David S. Kidder

Entelektüelin kutsal kitabı - biyografiler


Скачать книгу

Doğu Avrupa’daki savaşlar sırasında yazdığı Meditations kişisel erdem ve kadere boyun eğmenin önemini vurgulayan Stoa felsefesinin en bilinen metinleri arasında yer almaktadır.

      Marcus Roma İmparatorluğu gücünün doruğundayken ülkeyi yöneten Beş İyi İmparator’un sonuncusu olarak tanınmaktadır. Pax-Romana ya da Roma Barışı olarak anılan bu dönemde sanat, felsefe ve ticaret alanlarında büyük gelişmeler yaşanmıştır. Filozof-imparator bu dönemi daha uzun bir süre devam ettirebilmek için mücadele vermiş, ancak ölümünden kısa bir süre sonra Roma Barışı son bulmuştur.

      Tam adı Marcus Annius Verus olan filozof, İmparator Trajan’ın (53-117) uzak bir akrabasıydı. Babası bir devlet görevlisiydi. Marcus, babasının kendisine alçakgönüllü ve erkekçe bir kişilik kazandırdığını ifade etmiştir. On yedi yaşındayken babası ölür. Bunun üzerine Marcus 138 yılında imparator olan Antoninus Pius (86-161) tarafından evlat edinilmiştir. Antoninus, çocuğun yetiştirilmesi için Roma’nın en iyi öğretmenlerinden biri olan Marcus Cornelius Fronto’yu (100-170) tutar.

      Antoninus’un ölümünün ardından Marcus, 40 yaşındayken tahta çıkar ve Aurelius adını alır. Üvey kardeşi Lucius Verus (130-169), 8 yıl boyunca ülkeyi onunla birlikte ortaklaşa yönetmiştir. Tahtta kaldığı sürenin büyük bölümünde Asya’daki Parthia İmparatorluğu ve Avrupa’daki Alman kabileleri ile yapılan savaşlarla meşgul olmuştur.

      Marcus’un, Meditations’ı Alman kabilelerinden biri olan Quadi ile olan savaş sırasında yazdığı tahmin edilmektedir. Bu kitap on iki kitapçıktan oluşan bir derlemedir. Hem imparatorun otobiyografisi hem de Stoacılık üzerine yazılmış eserlerin en ünlüsüdür.

      Stoacılara göre ölümden sonra hayat yoktur. Her erkek ve kadının kaderinde unutulmak vardır. “Doğanın tüm yaratıkları ölüme yazgılıdır,” diye yazar imparator.

      Marcus insanların erdemli bir şekilde yaşaması gerektiğine inanır. İnsanlar doğaya uygun bir biçimde yaşamalıdırlar: “Eğer böyle yaparsan, hiçbir şey ummaz, hiçbir şeyden korkmaz, yaptığın her işten ve söylediğin her sözden hoşnut olursan, ancak öyle mutlu olabilirsin.”

      Bugünkü Viyana’ya yaptığı bir ziyaret sırasında öldüğünde 58 yaşındaydı. Yerine oğlu Commodus (161-192) geçti.

Ek Bilgiler

      1- Çocukluğundan itibaren çalışkanlığı ve zekası ile dikkat çeken Marcus, İmparator Hadrian (76-138) tarafından rahip yapıldığında sadece sekiz yaşındaydı.

      2- Roma İmparatorluğu’nda tahta geçme hakkı sözde kalıtsal olmasına rağmen, Marcus selefinin biyolojik evladı olmadan ardarda tahta geçen beşinci Roma imparatorudur. Oğlu Commodus neredeyse son yüz yıl içerisinde tahtı babasından devralan ilk imparator olmuştur.

      Zhang Heng

      Çinli astronom, şair ve matematikçi Zhang Heng (78-139) dünyanın ilk sismografını icat ederek yaşadığı süre içinde büyük bir ün kazanmıştır. Bu alet, uzaktaki depremlerin bile tam yerinin tespit edilmesine imkan sağlıyordu. Depremlerin yaygın olduğu Çin’de, sismograf önemli bir ihtiyacı karşıladı. Bronz sismograf, yetkilileri yaşanan depremlerden haberdar ediyor ve böylece onlar da ihtiyaç duyulan bölgelere yardım gönderebiliyorlardı.

      Ünlü bir hikayeye göre 138 yılının Şubat ayında sismograf bir sarsıntı algıladı. Ne var ki başkent Luoyang’ta kimse bir şey hissetmemişti. Zhang Heng’e şüpheci yaklaşanlar aletin uyarısının yanlış bir alarm olduğundan emindiler. Birkaç gün sonra 563 km uzaktan gelen haberciler yıkıcı bir deprem yaşandığını söylediler.

