dedi.
119- “onları mutlaka sapıtacağım, mutlaka onları kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim de (putlara adak için) hayvanların kulaklarını yaracaklar. Yine onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler.” Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinirse, şüphesiz o apaçık bir hüsrana düşmüştür.
120- Şeytan onlara (birçok) vaadde bulunur ve onları kuruntulara sürükler. Oysa şeytan ancak aldatmak için onlara vaade bulunuyor.
121- işte onların barınağı cehennemdir. Onlar bir kaçış yolu bulamazlar.
124- Kimin dini, iyilik yaparak kendini Allah’a teslim eden ve hakka yönelen İbrahim’in dinine tabi olan kimsenin dininden daha güzeldir? Allah İbrahim’i dost edindi.
132- Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Vekil olarak Allah yeter.
133- Ey insanlar! Allah dilerse sizi yok eder ve başkalarını getirir. Allah buna hakkıyla gücü yetendir.
134- Kim dünya sevabı (nimeti) istiyorsa(bilsin ki), dünya sevabı da ahiret sevabı da Allah katındadır. Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
138- Münafıklara, kendileri için elem dolu bir azap olduğunu müjdele.
139- Onlar müminleri bırakıp kâfirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah’a aittir.
140- Oysa Allah size Kitap’ta (Kur’an’da) Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, başka bir söze geçmedikleri müddetçe, onlarla oturmayın, aksi halde siz de onlar gibi olursunuz. Şüphesiz Allah, münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehenneme toplayacaktır.
144- Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin kendi aleyhinize Allah’a apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?
146- Ancak tövbe edenler, durumlarını düzetenler, Allah kitabına sarılanlara ve dinlerini Allah’a has kılanlar müstesnadır. Bunlar müminlerle beraberdirler. Allah müminlere büyük bir mükâfat verecektir.
147- Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah size niye azap etsin ki? Allah, şükrün karşılığını verendir, hakkıyla bilendir.
150- 151- Şüphesiz, Allah’ı ve peygamberini inkâr edenler, Allah’a inanıp peygamberine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler “(peygamberlerin) kinine inanırız, kimini inkâr ederiz” diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün arasında bir yol tutmak isteyenler var ya; işte onlar gerçekten kâfirlerdir. Bizde kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışız.
160- 161- Yahudilerin yaptıkları zulüm ve birçok kimseyi Allah yolundan alıkoymaları kendilerine yasaklanmış olduğu halde faiz almaları, insanların mallarını haksız yere yemeleri sebebiyle önceden kendilerine helal kılınmış temiz ve hoş şeyleri onlara haram kıldık. İçlerinden inkâr edenlere de bir azap hazırladık.
162- Fakat onlardan ilmi de derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman edenler Allah’a ve ahiret gününe inanlar var ya, işte onlara büyük bir mükâfat vereceğiz.
Bir zorlukla karşılaştığında sabret.
Çünkü hiçbir güçlük yoktur ki arkasından kolaylık gelmesin. Aziz ve celal olan Allah ahireti kazanmak için dünyayı vermiştir. Dünya fani ahiret ise bakidir.
Fani olan dünya sizi şımartıp da baki olan ahiretten alıkoymasın. Fani olana baki olanı tercih ediniz.
Dünya yok olup gidicidir.
Sonunda sarılacak yer Allahın huzurudur.
Namus ve şerefini koruyun ki Allah da sizin namus ve şerefini korusun.
Yiyeceklerinizin helal ve temiz olmasına dikkat edin.
Ey âdemoğlu! Bilmiş ol ki, ruhunu almakla vazifeli olan melek seni bırakmaz.
Ecelin geldiğinde seni bırakıp da başkasına gitmez.
Sanki bırakıp da sana gelmeyecekmiş gibi ölüme hazır ol.
Gafil olma çünkü sen unutulmuş değilsin.
Ey âdemoğlu! Sen bil ki, kendinden gafil olur,
Hazırlanmazsan başkası senin yerine hazırlanmaz.
Mutlaka Allah’ın huzuruna çıkacaksın,
Kendini hazırla kendi işlerini başkasına havale etme.
Harekette birlik olmazsa, fikirde birlik faydasızdır.
İnci deniz dibinde, çer çöp çıkmış sahile.
Aynı gökte uçarlar ama kuzgunun dünyası başka, şahinin dünyası başkadır.
Hâşâ ben ölümden korkmuyorum.
Çünkü ben Müslümanım.
Her Müslümana yakışan da ölümü tebessümle karşılamaktır.
Hakikaten ölüm ebediyet âlemine açılan ilk perdedir.
Mevlana aşkın rehberidir, sözleri susuzlara çeşme, vücudu vecd-ü heyecandır.
Fatih Sultan Mehmed tahtı kendisine bırakan babasına ülkenin çıkarı gereği şöyle der; eğer padişah ben isem, size emrediyorum. Gelip ordunun başına geçin. Eğer padişah siz iseniz, gelip devletinizi düşmanlara karşı savunun.
Bülbüller nazda,
Güller niyazda,
Herkes namazda,
Hakkı zikreyler.
Gözlerden yaşlar,
Akmağa başlar,
Dağlar ve taşlar,
Hakkı zikreyler.
Yerde çiçekler,
Arşda melekler,
Bütün felekler,
Hakkı zikreyler,
Gölgeler yerde,
Bir derin secde,
Gelerek vecde,
Hakkı zikreyle.
Nurlu seherler,
Tövbeler söyler,
Gökler ve yerler,
Hakkı zikreyler.
Mukaddes kitap,
İlahi hitap,
Minberle mihrap,
Hakkı zikreyler.
Ey gafil insan,
Mabeddir cihan,
Her şey ve her an,
Hakkı zikreyler.
Hayat ve memat,
Nemat ve cemat,
Bütün kâinat,
Atarken şafak,
Hakkı zikreyler.
Kâinata bak,
Enfüs ve afak,
Hakkı zikreyler.
Kalk gafil olma,
Zulmette