en az üç kat eski olması gerektiğini düşünüyordu zira Cisimleşme kendi yaşadıkları günlerden eskiydi. Kısacası onlara göre dünyanın tarihi anlaşılamayacak kadar uzundu. Elli altmış yüzyıl, bilinen insanlık tarihinin ve buna bağlı olarak doğa tarihinin, oyunun oynandığı sahnenin tamamını ortaya çıkarmak için fazlasıyla yeterli bir süreydi. Dünya’nın başlangıcı, Yunanlıların ve Romalıların “Antik Tarihini” bile gölgede bırakıyordu.
Bu 17. yüzyıl tarihçilerinden biri, Yaratılış haftasının MÖ 4004 yılının belirli bir gününde başladığını hesapladığında tarih sorgulanabilirdi, nitekim sorgulandı ama tarihte hedeflenen kesinlik sorgulanmamıştı. Bu tarih, İngiltere Kralı I. James’in (İskoçya Kralı VI. James) hamilik ettiği ve büyük hayranlık duyduğu İrlandalı tarihçi James Ussher tarafından yayınlandı. Kral ölümünden kısa bir süre önce Ussher’i, Armagh Başpiskoposluğuna atamış ve İrlanda’da tanınmış Protestan Kilisesi’nin başına getirmişti. Gerçi bilgin geri kalan hayatının büyük bir kısmını İngiltere’de geçirmişti.
Modern çağlarda Ussher ve MÖ 4004 tarihi çok küçümsenerek alay konusu oldu. Ama Ussher modern kalıba uyan dindar ve tutucu biri değildi. Döneminin kültürel yaşamının tanınmış bir entelektüeliydi. Çalışmaları, İngiltere ulusal tarihini açık bir şekilde “İyi Krallar ve Kötü Krallar, İyi Şeyler ve Kötü Şeyler” olarak ayıran, klasik yalan ve muzipliklerle dolu tarih kitabı 1066 And All That’de yapıldığı gibi espri olarak değerlendirilmeyi hak etmiyor. Ussher’ın MÖ 4004 tarihi o dönemde “kötü” bir şey değildi. Aksine, simgelediği şey, birçok açıdan kesinlikle “iyi” bir şeydi. Ussher’ın dünya tarihiyle ilgili görüşü, modern bilimin yeryüzünün derin tarihi hakkındaki betimlemesinden çok uzak görünebilir, öyle ki aralarında, bağdaşmayan alternatifler olma dışında hiçbir bağ olmayabilir (modern tutucuların gözünde, bunlar hem dini hem de dinsizdir.) Ancak aslında Ussher gibi 17. yüzyıl tarihçilerinin yaptığı şey, hiç ara vermeden modern dünyada yerbilimcilerin yaptıklarıyla bağlantılıdır. Bu nedenle Ussher, yeryüzünün derin tarihini günümüzde algılama şeklimizin kökenini anlamamız için iyi bir başlangıç noktasıdır. Ayrıca, Ussher’ın fikirleri kendi yaşadığı dönem bağlamında değerlendirildiği takdirde modern ve yaratıcı “Genç Yeryüzü” fikirleriyle yüzeysel benzerlikleri, kesin bir karşıtlığa dönüştürülmektedir. Ussher’ın aksine yaratılışçılar desteksiz durumdalar, hem de tehlikeli bir şekilde.
17. yüzyılda Ussher, “kronoloji” denilen tarihsel araştırma türüyle uğraşan Avrupa’ya dağılmış çok sayıdaki bilginden yalnızca biriydi. Bu, dini veya seküler mevcut tüm yazılı belgelerden Güneş/Ay tutulmaları, kuyrukluyıldızlar ve “yeni yıldızlar” (süpernova) gibi çarpıcı doğal olaylar dahil, dünya tarihinin detaylı ve doğru bir zaman çizelgesini oluşturma girişimiydi. Diğer kronoloji uzmanları, Ussher’ın zaman çizelgesindeki birçok belirli detayı eleştirmiş veya reddetmişti; ama çoğu, onun kapsamlı hedeflerini paylaşmıştı ve derlemeleri, hepsinin ne yapmaya çalıştığını gayet güzel gösteriyordu.
Ussher Annals of the Old Covenant (Annales Veteris Testamenti, 1650-1654) kitabını uzun ve çok verimli bir bilim hayatının sonuna doğru yayımladı. Kitabı Latince yazarak başka yerlerdeki bilim insanları tarafından da okunabilmesini sağlamıştı. Bugün nasıl İngilizce dünyada eğitimli insanların ortak uluslararası diliyse, o dönemde Avrupa’da Latince öyleydi. Ussher iki kalın ciltten oluşan eserine Annals (Tarihi Olaylar Yıllığı) adını verdi çünkü dünya tarihinde bilinen olayları yıl bazında özetliyordu ya da en azından her olayı, doğru olduğunu düşündüğü yıla kaydetmişti. Bu doğrultuda kitabı MÖ 4004 yılında Yaratılış’la başlıyordu. Ama sonra MÖ/MS çizgisinden geçerek İsa’nın yaşadığı yılları anlatıyor, MS 70 yılında Romalıların Kudüs’teki büyük Yahudi Tapınağı’nı tamamen yok etmesinin hemen ardından yaşananlara kadar geliyordu. Ussher’ın Hıristiyan perspektifinden bakıldığında bu olay kesinlikle Tanrı’yı, özellikle Yahudi halkına bağlayan “Eski Ahit”in sonunu gösteriyordu. Yani Ussher’ın kronolojisi yeryüzünün tarihini Tanrı’nın “Yeni Ahit”inin ilk birkaç yılına kadar getiriyordu. Burada Tanrı’nın prensipte küresel ve birçok etnik gruptan oluşan yeni halkı, Hıristiyan Kilisesi’yle temsil ediliyordu.
