kana uyuyanlar,
Dili gıybet söyleyenler,
Cehenneme düştü gider.
Hani bizden önde olan,
Kalmadı dünyaya gelen,
Dün-gün arî taat kılan,
Ol sıratı geçti gider.
Aşk oduna yanmayanlar,
Öleceğin sanmayanlar,
Göz açıp uyanmayanlar,
Şöyle gaflet bastı gider.
Bu aşk bana bir düş idi,
Hak müyesser kılmış idi,
Derviş yunus bir kuş idi,
Halk içinde uçtu gider.
167- Şüphesiz inkâr edenler. İnsanları Allah yolunda alıkoyanlar derin bir sapıklığa düşmüşlerdir.
168- Şüphesiz inkâr edenler ve zulmedenler (var ya) Allah onları asla bağışlayacak ve doğru yola iletecek değildir.
169- (Allah onları) ancak içinde ebedi içinde kalacakları cehennemin yoluna iletir. Bu ise Allah’a çok kolaydır.
170- Ey insanlar! Peygamber size Rabbinizden hakkı (gerçeği) getirdi. O halde kendi iyiliğiniz için iman edin. Eğer inkâr ederseniz bilin ki, göklerindeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Allah hakkıyla bilendir. Hüküm ve hikmet sahibidir.
171- Ey kitap ehli: dininizde sınırları aşmayın ve Allah hakkında ancak hakkı söyleyin. Meryem oğlu İsa Mesih, ancak Allah’ın peygamberi, Meryem’e ulaştırdığı (emriyle onda var ettiği) kelimesi ve kendisinden bir ruhtur. Öyleyse Allah’a ve peygamberlerine iman edin. “(Allah ) üçtür” demeyin kendi iyiliğiniz için buna son verin. Allah, ancak bir tek ilahtır. O çocuk sahibi olmaktan uzaktır. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O’nundur. Vekil olarak Allah yeter.
176- Senden fetva istiyorlar. De ki “Allah, size kalale” (baba ve çocuksuz kimse)nin mirası hakkında açıklıyor. Çocuğu olmayan bir kişi ölür de kız kardeşi bulunursa, bıraktığı malın yarısı onundur. Eğer kız kardeşi bulunursa, bıraktığı malın yarısı onundur. Eğer kız kardeşi ölür ve çocuğu da bulunmazsa erkek kardeş onu varis olur. Eğer kız kardeşler iki iseler. (erkek kardeşin bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kardeşler erkekli kızlı iseler, o zaman (bir) erkeğe, iki kızın hissesi kadar(pay) vardır. Sapmayasınız diye Allah size (hükmünü) açıklıyor. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
Mâide Sûresi
1- Ey iman edenler! Akitlerinizi yerine getirin. İhramlı iken avlanmayı helal saymamanız kaydıyla okunacak (bildirilecek) olanlardan başka hayvanlar, size helal kılındı. Şüphesiz Allah istediği hükmü verir.
2- Ey iman edenler! Allah’ın (koyduğu din) nişanelerine, haram aya, hac kurbanına, (bu kurbanlara takılı) gerdanlıklara ve de Rablerinden bol nimet ve hoşnutluk isteyerek Kâbe’ye gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınızda (isterseniz) avlanın. Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoydular diye bir takımlarına beslediğiniz kin, sakın ha sizi, hattı aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir.
3- Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç boğulmuş darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısle (Allah’a itaatten kopmaktır. Bu gün kâfirler dininizden ) (onu yok etmekten,) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bu gün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse, şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
5- Bu gün size temiz ve hoş şeyler helal kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helal, sizin yiyecekleriniz de onlara helaldir. Mümin kadınlardan iffetli olanlarla, daha önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz kaydıyla, evlenmek zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helaldir. Her kimde inanılması gerekenleri inkâr ederse, bütün işlediği boşa gider. Ahirette de o ziyana uğrayanlardandır.
6- Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve başlarınıza mesh edip her iki topuğa kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya kadınlara dokunur(cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız temiz bir toprağa yönelin. Onunla(teyemmüm edin). Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez.
İmam-ı Azam Ebu Hanife(r.a)
Bir gün sokakta giderken birisine koluna dokundu, O insan da Ebu Hanife’yi tanımadığından ona bir tokat vurdu. Ebu Hanife ona: benim senden intikam almaya ve sana dersini vermeye gücüm yeter. Fakat müsterih ol! Dünyada sana bir kötülük yapmayacağım gibi ahirette de Cenab-ı Hak beni cennetine koyarsa sensiz girmeyeyim buyurdu. Adam Ebu Hanife’nin kim olduğunu anlayınca özür diledi ve bağışlanmasını istedi.
Rivayet edilir ki, Allah(c.c.) peygamberinden birine şöyle vahyetti. Falan kimsenin bana ihtiyacı var. O benim ihtiyacımı görürse, ben de onun ihtiyacını görürüm. Peygamber (a.s.) Rabbine dua etti ve İlahi nasıl olur da senin ihtiyacın olur? dedi. Allah Teâlâ, onun kalbi benden başkası ile sükûnet buldu. O kalbini bundan boşaltsın. Bende onun ihtiyacını göreyim. (ihya Gazali)
Gına sözlükte zenginlik, servet, yeterlik yeterli olma, usanma, bıkma, kanaat ve başkasına ihtiyaç duymamak hakkındadır.
(Hz. Peygamber (s.a.v) gözünün tokluğu):
Hz. Peygamber (s.a.v.) evde genellikle aç dururdu ve geceleyin çoğu kere ev halkı aç yatarlardı. Peygamber (s.a.v) ardı ardına birçok geceyi aç geçirirdi. O ve ev halkı akşam yemeği bulamazlardı. (Tirmizi Zühd.)
Çoğu kere Hz. Aişe (r.a.) şöyle der; hayatı boyunca yani Medine’ye gelişinden vefat edinceye kadar geçen dönemde Hz. Peygamber (s.a.v.) hiçbir zaman üst üste iki vakit iyice doyarak yemek yemedi.
Hamdele; elhamdülillahi rabbil âlemin yani hamd, âlemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur cümlesi için kısaca söylenen isimdir. Müslüman hayırlı işlerine besmele hamdele ile başlarlar.
Kıyamında duranlarız,
Yeri-göğü Yaradan’ın,
Nimetini görenleriz,
Yeri-göğü Yaradan’ın.
Kur’an’ladır Hakk’a ermek,
İhtarıdır dert çektirmek,
İhsanıdır ümit vermek,
Yeri-göğü Yaradan’ın
Gönüllerden aşkı taşar,
Sevdasıyla mümin coşar,
Hep kulları afva koşar,
Yeri-göğü Yaradan’ın
Bizlere yakındır, bizden.
Tutan O’dur elimizden,
Adı düşmez dilimizden,
Yeri-göğü Yaradan’ın.
Âşık