David S. Kidder

Entelektüelin kutsal kitabı - biyografiler


Скачать книгу

yakalanması ile ilgili farklı bir hikaye anlatır. Buna göre Herod, Yahya’nın taraftarlarının bir isyan başlatabilecek kadar kalabalıklaşmış olmasından endişe duyduğu için onu idam ettirmiştir.

      2- Resmen hiçbir zaman aziz ilan edilmemiş olmasına rağmen Yahya, Katolik Kilisesi tarafından aziz olarak kabul edilmektedir. Pek çok başka yerin yanı sıra Ürdün ve Porto Riko’nun koruyucu azizidir.

      3- Yahya’ya ait olduğu söylenen kesik insan başı Roma’daki San Silvestro Kilisesi’nde sergilenmektedir.

      Julius Sezar

      “O daracık dünyayı bir dev gibi yönetti” diye yazar William Shakespeare Sezar’dan (MÖ 100-44) bahsederken. Romalı general ve politikacı, çağının en etkili insanları arasında yer almaktadır. Aynı zamanda Batı tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Sezar Galya’yı feth etmiş ve Roma Senatosu’nun gücünü ortadan kaldırmıştır. Antik dünyanın en büyük imparatorluğunun kurucusudur.

      Sezar ömür boyu diktatör ilan edilmesinden kısa bir süre sonra suikaste uğradı. Roma’nın cumhuriyetten imparatorluğa geçiş süreci ise manevi oğlu Octavian’ın (MÖ 63-MS 14) döneminde son buldu ve Octavian İmparator Augustus unvanını aldı.

      Sezar’ın yaşamı antik dünyanın en iyi bilinen yaşam öyküleri arasında yer almaktadır. Bunu büyük ölçüde kendi kaleme aldığı savaş anılarına borçluyuz. Aristokrat bir ailede dünyaya gelmiş ve henüz genç bir delikanlıyken orduya katılmıştı. Çok bilinen bir hikayede anlatıldığına göre, Ege Denizi’nde korsanlar tarafından kaçırılmış ve ailesinden serbest bırakılması için fidye istenmişti. Sezar korsanların kendisi için istediği bedeli düşük bularak çok öfkelenmiş ve onlardan kendisi için istenen bedeli arttırmalarını talep etmişti. Serbest kalmasının ardındansa korsanları yakaladı ve onları çarmıha gerdi.

      Sonraki birkaç on yıl içerisinde Sezar askeri ve politik kariyerinde hızla yükseldi. MÖ 69 yılında günümüz İspanya’sında bulunan Roma eyaleti Aşağı Hispania’ya vali olarak atandı. MÖ 63 yılında ise Roma’nın en büyük dini makamı olan “pontifex maximus” seçildi.

      Sezar dört yıl sonra, MÖ 59 yılında Galya’nın fethine girişti. İki generalle birlikte Roma hükümetini kontrol eden üçler erkini oluşturdu. MÖ 50 yılında Sezar’ın büyüyen gücünden korkan senato ondan ordusunu dağıtmasını istedi.

      Sezar’ın senato kararına uymayı reddetmesi ve MÖ 49 yılının Ocak ayında Rubicon Nehri’ni geçmesi sonraki yıl kendi zaferiyle sonuçlanacak olan bir iç savaşın başlamasına neden oldu. Güçleri elinden alınmış olan senato onu geçici bir süre için diktatör ilan etti. Daha sonra ise ömür boyu diktatör yani “dictator perpetuo” ilan edildi. (MÖ 44)

      Bu son adım onun bir monarşi kuracağından korkan karşıtları için bardağı taşıran son damla oldu. Bir grup komplocu Roma Forumu’nun merdivenlerinde onu bıçaklayarak öldürdüler (15 Mart, MÖ 44).

Ek Bilgiler

      1- Sezar’ın ailesi, Roma’nın aşk ve bereket tanrıçası Venüs’ün soyundan geldiklerini iddia ediyordu.

      2- Mükemmel bir hatip ve yazar olarak kabul edilen Sezar’ın iki savaş hatıratı bulunmaktadır. Birisi Galik Savaşları’na diğeri ise İç Savaş’a ilişkin yorumlarını içermektedir. Bu kitaplar Roma tarihinin ilgili dönemlerine ait en önemli kaynakları oluşturmaktadır. Sezar yazarken kendisinden üçüncü şahıs olarak bahsetmesiyle ünlüdür. Örnek vermek gerekirse Gallik Savaşları’nın bir bölümüne şöyle başlar: “Nice savaşçı ulusları fetheden Sezar…”

      3- Ölümünün ardından “sezar” adı askeri liderler ve imparatorlar için genel bir unvan haline geldi. Alman ve Rus monarkları için kullanılan kayzer ve çar unvanlarının her ikisi de “sezar” sözcüğünden türetilmiştir.

