Yusuf Has Hacib

Kutadgu Bilig`den Seçmeler


Скачать книгу

ona yâr olmaz, avare olur; bununla birlikte hâl ve hareketinde istikrar olmaz.

      Ey iyi insan, yürü, iyilik yap, iyinin işi hep düzgün gider.

      Şimdi dinle, yumuşak tabiatlı olan ve tecrübe ile yükselerek memleket işini eline alan adam ne der:

      Ne kadar yaşarsa yaşasın, bu iyi insan ihtiyarlamaz; ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, kötü insan ıslah edilmez.

      Ömrü kısa olan kötü pişmanlıkla ihtiyarlar, uzun ömürlü olan pişman olmadan yaşar.

      İyi insan her gün yeni bir arzusuna nail olur; kötünün sıkıntısı ise her gün bir kat artar.

***

      Kitabın adını Kutadgu Bilig koydum; okuyana kutlu olsun ve ona yol göstersin.

      Ben sözümü söyledim ve kitabı yazdım bu kitap uzanıp her iki dünyayı tutan bir eldir.

      İnsan her iki dünyayı devletle elinde tutarsa, mesut olur; bu sözüm doğru ve dürüsttür.

      Önce Kün-Togdı hükümdardan bahsettim; ey iyi insan, bunu izah edeyim.

      Sonra Ay-Toldı’dan söz açtım; mübarek saadet güneşi onunla parlar.

      Bu Kün-Togdı dediğim doğrudan doğruya kanundur; Ay-Toldı ise saadettir.

      Bundan sonra Ögdülmiş’i anlattım; o aklın adıdır ve insanı yükseltir.

      Ondan sonraki Odgurmış’tır; onu ben akıbet olarak aldım.

      Ben sözü bu dört şey üzerine söyledim; okursan anlaşılır; iyice dikkat et.

      Ey sevinç içinde ömür süren iyi genç! Sözümü yabana atma, gönülden dinle.

      Gayret et, doğruluk yolundan şaşma; gençliği heder etme, ondan faydalanmasını bil.

      Gençliği aziz tut, çabuk geçer; ne kadar sıkı muhafaza edersen et, bir gün kaçar.

      Sende henüz gençlik kuvveti varken, bunu boşuna geçirme daima taat ve ibadet ile meşgul ol.

      Sonra gençliğin hasretini çeker ve pişman olursun, amma son pişmanlık fayda vermez; sözüm bu kadar.

      Kimin yaşı kırkı geçerse, gençlik insana: “Allah’a ısmarladık!” der.

      Elli yaşım bana elini değdirdi, kuzgun tüyü gibi olan başımı kuğu tüyüne çevirdi.

      İmdi altmış: “Bana gel!” diye çağırıyor; ecel pususuna düşmezsem, şimdi oraya gideceğim.

      Kimin yaşı altmışı doldurmuş ise ondan hayatın tadı gitmiş, onun yazı kışa dönmüştür.

      Otuzun topladığını elli geri aldı, altmış elini değdirirse ne yapacağım?

      Ey elli, ben sana ne yaptım sanki neden bana şimdi böyle kin bağladın?

      Gençlikte her işim bir zevk idi; şimdi bana yediğim yemek zehir oldu.

      Vücudum ok ve gönlüm yay gibi idi; şimdi vücudum yay oldu; gönlümü ok yapmalıyım.

      Gençlik benim için ne topladı ise ihtiyarlık gelip onları aldı; o sana da gelecektir.

      Ey çergüçi, gel beni çergüle; eziyet içinde ayların ve yılların esiri oldum.

      Ayağım kösteksiz olduğu hâlde, hâlsiz düştü adım atamıyor; gören göz bebeğim karardı, parlamıyor.

      Zevk gitti, gönül ateşi söndü; gençlik adı artık benden uzaklaştı.

      Ey kır saçlı uyan, ölüme hazırlan; geçmiş günlerin için ağla ve sızla.

      Hayat boş yere geçti gitti, bari bu kalan günlerini tövbe ve istiğfar ile geçir.

      Ey ebedî, ölümsüz ve ihtiyaçtan vareste olan Rabb’im, bu sayısız canlıyı ölüm için yarattın.

      Ben sana şimdi yalvarıyorum ve şunu diliyorum: Beni bir parça daha yaşat, ömrümü uzat.

      Senden kuvvet isteyerek bu söze başladım; ey Rabb’im bunu tamamlamak için sen kuvvet ver.

      Ey dilim, durma, yaratana ve beni kötülüklerden uzak tutana hamd ve sena et.

      Seçti, yarattı ve gönlü aydınlattı; gönlümü iman içinde, doğru yol üzerinde tuttu.

      Karanlıkta idim, gecemi aydınlattı; zulmette idim, bana güneşi doğdurdu.

      Yolumu şaşırmış koşuyordum, bana yol gösterdi; o korumasa idi ateşte yanardım.

      O seçti, ayırdı, beni yükseltti; beni yolunu şaşırmışlar arasından uzaklaştırdı.

      Gönlümü aydınlık ile süsledi; dilimi kelimeişehadet ile bezedi.

      Gönül, göz, akıl, zekâ ve bilgi verdi; dilimi açtı ve bana ifade kudreti ihsan etti.

      Sevgili Resul’ün yolu beni selamete götürecektir; o Resul bizzat bana şefaat etsin.

      Bütün bunların hepsi Rabb’imin fazlı ve keremi idi; benim gibi asi bir kula değer verdi.

      Daha aylarca ve yıllarca yaşasam bile, bunun şükrünü bundan sonra nasıl öderim.

      Ey Rabb’im, benim bu aczimi bilirsin; her sıkıntı ve müşkülümü ben sana açarım.

      Bunlardan bir tekinin şükrünü bile ben sana eda edemem; benim tarafımdan sen kendine kendin şükret; senin hikmetine akıl ermez.

      Beni doğru yol üzerinde doğruluğa sevk et; üzerimden bu iman libasını çıkarma.

      Benim bu canım tenden çıkarken, son nefesimi kelimeişehadet ile al.

      Kara yer altında tek başıma kalınca orada da sayısız rahmetini bana ulaştır.

      Ben asi bir kulunum günahım çoktur; ey aziz Tanrı beni kendi fazlın ve keremin ile affet.

      Sen bütün müminlere de mağfiret et; yarınki beka âleminden didarını bana bugün göster.

***

      Bak, akıl arz eder ve bilgi bildirir; dünyanın dönek huyunu sana anlatır.

      Bu kocakarı dünya vefasız ve dönek huyludur; edası kız gibi, bakarsan yaşı büyüktür.

      Bazen edası kız gibidir, tavrı güzeldir, kendisini sevdirir; fakat tutmak istedin mi elini vermez.

      Seveni sevmez, ondan geyik gibi kaçar; kaçana yapışır, onun ayağına sarılır.

      Bir bakarsın, süslenip kuşanarak arkandan koşar; bir bakarsın, görmezlikten gelir, önüne bakar.

      Bir bakarsın, yine yüzünü çabucak çevirir, nazlanır; ne kadar yakalamak istersen, kendine el sürdürmez.

      O çok beyi ihtiyarlattı, kendisi ihtiyarlamaz; çok beyi göçürttü, hiç susmak bilmez.

      Bu dünyada bir bey vardı, hâkim ve bilgin bir baş idi; beylik içinde uzun bir ömür sürdü.

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в