Kuzey İtalya’da bir hücreye atıldı ve ölümü beklemeye başladı.
Zindanda idamı beklerken yazdığı De Consolatione Philosophiae (Felsefenin Tesellisi) kitabının en önemli temalarından biri, insanın kaderinin aniden ve acımasızca değişmesidir. Kitap tanrı, kader ve erdemle ilgili temel bir felsefi eser olarak ilk bin yılın en önemli eserleri arasında yerini almıştır.
Boethius, Roma İmparatorluğu’nun 476 yılında çöküşünden kısa bir süre sonra Roma’da dünyaya geldi. Erken yaşlarda yetim kaldı. Yine de Yunan klasikleri ile ilgili iyi bir eğitim alabildi. İmparatorluğu yıkıp İtalya’nın kontrolünü ele geçiren bir Alman kabilesi olan Ostrogotların himayesi altına girdi.
Tutuklanmasından önce Boethius’un yaptığı en önemli çalışma, Platon (MÖ 429-347) ve Aristo’nun (MÖ 384-322) eserlerini tercüme etmek oldu. Boethius klasik felsefeye kendini adadığı için “Son Romalı” olarak anılıyordu. İmparatorluğun çöküşü ile birlikte felsefe, Avrupa’da hızla gözden düşmeye başlamıştı. Hıristiyanlığın yükselişi bu durumun bir diğer nedeniydi. Boethius aynı zamanda müzik teorisi, teoloji ve matematik üzerine de yazılar yazmıştı.
Boethius, kralın güvenini kazanınca Theodoric onu mülkiye sınıfının başına getirdi. Bu, o dönem için çok önemli bir mevkiydi. Ancak bir süre sonra Boethius’un onu devirmek için komplo hazırladığına rakipleri tarafından ikna edilen kral, onu tutuklattı.
Felsefenin Tesellisi’ndeki en önemli kavramlardan biri de Boethius’un “çarkıfelek” konseptidir. Buna göre tüm insanlar kaderin cilvesine tabidir. Yazar bunu dönen bir tekerlekle karşılaştırır. Kimilerinin payına servet ve mutluluk, kimilerine ise felaket düşer. Boethius’un idamının ardından kitabı, Hıristiyan dünyasında en çok okunan seküler metin haline gelecektir. Nesiller boyu Avrupalılar üzerinde büyük bir etkisi olacaktır.
1- Televizyon programı Çarkıfelek adını 6. yy filozofunun kaderle ilgili metaforundan almaktadır.
2- Boethius, Platon ve Aristo’nun tüm çalışmalarını çevirmeyi planlıyordu. Tutuklanması ile birlikte bu projesi yarım kaldı.
3- Yaptığı Aristo çevirileri 12. yy’a kadar filozofun batıdaki yegane Latince çevirileri olarak kaldılar. Bu tarihten sonra Avrupalılar Antik Yunan yazarlarını yeniden keşfetmeye başlayacaklardı.
Galen
157 yılının sonbaharında genç bir doktor, günümüzde Türkiye sınırları içerisinde yer alan Roma yerleşimi Pergamum’da prestijli bir işe alınmıştı. Şehrin gladyatörleri için hekimlik yapacaktı. Roma İmparatorluğu’ndaki gladyatör savaşları çok kanlı geçerdi. Bu nedenle görevi sayesinde doktor, insan anatomisi üzerine çalışmak için eşsiz bir olanak bulmuştu.
Galen isimli bu doktorun (129-216) arenadaki ürkütücü deneyimleri, ileride yazacağı insan vücudu ile ilgili yüzlerce kitaba kaynaklık edecekti. Yaşadığı dönemde ve ölümünden bin yıl sonra bile Galen, Batı dünyasında tıp ve anatomi alanında önemli bir otorite olarak kabul edilecekti.
Nicon adlı zengin bir mimarının oğluydu. Galen on beş yaşındayken tıp okuluna gitmeye başladı. Zira babası bir rüya görmüş, rüyasında Yunan tanrısı Asclepius ona oğlunu bir doktor olarak yetiştirmesini öğütlemişti.
Genç bir hekim olan Galen, Roma coğrafyasının Yunanca konuşulan eyaletlerini dolaşmaya başladı. Daha sonra Pergamum’a dönüp gladyatörler için doktorluk yapmaya başladı. Asıl yaşamak istediği kent olan Roma’ya gitmeden önce Pergamum’da yaklaşık dört yıl kalacaktı.
