Kanşaubiy Miziev

Balkar Şiir Antolojisi


Скачать книгу

okul ders kitaplarının hazırlanmasına büyük önem verir. Balkarca’ya Puşkin’in, Lermontov’un, Mayakovskiy’in, Şiller’in, Ali Şir Nevai’nin şiirlerini çevirdi. Hem şiir, hem nesir eserleri yazdı.

      Bert Gurtuev Kabardin-Balkar Cumhuriyeti Yazarlar Birliği Sorumlu Sekreteri, Şuyohluk dergisi Yayın Yönetmenliği görevlerini yaptı. Devlet Sanatçısı ünvanına layık oldu. 1941-1945 Anayurt Savaşı gazisidir.

      Şiir Kitapları: Kızıl Önle (1935, Kızıl Sesler), Çuak Ertdenlık (1958, Açık Havalı Sabah), Çalğıçıla (1958, Tırpancılar), Svetlıye Dali (1960, Rusça, Nalçik; Aydın Uzaklar), Şuyohlanı Arasında (1963, Dostların Arasında), Çomartlık (1969, Cömertlik), Navstreçu Livnyu (1972, Rusça, Nalçik; Sağanak Yağmura Karşı), Moya Pesnya (1987,Rusça, Moskova, Benim Şarkım), Sayla-mala (1973, Seçmeler), Ak Kögürçün (1980, Beyaz Güvercin), Jaşaunu Kılançları (1988, Yaşamın Zikzakları), Miniatürle Kitabı (1990, Minyatürler Kitabı), Saylamala (1992-1993), Seçmeler), Miniatürı (1998, Rusça, Nalçik, Minyatürler), Saylamala (2000, Seçmeler).

      Roman Ve Öykü Kitapları: Adilgeriy (1961, Adilgeriy), Janğı Talisman (1970, Yeni Tılsım), Novıy Talisman (1975, Rusça, Nalçik, Yeni Tılsım)

      Hakkında: Jaşau Izı, Oyumları, Tenğleri (2010, Hayatı, Düşünceleri, Dostları)

      KAŞIK VE KÜREK

      İki madde yaptılar aynı ağaçtan,

      Her birine ayrı görev verdiler.

      Biri kaşık, bal kotarmaya,

      Biri kürek, ahırı kürüsün diye.

      Bal kaşığı çalışıyor işinde,

      Kürek ağ topluyor atıldığı köşede.

      AÇLIK VE UYKU

      Açlık basarsa lavaş ekmeğe benzer,

      Uyku basarsa taş da döşeğe benzer.

      Açlık kara sular indirir bacaklara,

      Uyku yarı ölüye benzetir insanı.

      Kız ve erkek kardeştir onlar,

      Kİmse aramasa da onlar var.

      KONUK

      Evine konuk gelirse

      Saatine bakma.

      Gördüğünü o da görür

      Görmediğini sanma.

      Sezer hüzünlü halini,

      Hınzırca alır vaktini.

      HAJİMUSA KULİEV

(KULÎYLANI HAJİMUSA)(1910-1971)

      Oğarı Çegem’de doğdu. Çocukluk ve erginlik yılları (1923-1939) Kırım’da ve Karaçay’da geçti.

      1939’da Finlandiya ile savaşa katıldı. Daha sonra da (1941-1945) Alman Nazilere karşı yürütülen

      Anayurt savaşının son gününe kadar cephede kaldı. Çok sayıda nişan ve madalya ile taltif edildi.

      Orta Asya’dan döndükten sonra Elbruz Yayınevi’nde çalıştı. 1971’de Nalçik’te hayata gözlerini yumdu.

      Kitapları: Kaştanlı Şahar (1959, Kestane Şehri ), Karılğaç (1962, Kırlangıç), Jılla Ozadıla (1963, Yıllar Geçiyor), Bizni Tögeregibizde (1966, Bizim Etrafımızda), Jaşnasın Jer (1967, Yeşersin Yeryüzü).

      AY

      Nereye bakarsam, tepemde görürüm,

      Her görüşümde sana selam veririm,

      Karanlık gecede aydınlattın yolumu,

      Güneş hariç, şu Ay’dan güzel olur mu?

      Çok uzandım, ben sararmış otlarda,

      Ayıa gözlerimi diktim, hayaller kurdum,

      Soğuk pınara bakarak ay ışığında,

      Aynada gibi, öz çehremi gördüm.

      Geceler şu Ay’la ne de görkemli,

      Bulutlardan ak çadırlar kuruyor,

      Düğünlerin nasıl tektir gelini,

      O da odur, yıldızları tarıyor.

      HAMİT TEMMOEV

(TEMMOLANI HAMİT)(1912-1937)

      Elbruz dağının eteklerinde Oğarı Bahsan köyünde doğdu, l928’de Nalçik’te Sovyet Parti Okulunu bitirdikten sonra Balkar dilinde yayınlanan Karahalk ve Sosyalist Kabartı-Malkar gazetelerinde çalıştı. Edebiyata da o yıllarda başladı. Şiirlerinin konusu yeni kurulan düzen, kolhoz yaşamı, ülkedeki değişikliklerdi. Hamit Temmoev, Stalin’in devlet terörü kurbanı olarak, 1937’de iftira sonucu kurşuna dizilerek öldürüldü. 1956’da Stalin politikasının Kruşçev tarafından eleştirilmesinden sonra Hamit Temmoev’in itibarı iade edildi.

      Kitapları: Horlam Jırları (1959, Zafer Şarkıları ), Çeviri Kitabı: A.S.Puşkin. Çıganlıla (1937, Çingeneler)

      YENIKÖY

      Doğa güzelliğinden pay dağıtan,

      İçinden dağ buzullu suları akan,

      Kayalara çam ağacı giydiren,

      İnsanları kıvanç hayatına sevinen,

      Kolhoz köyüm aydın yaşam kucağında,

      Mesken tutmuş kıyıyı Bahsan ırmağında.

      Yeni demeden geçemiyorum ben ona,

      Yenilikleri kıvanç veriyor bana.

      Görüyorum çayırların yeşerdiğini,

      Eski hayatın tozlarından sîlkindiğini:

      Güzelliği gözüm önünden gitmiyor,

      Üzerinde dağlardan serin yel esiyor.

      Derelerinde alabalık oynuyor,

      Maden suları fokurtuyla kaynıyor.

      Meralarla okşanarak yamaçları,

      Yavaş yavaş eğilir çam ağaçları.

      Dağ keçileri otlar dar boğazlarda,

      Turistler dolaşır buzullarda.

      Sağnak yağmur dinse, sabah güneş çıksa,

      Bulutsuz gökten ışınlarını sarkıtsa,

      Ciğerinde temiz havanın doruğu,

      Ot kokusu giderir sussuzluğu.

      Yeniköyü İlyiç’in lambaları

      Geceyi gündüz edip aydınlatıyor

      Köyümde kuruldu yeni okullar, —

      Bilimle