Yelken açtıkları esnada dalgaların sandalı karpuz gibi kaldırıp da yere vurması, İngilizler için büyük bir zevke vesile olduğu hâlde Felatun Bey’in kanı başına sıçramıştı ve hele bir defasında, “Anacığım! Anacığım!” diye bağırmıştı. Gerçi İngilizler önce bu bağırıştan bir şey anlayamadılarsa da beyin hâl ve tavrından onun büyük bir korkuya kapıldığını anladıkları için o günden sonra birkaç defa onun bu korkusu ile eğlenmişlerdi. Bu durum Rakım tarafından da duyulmuştu.
Söz yine Felatun Bey’e mi geldi?
Öyleyse haber verilecek ufak tefek birkaç şey daha kaldı ki şu sırada onları da söyleyelim.
Dördüncü Bölüm
Kışın gelmesiyle günler kısalmış olduğundan Rakım Efendi İngiliz kızlarının derslerini akşam saat ikiden üç buçuğa kadar tayin etmişti. Gerçi kendisi zamana riayet konusunda en az bir İngiliz kadar dikkat ettiğinden hep tam saatinde gelir, ikide derse başlardı. Ancak gerek kızlar ve gerekse valide ve pederleri ders akşamları saat yarımda gelerek yemeğe kalmasını rica ederlerdi, bir akşam Rakım yemeği bunların evinde yemek için Beyoğlu’na erken çıkma gereği duydu ve yola koyuldu.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.