Dr. Yunus Akan

ARADIĞIN ŞEY BENİM


Скачать книгу

ışığını söndürür.”

      Babalar Çocuklarına İlgi ve Sevgi Gösterir!

      Sırdaşım! Çocuğun için çok değerlisin. Çocuğun senden sevgi, ilgi ve anlayış bekler.

      Bir çocuk için babası her şeydir. Muhabbet edebileceği bir arkadaş, ona yol gösteren bir rehber, her zaman yanında hissettiği samimi bir dost, düşerken arkasından tutan bir el, sırtını korkmadan dayayabileceği bir destek ve cebindeki son parayı kendisiyle paylaşan bir yoldaştır baba. Baba bir çocuğun en büyük kahramanıdır ve ne yaparsa yapsın, çocuk hayalindeki o kahramana asla toz konduramaz. Hep babasının bir gün hayalindeki o kahraman gibi olmasını bekler. Çocuğun hayalindeki kahramanıyla saatler değil, sadece bir dakika bile geçirmesi ona o kadar büyük zevk verir ki bu ânın hiç bitmemesini ister. Babasıyla arası ne kadar kötü olsa bile onu kaybettiğinde çocuğun dünyası başına yıkılır. Bir çocuk için ağırdır babanın yokluğu ve baba giderse ona yaşam savaşında güç veren her şey gider. Sırdaşım! Çocuğun için çok değerlisin. Çocuğun senden sevgi, ilgi ve anlayış bekler. Sen çocuğuna bir yönetici gibi değil de bir baba gibi yaklaşabilirsen onu anlayabilir ve onunla yakınlık kurabilirsin çünkü aile ne bir iş yeridir ne de bir askeri kurum. Aile bir sevgi merkezidir. Çocuğuna karşı sert olduğun ve emirler yağdırdığın sürece bil ki onun gönlü senden kilometrelerce uzaklaşacaktır. Ayrıca bir çocuk çok para getiren ama az zaman geçiren değil, gerekirse az para getiren ama çok zaman geçiren anne babayı ister. Senin için çocuklarının kahkahalarını duymak kazanacağın daha fazla paradan çok daha önemli olmalıdır.

      Balzac’ın dediği gibi: “İyi bir baba, kendi mutluluğundan çok çocuğunun mutluluğu ile mutlu olur.

      İyi Bir Evlat Yetiştirmeye Çalış!

      Sırdaşım! Bir baba olarak çocuğuna verebileceğin en önemli fazilet, alın teri ile kazandığın helal lokmalardır.

      Bir babanın bırakacağı en büyük miras, iyi bir evlattır. İyi bir evlat bırakılabilmesi için çocuğun iyi yetiştirilmesi ve bedeni kadar ruhunun da beslenmesi gerekir. Ruhu sağlam gelişen bir çocuk ömür boyunca güçlü ve karakterli bir insan olarak yaşamını sürdürür. Çocuğun ruhunu besleyen en önemli güç kaynağı babanın faziletleridir. Sırdaşım! Bir baba olarak çocuğuna verebileceğin en önemli fazilet, alın teri ile kazandığın helal lokmalardır. Helal rızık ile beslemediğin çocuktan sağlam bir karakter bekleme çünkü onun mayasına haram işlenmiştir. Kanalizasyon suları dökülen bir gölden insana hayat veren içme suyu elde edemezsin. Sonra çocuğa verebileceğin diğer önemli fazilet bilgidir. Çocuk, bomboş bir beyinle dünyaya gelir ve sonradan öğrendiği şeylere göre hareket eder. Sen eşinle birlikte, o beyni iyi bilgiler ile doldurursan çocuk ileride herkesin gurur duyacağı donanımlı bir insan olarak karşına çıkar. Ama başkaları veya çevre yanlış bilgilerle doldurursa çocuk tehlikeli silahlarla donanmış bir canavar olarak karşına çıkar. O beyin hiçbir bilgi ile dolmasa da çocuk başkalarının yönlendirmesine açık, düşünemeyen, sorgulayamayan, amaçsız ve bomboş bir insan olarak karşına çıkar. Çocuk, işlenmemiş bir hamur olarak dünyaya gelir. Ona bir heykeltıraş gibi şekil vermen ve harika bir eser ortaya çıkarman gerekir. Bir baba olarak çocuğun için ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunun farkında mısın? Sen, çocuğunun kaderine şekil veren ve gideceği yolu tayin eden bir rehbersin.

      Erich Fromm’un dediği gibi: “Bir baba olarak sen, çocuğun öğretmenisin ve ona dünyaya açılan yolu gösteren kimsesin.

      Babalığın Yanından Geçemeyen İnsanlar

      Sırdaşım! Çocuklarına iyi bir baba olmak istiyorsan, çocuklarının annesini mutlu et.