Galen’in ilk Roma seyahati tam bir hayal kırıklığı oldu. 166 yılında Pergamum’a geri döndü. Üç yıl sonra bir veba salgınının baş göstermesi üzerine yeniden Roma’ya çağrıldı. Hayatının bundan sonraki bölümünü orada geçirecekti. Çeşitli imparatorlar için doktorluk yaptı. Onlara İtalya’da yürüttükleri askeri faaliyetleri sırasında eşlik etti.
İnsan vücudunu daha iyi anlayabilmek için maymun ve domuzlar üzerinde çalıştı. İnsan bedeni üzerinde otopsi yapması yasaklanmıştı. Bu kısıtlama onu insan bedeni üzerinde akıllıca tahminler yapmaya zorluyordu. Rönesans bilim adamları onun teorilerinin yanlışlığını kanıtlayana dek, Galen’in çalışmaları insan bedeni ile ilgili en önemli değerlendirmeler olarak kabul edildi.
1- Galen’in yaşamı boyunca üç yüz kitap yazdığı tahmin edilmektedir. İlk kitabı olan “Three Commentaries on the Syllogistic Works of Chrysippus” (Chrysippus’ın Karşılaştırmalı Çalışmaları Üzerine Üç Yorum) henüz on üç yaşındayken tamamlanmıştır.
2- 191 yılında Roma’daki Barış Tapınağı’nda meydana gelen yangın Galen’in kütüphanesinin önemli bir bölümünün yok olmasına neden oldu. Bu durumu fazla dert etmemişti: “Hiç bir kayıp beni kederlendirecek kadar büyük değildir.”
3- Galen üç Roma imparatoru için hekimlik yaptı: Marcus Aurelius (121-180), oğlu Commodus (161-192) (cinnet geçirdikten sonra suikaste uğradı) ve Commodus’un halefi Septimius Severus (146-211).
Attila
Attila (406-453) Roma İmparatorluğu’na büyük korku vermiş olan bir kraldır. Öyle ki Romalılar onu Flagellum Dei (Tanrının Kırbacı) lakabıyla anmışlardır. Atlıları Orta Asya ve Avrupa’nın dört bir yanına dağılmış ve ancak Fransa’yı işgal etmeye yöneldiklerinde durdurulabilmişlerdir.
Attila, zayıflamaya başladığı 4. ve 5. yy’larda Roma İmparatorluğu’na saldıran birkaç kabile şefinden biriydi. 476 yılında, Attila’nın ölümünden sadece birkaç on yıl sonra Batı Roma İmparatorluğu çökecek, Doğu Roma İmparatorluğu ise daha uzun ömürlü olacak ve sonraki bin yılda da varlığını sürdürecekti.
Attila ve kardeşi Bleda, Orta Avrupa’da doğdular. Hun Krallığı’nı amcalarından 434 yılında devraldılar. Attila 445 yılında Bleda’yı öldürene dek kardeşler krallığı ortaklaşa yönettiler. Attila’nın başkenti büyük ihtimalle bugün Romanya’nın olduğu bölgedeydi.
Attila’nın başa geçtiği dönemde Hun İmparatorluğu, Hazar Denizi’nden Baltık Denizi’ne kadar çok geniş bir coğrafyaya yayılmıştı. Attila, Doğu Roma’dan oldukça yüksek miktarda haraç alıyordu. Romalıların ödeme yapmayı durdurması üzerine aralarında Belgrad ve Sofya’nın da bulunduğu birçok şehri yağmaladı.
451 yılında batıya ilerlemeye başladı. Batı Roma İmparatorluğu’nun Galya eyaletini istila etti. Katalan Düzlükleri’ndeki savaşta Romalılar’la karşı karşıya geldi. Bu, onun ilk ve tek yenilgisi olacaktı. Daha sonra ordusu İtalya’yı işgal etti. Aralarında Milan, Verona ve Padua’nın da bulunduğu şehirleri yağmaladı.
Attila 453 yılında evlendi ve bir efsaneye göre sonraki gece öldü. Söylendiğine göre ölüm nedeni burun kanamasıydı. Liderliğinden yoksun kalan Hun İmparatorluğu kısa süre sonra çöktü.
1- Attila, barış karşılığında Doğu Roma İmparatorluğu’ndan her yıl 952 kg ağırlığında altın istemişti.
2- Attila’nın mezarını kazan ve defin işlemini gerçekleştiren işçilerin mezarın yerini açıklamamaları için öldürüldüğü söylenmektedir.
3- I. Dünya Savaşı sırasında