iki erkeği mi haram kıldı, yoksa iki dişi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan (yavruları) mı? Eğer doğru söyleyenler iseniz bana bilerek haber verin.”
144. Yine (erkek ve dişi olarak) deveden iki, sığırdan da iki, de ki: “İki erkeğimi haram kıldı, iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan (yavruları) mı? Yoksa Allah size bunları haram ettiğinde, orada Hızır mı idiniz?” insanları bilgisizce saptırmak için Allah’a karşı yalan uyduran kimseden daha zalim kimdir? Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
147. Eğer seni yalanlarlarsa, deki: “Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. (bununla beraber) suçlu bir toplumdan O’nun azabı geri çevrilmez.
Vatan bize kılıcımızın emeğidir.
İnsan olana öldükten sonra güzel bir ad bırakmak, belki hiç ölmemekten daha iyidir.
İnsan topluluklarının gelişmesi, her şeyden önce dil ve edebiyatlarının ilerlemesine bağlıdır.
Bu kadar adam gördüm, hiç biri dünyadan hoşnut değil, hiç biri de dünyadan gitmek istemez. İnsan ne idraksiz mahlûktur! Herkes kimsenin sağ kalmadığını bilir de, kendinin öleceğine inanmak istemez.
İnsan her adımını mezardan uzaklaşmak için atar. Yine her adımda mezara bir adım daha yaklaşır. Nitekim her nefesi hayatı uzatmak için alır. Yine her nefeste hayatından bir nefeslik zamanı azalır.
Vatan sevgisinden maksat, toprağa değil; Onun üstünde yaşayan insanlara duyulan sevgidir.
İnsan vatanı sever, çünkü hürriyeti, rahatı, Hakkı vatan sayesinde kaimdir.
Düşene gülen acıyandan çok olur.
Aklı olan korkmak gerek/nefs elinden hırs elinden. Nefstir seni yolda koyan/yolda kalır nefse uyan. (Yunus Emre)
Kul geceleri, gündüz yaptığı işlerin muhasebesini yapmalıdır. Zira geceleyin, insanın aklı ve fikri daha topludur. Muhasebe edince, gündüz yaptığı işi faydalı bulursa, ona devam eder. Şayet kötü bulursa, onu telafi etmeye çalışır ve ileride bundan ve bunun benzerinden sakınır.
Konuşmanın bazı şartları vardır. Konuşan bunlara riayet ettiği takdirde, konuşması iyi ve güzel olur. Bu şartlar şunlardır.
1. Konuşma, onu gerektiren bir menfaat veya bir zararın def’i için olmalıdır.
2. Yerinde konuşmalıdır.
3. Gerektiği kadar konuşup sözü uzatmamalıdır.
4. Söyleyeceği sözleri iyice seçmelidir (Maverdi)
Hayret Müslüman’ın Allah(c.c)’ın evrendeki yarattıkları ve koyduğu akıllara durgunluk veren sistem karşısında acizliğini anlaması ve yaratıcının gücünü anlatmada zorluk çekmesi demektir. Allah(c.c) Kur’an’ı Kerim’de buyurur. Kadınlar Yusuf’u görünce onu gözlerinde o kadar büyüttüler ki, güzelliği karşısında hayrete düşerek ellerini doğradılar ve bunun farkına varamadılar. Bu başka bir şey değil, asıl bir melektir, demişlerdi. Hâlbuki Yusuf(a.s.) bir melek değildi, o bir peygamberdi.
Hazm: İşinin gerçekleşmesi için dikkatle düşünüp sağlam karar almak, yaptığı işi sağlam yapmak, sindirmek demektir. Zor bir işte tedbir sonucu gerekli tahammülü göstermeyen ve işin sonunu düşünmeyen kişiyi kaza ve kader zamanı bela pençesine teslim eder.
Hicap; sözlükte bir şeyi örtmek ve ya bir şeye engel olmak demektir ki tesettüre yakın bir anlamı vardır. Hicap isim olarak örten, gizleyen, saklayan, görülmeye engel olan şey demektir.
Tasavvufçulara göre hicap, bu akış âlemindeki suretlerin Haldun tecellisinin kabulüne engel olacak derecede kalpte yer tutmasıdır. Bunu yırtıp geçmedikçe insana Hakk’ın tecellisi kolayca olmaz. (Ey âdemoğulları biz sizin için çirkin yerlerinizi örtecek bir elbise ve size süs kazandıracak bir giysi indirdik (var ettik). Takva ile kuşanıp donanmak ise, bu daha hayırlıdır. Bu Allah’ın ayetlerindendir. Umulur ki düşünüp öğüt alırlar. Ey âdemoğulları, şeytan anne ve babanızın (Adem (a.s.)ile Havva) ayıp (çirkin) yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini sıyırtarak onları cennetten çıkardığı gibi sakın sizi de belaya uğratmasın.
Canını canane kurban eyliyor pervaneler,
Bezm-i vaslın neşesinden gaşyolur mestaneler,
Aşıkın gözyaşlarından doldu hep peymaneler,
Ben Resul-i kibriyanın bülbül-ü nalânıyım,
Mücrimim gerçi cemal-i Mustafa hayranıyım.
Âşık-ı Yezdan,
Zikreder daim.
Talibi irfan,
Zikreder daim.
Açarken güller,
Coşar bülbüller,
Sonra sümbüller,
Zikreder daim.
Hakkın gedası,
Zikreder daim.
Ağlayan gözler,
Mevla’yı özler,
Hikmetli sözler,
Zikreder daim.
Tevhit nidası,
Kuran sadası,
Ulvi edası,
Zikreder daim.
Hüda davet eder Elhamdülillah,
Bu can dosta gider Elhamdülillah,
Hakikat şehrine çün rıhlet oldu.
Gönül durmaz iver Elhamdülillah,
Biliştik burada hem ihsanlar etti,
Nasibimiz kadar Elhamdülillah,
Ne gam gider dünyadan NİYAZI,
Visaline erer Elhamdülillah.
Mevlam sana ersem diye,
Aşka düşen pervaneyim.
Cemalini görsem diye,
Aşka düşen pervaneyim
Gözyaşlarım durmaz taşar,
Seller gibi çağlar coşar.
Vuslat ümidiyle yaşar,
Aşka düşen pervaneyim.
Derdinle ağlar inlerim,
Arşa çıkar eninlerim.
Bülbül şakır ben dinlerim,
Aşka düşen pervaneyim.
Kevni temaşa eylerim,
Nevay-ı aşkı söylerim,
Sensiz cihanı neylerim,
Aşka düşen pervaneyim.
İnsanın kalbini üç şey öldürür: çok yemek, çok uyumak, çok konuşmak.
İyilik yapmayı bilmiyorsan, hiç olmazsa kötülük yapma
Kibir bele bağlanmış bir taş gibidir.
Onunla ne yüzülür ne de uçulur.
Kimin