yemeyi yasaklamıştır. Kur’an’ı Kerim’de: aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin, insanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları hâkimlere (rüşvet olarak) vermeyin. (Bakara s…188 buyurulmaktadır.)
Salik hüdaya ermez, eğer rehber olmasa
İrşad eder tariki, ona bir er olmasa
Kim hakka erişir, eğer olmasa mürşidi
Hakkı nice bilirkişi, peygamber olmasa
Ey dil avare gezme yürü şeyhe pak yapış
Bildim bu yolda fayda yok yaver olmasa.
Zikreyleyerek perde-i zulmetleri ref et
Takim ola envar-ı letaiflere bakma
Hakkın çün olan sende tecellisi hüveyda.
Kalbinle zikret ey hümam,
İsmi-i celali subh-u şam,
Zikre huzur üzre hüdam,
Eyle kemali i’tisam.
Nakleyle ruha zikrini,
Ruhunda eyle fikrini,
Def eyledik de sırrını,
Sır canibine kıl hiram.
Zikrinle zikri muttasıl,
Şevk ile durma gel,
Zikirden olma munfasıl,
Sırdan hafiye zikri ver.
Zikrinde eyle müstekar,
Olsun zikirden müstenir,
Bulsun o da ala makam.
Zikri hafiden al geçür,
Ahfada durma zikri sür,
Ahfada ki ol güzlenür,
Zikrinle etsin irtisam.
Nakleyle zikri nefse ta,
Etsin o da zikrin eda,
Ref olacak ondan seda,
Zikrin bulur anda hitam.
Sultanı zikir etse zuhur,
Olsa vücudun gark-ı nur,
Ercza-yı cismin bi kusur,
Zikri ederler iltizam.
Bu nimetin bir kadrini,
Eyle Hüdanın şükrünü,
İsmi celalin zikrini,
Kıl sen letaifte tamam.
Nefsim beni attı sele,
Rabbimi anarken bile.
111- Hani bir de, “bana ve Peygamberime iman edin” diye havarilere ilham etmiştim. Onlar da iman ettik. Bizim Müslüman olduğumuza sen de şahit ol demişlerdi.
112- Hani havariler de, “Ey Meryem oğlu İsa! Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?” demişlerdi. İsa da, “Eğer müminler iseniz, Allah’a karşı gelmekten sakının” demişti.
113- Onlar, “istiyoruz ki ondan yiyelim, kalplerimiz yatışsın. Senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona, (gözü ile) görmüş şahitlerden olalım” demişlerdi.
114- Meryem oğlu İsa, “Ey Allah’ım! Ey Rabbimiz! Bize gökten bir sofra indir ki, önce gelenlerimize (zamanımızdaki düşmanlarımıza) ve sonradan geleceklerimize bir bayram ve (senden gelen) bir mucize olsun. Bizi rızıklandır. Sen rızıklandıranların en hayırlısısın” dedi.
115- Allah da, “ben onu size indireceğim, ama ondan sonra sizden her kim inkâr ederse, artık ben ona kâinatta hiçbir kimseye etmeyeceğim azabı ederim” demişti.
116- Allah, kıyamet günü şöyle diyecek: “ Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara, Allah’ı bırakarak beni ve anamı iki ilah edinin dedin? İsa da şöyle diyecek: “seni bütün eksikliklerden uzak tutarım. Hakkım olmayan bir şeyi söylemem, benim için söz konusu olamaz. Eğer ben onu söylemiş olsaydım, elbette sen bunu bilirdin. Sen benim için de olanı bilirsin ama ben Senden olanı bilemem. Şüphesiz ki yalnızca Sen gaybları hakkıyla bilensin.
En’âm Sûresi
Bismillahirrahmanirrahim.
1.Hamd, gökleri yaratan, karanlığı ve aydınlığı var eden Allah’a mahsustur. Böyle iken inkâr edenler başka şeyleri Rablerine denk tutuyorlar.
2. O öyle bir Rab’dir ki, sizi çamurdan yaratmış, sonra (her birinize) bir ecel tayin etmiştir. (kıyametin kopması için) belirlenmiş bir ecel O’nun katındadır. Siz ise hala şüphe ediyorsunuz.
3. Hâlbuki o göklerde de Allah’tır, yerde de. Sizin gizlinizi de bilir, açığa vurduğunuzu da. Sizin daha ne kazanacağınızı da bilir.
10. (Ey Muhammed!) And olsun, senden önce de birçok peygamber alaya alınmıştı da onlarla alay edenleri, alay ettikleri şey kuşatıp mahvetmişti.
11. De ki: “yeryüzünde gezin dolaşın da (peygamberleri) yalanlayanların sonu nasıl olmuş bir görün”
12. De ki, “ Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?” “Allah’ındır” de. O, merhamet etmeyi kendine gerekli kıldı. And olsun sizi mutlaka kıyamet gününe toplayacak. Bunda hiç şüphe yok. Kendilerini ziyana uğratanlar var ya, işte onlar inanmazlar.
19. De ki: “şahitlik bakımından hangi şey daha büyüktür?” De ki: “Allah, benimle sizin aranızda şahittir. İşte bu kuran bana, onunla sizi ve eşitliği herkesi uyarın diye vahyolundu. Gerçekten siz mi Allah ile beraber başka ilahlar olduğuna şahitlik ediyorsunuz?” de ki: “ ben şahitlik etmem.” Deki: “O, ancak tek bir ilahtır ve şüphesiz ben sizin Allah’a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.”
20. Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu(Peygamberi) kendi öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar.
21. Kim Allah’a karşı yalan uydurandan, ya da O’nun ayetlerini yalanlayandan daha zalimdir? Şüphesiz ki, zalimler kurtuluşa eremez.
28. Hayır, (bu yakınmaları) daha önce gizlemekte oldukları şeyler onları göründü (de ondan.) eğer çevrilselerdi, elbette kendilerine yasaklanan şeylere yine döneceklerdi. Şüphesiz onlar yalancıdırlar.
29. Derler ki: “Hayat ancak dünya hayatımızdır. Artık biz bir daha diriltilecek de değiliz.
30. Rablerinin huzurunda durdukları vakit (hallerini) bir görsen! (Allah) diyecek ki: “nasıl şu (dirilmek) gerçek değimliymiş?” onlar, “evet, Rabbimize and olsun ki, gerçekmiş” diyecekler. (Allah), “öyleyse inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azabı” diyecek.
39. Ayetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklar içerisindeki bir takım sağırlar ve dilsizlerdir. Allah, kimi dilerse onu dosdoğru yol üzere kılar.
40. (Ey Muhammed!) de ki: söyleyin bakalım. Acaba size Allah’ın azabı gelse veya size kıyamet saati gelip çatsa(böyle bir durumda) siz Allah’tan başkasını mı çağırırsınız? Eğer(putların size yararı dokunduğu iddianızda) doğru söyleyenlerseniz (haydi onları yardıma çağırın).
Hz. Ali’den Resulullah’ın Ebubekir’in ve Ömer’in Mecusilerden cizye aldığı rivayet edilmiştir. Hz. Ali şöyle demiştir. Onları en iyi tanıyan benim, tahsil ettikleri bir ilimleri vardı. Sonra bu onların göğüslerinden çekilip alındı. (Ebu Yusuf a.ğ.e.129)
Hz. Peygamber kadınların öldürülmesini yasaklanmıştır. Bu konuda iki hadis vardır. Bunlardan biri Rabah İbn-u Rabia’nın rivayet ettiği şu hadistir. Hz. Peygamber, gazvelerinden bir grup kimsenin bir şey etrafında toplandığını