David S. Kidder

Entelektüelin kutsal kitabı - biyografiler


Скачать книгу

sisteminden ilk olarak, El Harezmi’nin 820 yılında yazdığı Hisab al-jabr w’almuqabala (Tamamlama ve Denkleştirme ile Hesaplama El Kitabı) isimli eserinde bahsedilmektedir. Arapça’da bütünleme anlamına gelen al-jabr kelimesi İngilizce’ye algebra olarak geçmiştir.

      Daha sonra El Harezmi, Hindu Hesap Sanatı adlı kitabını yazdı. Bu kitapta Hindu sayı sistemi anlatılmaktaydı. Kitap, yaşadığı dönemde çok popüler oldu. Kopyaları, o zamanlar Müslümanların elinde olan İspanya’da dolaşmaya başladı. Oradan Hıristiyan Avrupası’na yayıldı. Bu sayı sistemi zamanla Roma rakamlarının yerini aldı (bu sayı sistemi bir karışıklık sonucu Arap sayı sistemi olarak anılsa da El Harezmi kendi eserinde bu sistemin Hint kaynaklı olduğunu açıkça belirtmiştir).

      El Harezmi aynı zamanda İslam astronomisi, coğrafya ve dini hukuk üzerine de çalışmıştır. En ünlü kitapları, halife El Memun’a (786-833) adanmıştır. Memun, “Bilgelikler Evi’’nin büyük bir destekçisi ve Bağdat’ta yaşanan “Bilginin Altın Çağı”nda önemli rol oynayan bir şahsiyettir.

Ek Bilgiler

      1- Algoritma kelimesi El Harezmi’nin isminin Latince versiyonundan türetilmiştir.

      2- El Harezmi’nin orijinal eserlerinin pek çoğu, Bağdat 1258 yılında Moğollar tarafından yağmalandığında kaybolmuştur. İşgalciler “Bilgelikler Evi”ni yıkmışlar ve efsaneye göre kütüphanesini Dicle Nehri’ne atmışlardır.

      3- Algebra, El Harezmi’nin çalışmalarından türemiş olmasına rağmen yazarın orijinal eserinde cebirsel eşitliklere yer verilmemektedir. Harezmi, düşüncelerini sayı ve semboller kullanmadan sadece kelimelerle açıklamıştır.

      Ivarr

      A furore normannorum, libera nos, domine.

      (Tanrım, bizi Kuzeylilerin hışmından koru!)

– İngiliz duası

      Orta Çağ’da Kuzey Avrupa’ya saldıran en ilginç Viking şeflerinden biri olan Inwaer Ragnarsson (795-873), Kemiksiz Ivarr adıyla da bilinmektedir. 9. yy’da İngiltere’nin Danimarkalılar tarafından istilasında önemli rol oynayan liderlerden biridir. Vikingler, geri püskürtülmeden önce efsanevi vahşi savaşçıları sayesinde İngiltere’nin büyük bir bölümünü kontrol altına almışlardı.

      Ivarr, 845 yılında Paris’e saldıran Danimarka kralı Ragnar’ın üç oğlundan biriydi. Norse destanlarına göre, İngiltere’de bir Anglosakson savaş lordu Ragnar’ı yakaladı ve onu içinde zehirli yılanların bulunduğu bir kuyuya atarak öldürdü. Ivarr ve kardeşleri, babalarının intikamını almak için adayı işgal etmeye karar verdiler. Önceki Viking saldırılarından farklı olarak bu kez adayı sadece talan edip geri dönmekle kalmayacak, aynı zamanda kontrolünü de ele geçirmeye çalışacaklardı.

      Korku dolu Anglosaksonlar tarafından “Büyük Kafirler Ordusu” olarak adlandırılan işgalciler, 865 yılında İngiltere’nin doğu sahilindeki Kuzey Denizi’ni geçtiler. York şehrini yağmaladılar. Aralarında Ragnar’ı öldürenin de bulunduğu yerel liderleri ya öldürdüler ya da esir aldılar. Ivarr, babasının katilini 867 yılında kendi elleriyle bizzat öldürmüştür. Söylendiğine göre sırtını yarıp kaburgalarını teker teker dışarı çıkarmıştı.

      Ivarr’ın lakabının kaynağı tam olarak bilinememektedir. Belki de bu adlandırmayla olası cinsel güçsüzlüğüne gönderme yapılıyor olabilir. Diğer taraftan kemiklerinin kırılgan olmasına yol açan bir genetik hastalıktan muzdarip olması da mümkündür (eğer durum böyleyse ortada gerçekten ironik bir durum var demektir, zira ailesi soylarının Tanrı Odin’den4 geldiğini ileri sürmekteydi).

      Ivarr 870’li yıllarda hayatını kaybetti. Kral Büyük Alfred (849-889), başarılı bir şekilde Viking istilasını durdurdu. Ne var ki İngiltere’nin kimi bölgelerindeki Danimarka hakimiyeti sonraki iki yüzyıl boyunca devam etti.

