David S. Kidder

Entelektüelin kutsal kitabı - biyografiler


Скачать книгу

yer yer müstehcen olan Catullus (MÖ 84-54), bir Antik Roma şairidir. Çalışmalarının Rönesans’ta yeniden keşfi ile Batı kültürü üzerinde önemli bir etkisi olmuştur. Aşk şiirleri, güzelliklerinin yanı sıra taşıdıkları mizah ve erotizm ile de büyük bir ün kazanmıştır.

      Gaius Valerius Catullus Roma’nın kuzeyindeki bir şehir olan Verona’da doğdu. Elit bir aileye mensuptu. Babası, Julius Sezar’ın (MÖ 100-44) yakın bir dostuydu. Catullus, Bithynia’da Roma ordusuna hizmet etti. Ne var ki bir yıllık askerliğin ardından ordudan ayrıldı. Böylece politikada kariyer yapma umudunu da bir kenara bırakmış oldu.

      Catullus’un hayatına dair pek çok ayrıntı bilinmemektedir. Onunla ilgili en önemli kaynak ise yine kendi şiirleridir. Orduya katılmadan önce Roma’da yaşamış ve yaşlı bir kadına, Clodia Metelli’ye aşık olmuştur. Bu kısa süreli ilişkisi pek çok aşk şiirine ilham vermiştir. Ordudayken kardeşinin Truva yakınlarındaki mezarını ziyaret etmiş ve bu ziyaret ona bir ağıt yazması için ilham vermiştir, “Daima, Kardeşim, sana selam ve elveda olsun.”

      Bir dönem, şiirlerinden birinde alay ettiği Sezar’ın öfkesine maruz kalmıştır. Sezar, arkadaşının oğlunu affetmiş ve söylendiğine göre barışmalarını kutlamak için birlikte bir akşam yemeği yemişlerdir. Catullus ordudan ayrıldıktan sonra İtalya’ya dönmüş ve Tivoli yakınlarındaki bir villaya yerleşmiştir. Otuz yaşındayken bilinmeyen bir nedenle burada ölmüştür.

      Roma edebiyatında, Catullus neoterik şairlerden biri olarak sınıflandırılmaktadır. Bu akım, şiirde günlük dili kullanarak Latin şiirinde çığır açmış ve genellikle sıradan konular üzerine yazmıştır. Catullus’un eserleri, Cicero (MÖ 106-43) gibi şiirin moral verici olması gerektiğini düşünen gelenekselciler tarafından eleştirilmiştir.

      Catullus’un şiirleri Orta Çağ’da kaybolmuştur. Sonraları ise Verona’da çalışmalarının bir kopyasına ulaşılmıştır. Günümüzde önemli Latin yazarlarından biri olarak kabul edilmektedir. John Milton (1608-1674) ve William Worthswort (1770-1850) gibi modern şairler üzerinde etkili olmuştur.

Ek Bilgiler

      1- Catullus, kendisi gibi aşk şiirleri yazan Midillili Sappho’ya (MÖ 630-570) hayrandı. Bu nedenle sevgilisi Clodia’ya Lesbia lakabını takmıştır.

      2- Lesbia’ya yazdığı aşk şiirlerinden birinde onu defalarca öpmek istediğini belirtir. “Cyrene Silphium sahillerindeki kumlar kadar.” Arkeoloji dergisinde 1994 yılına yayınlanan bir makalede bu satırların ilkel bir doğum kontrol yöntemine yapılan bir gönderme olduğu iddia edilmiştir. Söz konusu doğum kontrol yönteminde günümüzde soyu tükenmiş olan Silphium bitkisinden yararlanılmaktadır.

      3- Catullus’un şiirleri başlıksızdır ve genellikle numaralandırılarak tasnif edilmişlerdir: “Catullus 50” ya da “Catullus 101” gibi.

      Brütüs

      O Romalıların en asiliydi.

– Antony, Julius Sezar’dan

      Brütüs (Marcus Junius Brutus) (MÖ 85-42), Romalı bir senatördür. Julius Sezar’ı (MÖ 100-44) öldürmek için yapılan komployu düzenleyenlerin arasında yer almaktadır. MÖ 44 yılında, Mart ayının 15’inde Brütüs ve komplocu arkadaşları Sezar’ı senatonun merdivenlerinde bıçaklayarak öldürdüler. Bu olay tarihin en meşhur cinayetlerinden biri oldu.

      Brütüs’ün bu olaydaki rolü genellikle büyük bir ihanet olarak görülmüştür. Zira Sezar onu henüz bir yıl önce çok önemli bir pozisyona getirmişti. Gerçekten de eski müttefikini karşısında görmek Sezar’ın meşhur son sözlerini söylemesine neden olmuştur: “Sen de mi Brütüs?”