Ussher’ın dünya tarihi, döneminin en iyi bilimsel uygulamasını içeriyordu. Kronoloji kesinlikle tarihsel bilim konumunu hak ediyordu. Ussher çalışmasında, bildiği tüm antik kayıtlar üzerinde yaptığı titiz analizi esas almıştı. Bunların çoğu Latince, Yunanca ve İbranice kaynaklardan türetilmişti. Yarım asır önce, hepsinin arasında en büyük ve bilgili kronoloji uzmanı olan Fransız bilgin Joseph Scaliger de Süryanice ve Arapça gibi başka ilgili diller kullanmıştı. Ama Scaliger bile daha uzaktaki –örneğin Çin veya Hindistan’daki– kaynaklar hakkında pek bilgi sahibi değildi. Antik Mısır hiyeroglifleri de henüz çözülmemişti. Buna rağmen, kronoloji uzmanlarının elinde çokkültürlü ve çokdilli yoğun miktarda kanıt vardı. Bu değişik kayıtlardan, örneğin önemli politik değişikliklerin, antik çağdaki kralların hükümdarlıklarının ve unutulmaz astronomik olayların tarihlerini çıkardılar. Sonra bunları, çoğu zaman farklı antik kültürler arasında birbirleriyle eşleştirmeye ve tarihli olayları sürekli bir zincir halinde bağdaştırmaya çalıştılar. (Kronoloji bilimi yok olmamıştır: Modern kronolojik araştırmaların sonuçları müzelerimizde sergilenmektedir. Örneğin Çin veya Mısır’dan gelen eserler MÖ etiketi taşıdığında, bu tarihler farklı kültürlerin tarihleri arasında benzer ilişkiler kurularak türetilmektedir.)
Şekil 1.1 Ussher’ın “MÖ 4004” kitabının ilk baskısı. Annals of the Old Covenant'ın (1650-54) ilk sayfasının bir kısmı; tarihleme sistemi üç kenar sütununda. Solda, “Dünya yılı” [Anno Mundi] 1’den, yani Yaratılış’tan başlıyor. Sağda, “Hıristiyanlık döneminden önceki yıl” [Anno ante aerom Christianam] 4004’ten başlıyor ve kronoloji ilerlerken azalıyor ama “Jülyen Dönemi Yılı” [Anno Periodi Julianae] –gerçek tarihten bağımsız bir tür referans çizelgesi– çoktan 710 yılına gelmiş. Metninin açılış cümlesinde Ussher, Yaratılış’ın başlangıcını ve gerçek zamanın başladığı tarihi 710 Jülyen yılında 23 Ekim’den önceki gecenin başına yerleştirmiş. Yani daha önceki Jülyen yılları “sanal” zaman gibiydi. Kronoloji cahillere göre bir bilim değildi. Ussher’ın Latince başlığı, Yahudilerle yapılan teolojik kutsal “eski anlaşma”dan bahsetmektedir, Yahudi kutsal kitabından veya “Eski Ahit”ten değil. Ayrıca kronolojisi Yeni Ahit’te veya Hıristiyan kutsal metinlerinde bahsedilen dönemi de kapsamaktadır.
Ussher’ın kanıtlarının büyük bir bölümü, diğer kronoloji uzmanlarınınkiler gibi İncil’den değil, antik dönemdeki seküler kayıtlardan geliyordu. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde milattan önceki daha yakın zamana ilişkin belgeler çok daha fazlaydı ve daha geçmişe gittikçe hızla azalarak yok oluyordu. İlk yıllarda kaynaklar son derece yetersizdi ve neredeyse tamamen Genesis’teki, insanlık hayatının ilk nesillerinde “kim kimi peydahladı” hakkındaki az kayıtla sınırlıydı. Buradan Ussher’ın asıl amacının gerçekten de dünyanın detaylı bir tarihini derlemek olduğu, Yaratılış’ın tarihini belirlemek veya genel olarak İncil’in yetkisini desteklemek olmadığı anlaşılıyordu. Ussher İncil’e, kendi açısından en değerli ve güvenilir olsa da yalnızca çok sayıdaki tarihi kaynaklarından biri gibi davranmıştı.
Dünya Tarihindeki Olayların Zamanını Belirleme
Ussher da diğer kronoloji