Ek Bilgiler

      1- Kurt adam efsanesinin kuzeyli vahşi savaşçılardan türediğine inanılmaktadır. Zira bu savaşçılar kimi zaman savaş meydanlarına üzerlerine kurt derisi giyerek çıkmaktaydılar.

      2- 917 yılında Ivarr’ın torunlarından biri olan Sigtryggr, Dublin’i işgal etmiştir.

      3- Modern DNA testleri, Derbyshire’de yaşayanların arasında İskandinav atalarla ilişkili olanların sayısının İngiltere’nin diğer bölgelerine oranla daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Kuzeydeki bu bölge 800’lerde Danimarkalılar tarafından istila edilmişti.

      Monmouthlu Geoffrey

      Bir Orta Çağ tarihçisi olan Monmouthlu Geoffrey (1100-1155), Kral Arthur öyküsünü yaygınlaştıran İngiliz piskopostur. Kral Arthur masalı pek çok şarkıya, şiire, romana ve filme kaynaklık etmiştir.

      Geoffrey, en iyi bilinen kitabı olan Historia Regum Britanniae’da İngiliz monarşi tarihinin izini antik çağa dek dayandırmaktadır. Görünürde Gal dilindeki kaynaklara dayansa da kitap aslında mitlerin, tarihin ve Geoffrey’nin kendi hayal gücünün bir karışımından oluşmaktadır. Kitap antik çağ krallarının bir zamanlar adada yaşayan devlerden oluşan bir ırkı yenilgiye uğratmasıyla başlamaktadır.

      Arthur, Geoffrey’e göre adayı 5. ve 6. yy’lardaki Sakson istilasından korumaya çalışan bir Briton kralıdır. Günümüzde Arthur Efsanesi’nin pek çok unsuru Historia Regum Britanniae’e dayanmaktadır: Kralın babası Uther Pendragoni, kılıcı Excalibur, bilge büyücüsü Merlin. Sonraki yazarlar Geoffrey’nin öyküsünü daha da ayrıntılandırmışlar ve ona Yuvarlak Masa ve Kutsal Kase arayışı gibi yeni unsurlar eklemişlerdir.

      Gerçekten de 410 yılında Roma İmparatorluğu’nun adadan çekilmesinin ardından gelen Anglosakson istilalarına adanın bazı sakinleri direnmeye başladılar. 500 yılında Mons Badonicus’ta büyük bir savaş yaşandı. Romano-Keltler işgalcileri yenilgiye uğrattılar. Bu durum Anglosakson fethini bir süre geciktirecekti. Bununla birlikte Kral Arthur’un gerçekten yaşadığını gösteren hiçbir tarihsel kanıt bulunmamaktadır.

      Geoffrey’in hayatı ile ilgili pek az şey bilinmektedir. Monmouth’ta doğmuştur. Burası güneydoğu Galler’de bir şehirdir. Oxford’da eğitim görmüştür. Historia Regum Britanniae 1130 yılında yazılmıştır. Onun devamı olan aynı ölçüde fantastik eseri Merlin’in Hayatı’nı birkaç yıl sonra kaleme almıştır. Geoffrey 1150’lerin başında Galler’de piskopos olmuş ve birkaç yıl sonra ölmüştür.

Ek Bilgiler

      1- Geoffrey’nin en azından bazı iddialarının gerçeğe, düşünüldüğünden daha fazla yakın olması mümkündür. Kitabında Kral Tenvantius isimli birisinden bahseder. Uzun bir süre başka hiçbir tarihi kaynakta bu isme rastlanmamıştır. Geoffrey’in hayal gücünün bir ürünü olarak kabul edilen bu isme çok benzer başka bir ad, daha sonra İngiltere’de demir çağına ait paraların üzerinde bulunmuştur.

      2- Fransız yazar Chretien de Troyes, 12. yy’ın sonlarına doğru Arthur efsanesine Kutsal Kase’yi eklemiştir. Thomas Malory’nin (1405-1471) Le Morte d’Arthur adlı eserindeki Sir Gareth da yeni bir karakterdir. Lord Tennyson (1809-1892) ise “Idylls of the King”te hikayenin sonunu değiştirmiştir. Mark Twain (1835-1910 / A Connecticut Yankee in King Arthur’s Court – Kral Arthur’un Sarayı’nda Connecticut’lı Bir Yanki), T. H. White (1906-1964 / The Once and Future King – Geçmiş ve Geleceğin Kralı) ve Monty Python da (Monty Python and the Holy Grail – Monty Python ve Kutsal Kase) Arthur efsanesine kendilerinden bir şeyler katan yazarlar arasında yer almaktadır.

      3- İki ünlü Shakespeare oyunu 1Kral