      Brütüs ve karısı Porcia’nın da (MÖ 70-42) aralarında bulunduğu komplocular, bir tiranlığın ortaya çıkmasını önlemenin ve Roma Cumhuriyeti’nin yeniden kuruluşunun tek yolunun Sezar’ı öldürmek olduğuna inanmışlardı. Korkularında haklıydılar. Sezar’ın ölümünden yirmi yıl geçmeden Roma İmparatorluğu kurulmuş ve 500 yıllık cumhuriyetçi yönetim son bulmuştur.

      Brütüs Roma’nın kalburüstü bir ailesinin çocuğuydu. Politikaya atıldı. Başlarda Sezar’ın düşmanıydı ve MÖ 49’daki iç savaşta ona karşı mücadele etti. Ne var ki Sezar genç senatörü affetti ve onu bir Roma vilayeti olan Gaul’un valisi olarak atadı.

      William Shakespeare (1564-1616), Julius Sezar oyununda Brütüs’ün Sezar suikastine gönülsüz bir şekilde katıldığını ileri sürer. Zira Brütüs, Sezar’ı kişisel olarak sevmektedir. Shakespeare’in çizdiği portreye göre onu öldürmeyi Roma’ya karşı bir görev kabul etmektedir. Sezar’ın diktatöryel planları hayata geçmeden önce, bu görev yerine getirilmelidir.

      Suikastten sonra Sezar’ın evlatlığı Octavian (MÖ 63-MS 14) büyük bir güç elde etmiş, Brütüs diğer komplocularla birlikte Roma’dan kaçmak zorunda kalmıştır. Octavian’a karşı muhalefet etmeye çalışmışsa da MÖ 42 yılındaki Philippi Savaşı’nda genç diktatörün karşısında yenilince kendini öldürmek zorunda kalmıştır. Genç diktatör daha sonra Brütüs’ün en büyük korkusunu hayata geçirerek ilk Roma İmparatoru Augustus olacaktır.

Ek Bilgiler

      1- Efsaneye göre Porcia kocasının ölümü üzerine çılgına dönmüş ve kızgın korları yutarak intihar etmiştir.

      2- Brütüs’ün kayınbiraderi Gaius Cassius Longinus (MÖ 85-42), Sezar suikastinin ortakları arasında yer almaktadır. Longinus Julius Sezar’da Cassius karakteriyle temsil edilmektedir. O da Brütüs gibi Philippi Savaşı’nda intihar etmek zorunda kalmıştır. Kölesine kendisini öldürmesini emretmiş ve bu şekilde ölmüştür.

      3- Roma’da rakipler bile akraba olabilirler. Brütüs’ün annesi Servilia Caepionis (MÖ 107-42) ömrünün son yirmi yılında Sezar’ın metresiydi.

      Vaftizci Yahya

      MS 30 yılında ateşli bir Yahudi hatibi, Galilee’nin Roma kuklası kralı Herod Antipas’ı (MÖ 21-MS 39) zina, ensest ve benzeri şeytani günahları işlemekle suçladı. Öfkelenen Kral Herod vaizi tutukladı ve onu Ölü Deniz’e bakan sarp kayalıklara kurulmuş bir cezaevine yolladı.

      İşte bu ateşli hatip Vaftizci Yahya’dır (MÖ 6 – MS 30). Hıristiyanlığın temel metni olan İncil’deki en önemli kişilikler arasında yer almaktadır. Vaizlik yaptığı süre içerisinde Herod’a saldırıları ve yaklaşan kıyamete ilişkin vaazlarıyla Vaftizci Yahya büyük bir taraftar kitlesine sahip olmuştur. Tutuklandığı sırada, daha yeni kendi vaazlarını vermeye başlayan Hz. İsa’nın üzerinde çok büyük bir etkisi vardır.

      Yahya’nın hayatı ile ilgili pek az tarihi kayıt bulunmaktadır. İncil’deki bilgiler ise oldukça dağınıktır. “Luka İncili”ne göre Yahya, Hz. İsa’nın kuzeniydi. Yahudi peygamberlerinin yolundan giderek eski giysiler giymekte, çekirge ve yaban balı yiyerek yaşamını sürdürmekteydi. Vaazlarına başlamadan önce uzun yıllar Yahuda Çölü’nün insansız bölgelerinde dolaşmıştı.

      Vaazları sırasında Yahya, taraftarlarına günahları için tövbe etmelerini, açgözlülük ve zorbalığı reddetmelerini öğütledi. Onlara Ürdün Nehri’nde vaftiz olarak tanrının dünyaya gelişine hazırlanmalarını tavsiye etti. Yahya’nın çağrısına yanıt veren Yahudilerden biri de Hz. İsa’ydı. Yahya yakalanmadan hemen önce Hz. İsa’yı vaftiz etmişti.

      Yahya yakalandıktan sonra Hz. İsa’nın,