      Babalık fedakârlık ister. İyi bir baba, ailesi için geceli gündüzlü çalışmaktan şeref duyar ve cebine para girince de gözleri önce ailesini arar. Ailesiyle zaman geçirmesini bilmeyen, mutluluğu başka yerde arayan ve çocuklarının rızkını başka yerde harcayan bir adam iyi bir baba değildir. Ayrıca bir adam, iyi bir baba olduğu kadar iyi bir koca da olmalıdır. İslam dini, kocaların eşlerine değer verip onlara yardım etmesini öğütler. Bunu en başta Hz. Muhammed’in (sav) örnek yaşantısında görmekteyiz. Peygamberimiz ev işlerinde eşine yardımcı olur, elbisesini yamar, ayakkabılarının söküklerini diker, evi süpürür, hayvanlara ot verir, koyunları sağar, alışverişi kendisi yapar ve aldığı eşyaları kendisi taşırdı. Kendisine yapılan yemek davetine hanımının da olması kaydıyla icabet ederdi. Aileyi ilgilendiren konularda ve yapılacak işlerde eşinin de fikrini alırdı. Sırdaşım! Çocuklarına iyi bir baba olmak istiyorsan, çocuklarının annesini mutlu et.

      Thesburgh’un dediği gibi: “Bir babanın çocuklarına yapabileceği en büyük iyiliklerden biri, annelerini sevmektir.

      Çocuk

      Çocuktan Yetişkin Gibi Davranmasını Bekleme!

      Sırdaşım! Çocuklar çok naziktir ve çabuk incinir. Çocuklara karşı çok hassas olmalısın.

      Çocuklarla yetişkinler, sahip olduğu özellikler ve gelişmişlik düzeyleri bakımından çok farklıdır. Bazı yetişkinler çocukların kendileriyle aynı bilgi ve zekâ seviyesine sahip olamayacağını düşünemez ve çocukların hata yaparak büyüdüğünü unutur. Büyüklerin yaptığı hataların haddi hesabı yokken çocukların mükemmel olmasını beklemek ve yaptıkları hataları cezalandırmak hangi mantığa sığar? Çocukların dünyasında kötülük ve art niyet yoktur, tam gelişmemiş oldukları için sadece hatalar vardır. Çocukken aynı hataları yaparak bugünlere gelen büyüklere düşen görev çocukların hatalarını hoş görmek ve doğru yolu güzel bir dille anlatmaktır. Sırdaşım! Çocuklar çok naziktir ve çabuk incinir. Çocuklara karşı çok hassas olmalısın. Bir çocuğun hatalarını sürekli yüzüne vurmak hiç kimseye bir şey kazandırmaz ve çocuk üzerinde büyük bir hiçlik duygusu oluşturur. Bir çocuğun en çok istediği şey anlaşılmaktır. Anlaşılan çocuk kendini değerli hisseder, çevresindekilerle daha sağlıklı bir iletişim kurar ve daha sağlıklı bir kişilik geliştirir. Sağlıklı gelişen bir çocuk da hem ailede hem de toplumda huzur kaynağı olur. Çocukları anlamak zorundasın. Bunu da kendi yetişkin dünyandan onlara bakarak başarabilmen mümkün değil çünkü çocuklar kendi dünyalarından onlara seslenebilenlere karşılık verir. Çocukların seviyelerine inip onların dilinden konuşabilenler onlara istediği şeyleri yaptırır ama çocukları korkuyla veya baskıyla yola getirmeye çalışanlar hem onları kırar hem de kendileri kırılır.

      Dostoyevski’nin dediği gibi: “Çocuklar itip kakmakla asla yola gelmezler.

      Çocuklara İyi Örnek Ol!

      Sırdaşım! Çocuğuna bir şey yaptırmak istiyorsan önce kendin yapmalısın çünkü çocuklar bir aynadır. Etrafında neyi görürse dünyaya onu yansıtır.

      Erken yaşlarda insan beynine bilgi sağlayan en önemli organ kulak değil gözdür. Çocukların gözleri kulaklarından daha iyi çalışır ve duyduklarını değil gördüklerini daha iyi öğrenir. Çocuklar büyüklerin anlattıklarını belki iyi anlayamayabilir ama davranışlarını çok iyi taklit ederler. Büyüklerin yüz kere söylediğini değil bir kere yaptığını yaparlar. Bundan dolayı çocuklara akıl vermekten çok davranışlarla iyi örnek olunmalıdır. Sırdaşım! Çocuğuna bir şey yaptırmak istiyorsan önce kendin yapmalısın çünkü çocuklar bir aynadır. Etrafında neyi görürse dünyaya onu yansıtır. Çocuğuna kitap okumanın önemini istediğin kadar anlat, senin elinde kitap görmediği sürece o da okumaz