      Zhang Heng yazdığı şiirlerle de tanınmaktadır. Bu şiirler günümüzde hâlâ Çin şiir antolojilerinde yer almaktadır. Zhang Heng aynı zamanda üç boyutlu bir evren modeli tasarlamış ve onun döneminde yaşayan hiçbir Çinli bilginin yapamadığı kadar isabetli bir şekilde pi sayısını hesaplamıştır.

      Zhang Heng seçkin bir ailenin çocuğu olarak Orta Çin’deki Xi şehrinde dünyaya geldi. On yedi yaşındayken Çin’i gezmeye başladı. Bu seyahati sırasında yaptığı gözlemleri, en bilinen iki şiirinde dile getirdi. 103 yılında önemsiz bir memuriyete atandı. Bu sırada şiir yazıp matematik ve astronomi çalışmaya başladı.

      İmparator An (94-125) 111 yılında Zhang Heng’i terfi ettirdi. Onu başkente çağırdı ve saray astronomu yaptı. Bu, imparatorluktaki en önemli görevlerden biriydi. Zhang Heng’in görevleri arasında hava ve deprem kayıtlarını tutmak, takvim derlemek, tutulma ve diğer sıra dışı olayları öngörmek vardı.

      Sismografı icat ettiğini ilk olarak 132 yılında açıkladı. Bu, terfi ettirilmesini sağladı. Ancak sonraki birkaç yıl içerisinde saraydaki harem ağalarıyla sorunlar yaşadı. 136 yılında saraydan ayrıldı ve Hejian eyaletine vali oldu. 138 yılında emekli olmasının ardından bir yıl sonra öldü.

Ek Bilgiler

      1- Zhang Heng’in sismografı (Houfeng Didong Yi, “rüzgarı ve yer sarsıntılarını ölçme aracı”), 2005 yılında bir Çin müzesi tarafından yeniden yapıldı. Alet sekiz ejder figürüne bağlı bir kap ve kabın içindeki sarkaçtan oluşuyordu. Her bir ejder farklı bir yönü gösteriyordu. Makina bir deprem algıladığında sarkaç bronz bir topu harekete geçiriyor ve top ejderlerden birinin ağzından alete bağlı olan metal bir kurbağanın ağzına giriyor, böylece depremin merkezinin hangi yönde olduğunu gösteriyordu.

      2- 1986 yılında dünyaya çarpan bir meteorda Çinli bilim adamları tarafından bulunan minerale Zhang Heng’in onuruna “zhanghenite” adı verilmiştir.

      3- Zhang Heng, pi sayısının değerini kendisinden önceki Çinli matematikçilere göre gerçeğe çok daha yakın bir biçimde tahmin etmiştir. Onun hesabına göre pi sayısının değeri 3,1724’tür. Günümüzde ise pi sayısının değeri 3,14159 olarak kabul edilmektedir.

      Diocletian

      İmparator Diocletian (245-316) Roma tarihinde Hıristiyanlar’ı hedef alan en son ve en büyük şiddet dalgasını başlatmıştır. 303 ve 304 yıllarında yayınladığı dört ayrı fermanın sonucunda on binlerce insan öldürülmüştür. Hıristiyanlar’a yönelik kanlı baskıları bir tarafa bırakılırsa, Diocletian’ın dönemi Roma İmparatorluğu’nun çöküşünün geçici olarak durdurulduğu göreli barışçıl bir dönemdir.

      Gaius Aurelius Valerius Diocletianus başarılı bir askerdi. 284 yılında kendi askerleri tarafından imparator ilan edildi. Kısa süren bir iç savaş sırasında hasmı Carinus’u yenilgiye uğrattı. 285 yılında imparatorluğun tartışmasız hakimi konumuna gelmişti.

      Diocletian’ın gücü ele geçirdiği dönemde imparatorlukta çok ciddi karışıklıklar yaşanıyordu. 3. yy’da düzinelerce imparator başa geçmiş ve kimileri sadece birkaç ay hayatta kalabilmişlerdi. Çoğunun ömrü suikastlerle son bulmuştu.

      İmparator olunca Diocletian yeniden düzeni sağlamaya çalıştı. Antik Roma askeri disiplinini canlandırmayı denedi. Özel mülkiyete ve geleneksel pagan tanrılara tapılmasına saygı gösterdi. Senatonun gücünü kısıtladı. Devlet hizmetlerinde reform yaptı. Vergi hukukunu gözden geçirdi. Mısır, Ermenistan ve Suriye’deki düşmanlarının üzerine yürüdü.

      Romalı Hıristiyanlar Neron’un (37-68) döneminden beri dönem dönem baskılara uğruyorlardı. Diocletian’ın iktidarının ilk yirmi yılı nispeten hoşgörülü sayılabilirdi. Tarihçiler 303 yılında imparatorun aniden tavır değiştirmesinin nedenini anlamakta zorlanmaktadırlar. Bu tarihte Hıristiyanlara