      Seneka

      Felsefe tarihin trajik bir figürü olan Seneka (MÖ 4-MS 65), İmparator Neron’un (36-78) danışmanı ve öğretmeniydi. Genç imparatoru retorik, politika ve stoacı felsefe alanlarında eğitmiştir. Buna rağmen ihanete uğramış ve ünlü öğrencisi tarafından intihar etmeye zorlanmıştır. Böylece Roma’nın en önde gelen düşünürlerinden birinin kariyeri trajik bir biçimde son bulmuştur.

      Seneka bugün İspanya sınırları içerisinde yer alan Cordoba’da doğdu. Roma’da prestijli bir akademide eğitim gördü. Genç bir öğrenciyken Yunan felsefe okulu Stoacılığa merak sardı. İlk olarak 200 yıl önce Atina’da ortaya çıkan Stoacılar, basit, erdemli bir yaşamın ve kaderi olduğu gibi kabullenmenin mutlululuğa giden yegane yol olduğuna inanmışlardı.

      Ancak Stoacı bir kişiye göre Seneka’nın gençlik döneminde son derece hızlı bir yaşamı vardı. Politikaya girdikten sonra çapkınlıkları ile ün kazanmış ve 41 yılında İmparator Kaligula’nın (12-41) yeğeni ile birlikte olduğu için Korsika Adası’na sürgüne gönderilmişti. Seneka’nın günümüze kadar ulaşan yazılarının bir bölümü sekiz yıllık sürgün döneminde yazılmıştır.

      49 yılında Roma’ya döndükten sonra Seneka, Neron’un öğretmeni oldu. Oyunlar, şiirler ve denemeler yazmaya devam etti. Neron 54 yılında henüz 16 yaşındayken imparator olduğunda Seneka genç imparatorun en yakın danışmanları arasına girdi. Hatta Neron’un, annesi Agrippina’yı (15-59) öldürmek için düzenlediği komploya bile ortak oldu. Seneka defalarca emekli olmak istemişse de Neron danışmanının Roma’da kalması için ısrar etti.

      65 yılında Neron, Seneka’yı kendisini öldürmek için düzenlenen Pisonian Komplosu’na katılmakla suçladı. İmparator, öğretmenine intihar etmesini emretti. Seneka bu emre bir Stoacı gibi riayet etti ve bileklerini kesti. Ancak yaraları kendisini öldürecek derecede derin olmadığı için en sonunda küvetteki suyun içine dalarak görevini tamamladı.

Ek Bilgiler

      1- Romalı tarihçi Suetonius’a (69-130) göre Seneka kısa bir süreliğine vejetaryen olmuştu. Ancak vejetaryenlere güvenmeyen İmparator Tiberius (MÖ 42-MS 37) onu et yemeğe zorlamıştı.

      2- Seneka’nın yazıları İngilizce’ye ilk olarak 1614 yılında çevrilmiştir.

      3- Seneka’nın karısı Paulina kocasıyla birlikte intihar etmeye kalkmış, ancak Neron’un askerleri emrin sadece filozofa verildiğini ileri sürerek onu engellemişlerdir.

      Cai Lun

      Keşifler tarihinde Cai Lun’un (62-121) adına nadiren rastlanılır. Ancak Antik Çin’de bir devlet görevlisi olan Lun’un mükemelleştirdiği kağıt, dünyayı tereddüte yer bırakmayacak bir şekilde değiştirmiştir.

      Kağıttan önce eski yazılar kolaylıkla dağılabilen papirüslere ya da hayvan derisinden yapılan nadir ve pahalı bir ürün olan parşömenlere işleniyordu. Çok daha ucuz ve dayanıklı olan kağıt, geniş kapsamlı kayıtlar tutmayı ve kitapların ucuza mal edilmesini mümkün kıldı. Kağıt imalatı, aşama aşama dünyaya yayılmış, okuma yazmanın yaygınlaşmasını sağlayarak Avrupa’da Rönesans’ın gerçekleşmesine bile katkıda bulunmuştur.

      Aslen Hunanlı olan Cai Lun, Han Hanedanı’nın İmparatoru He’nin (79-105) sarayında yaşayan bir harem ağasıydı (hadım edilmiş erkekler, çocuk sahibi olamayacakları için imparatorluk hizmetlerinde tercih ediliyorlardı. Bu özellikleri nedeniyle hükümeti devirip yeni bir hanedan başlatma ihtimallerinin çok daha az olduğu düşünülüyordu). 89 yılında Cai Lun