, potansiyel faydaların yanında yetersiz kaldığı düşüncesi bulunmaktadır. Ama çoğu insan aşı yaptırmaz çünkü randevu almamışlardır ya da aldıkları randevuya gitmemişlerdir. Bir şeyi yapmanız gerektiğini bilseniz de yapma fırsatı bulamadığınız böyle durumlarda, basit bir plan harikalar yaratabilir. Pennsylvania Üniversitesi, Wharton School’un inanılmaz derecede üretken profesörü Katy Milkman’in teste tabi tuttuğu olgu da tam olarak budur. Milkman ve meslektaşları Orta Batılı büyük bir enerji firmasıyla işbirliği yapıp, şirketin 3.300 çalışanına griple alakalı yüksek riskli komplikasyonlardan bahsederek onları gidip aşı olmaya teşvik edip edemeyeceklerini denemişlerdir. Kritere uyan tüm çalışanlara, aşı kliniklerinin çalışma saatleriyle ilgili bir hatırlatma mektubu gönderilmiştir. Ancak bu hatırlatma yalnızca bazılarını plan yapmaya teşvik etmiştir. Çünkü klinik tarih ve saatlerini bildiren mektuba ek olarak, bu gruptan bir de kliniğe gitmeyi düşündükleri tarihi ve saati belirtmeleri istenmiştir. Bu ufak değişiklik, kliniğe gelen insanların sayısında yüzde 13’lük bir artışa sebep olmuştur. Bu türden bir değişiklik, eğer ABD’nin ve batı dünyasının tamamında uygulanırsa binlerce hayat kurtarabilecek türdendir56.
Milkman’in insanları plan yapmaya teşvik eden mektuplarında uygulanan temel prensipleri, bu bölümün başında ele aldığımız Obama seçim çalışmalarında da görmüştük. İki prensip de New York Üniversitesi psikoloji profesörü Peter Gollwitzer tarafından geliştirilen fikirden alıntıdır ve bu fikri “planlanmış niyetler” diye adlandırmıştır. Gollwitzer’ın çalışması, bireylerin bir hususu gerçekleştirme niyetinde olmalarına rağmen, gereken eyleme geçemedikleri durumlara odaklanmaktadır. Gollwitzer fark etmiştir ki, gelecekteki tahmini durumumuz ve hedefimizi gerçekleştirmek için gerekli olan eylemler arasında bilişsel bir bağlantı kurabilirsek niyetlerimizi gerçekleştirme ihtimalimiz de yükselir. Milkman kendi çalışmasında insanları, belirli bir tarih ve saat ile randevuya katılma gerekliliği arasındaki bilişsel bağı görmeye teşvik etmiştir. Bu durumda sözkonusu bilişsel bağ, tarih ve saat için bırakılan boşlukları doldurmak kadar kolay bir eylem aracılığıyla kurulmuştur. Obama ve seçim örneği ise aynı fikrin biraz daha güçlü bir versiyonudur. Potansiyel seçmenlerden yalnızca oy verip vermeyeceklerini teyit etmeleri istenmemiş, seçmenler oylama öncesinde ne yapacaklarını ve nereden geleceklerini de düşünmeye teşvik edilmişlerdir. Bu teşvik, insanları evde kahvaltı yaptıktan hemen sonra oy vermeye gideceklerini düşünmeye yönlendirmiştir. Daha da geniş açıdan bakılırsa, “ne zaman”, “nasıl” ve “nerede” soruları, durumsal çıkış noktaları haline getirilerek, bireyleri durum (kahvaltı etmek) ve eylem (oy vermeye gitmek) arasında bilişsel bir bağ kurmaya, böylece eyleme geçmeye teşvik etmiştir. Tüm basit düşün
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.