Nazar İşankul

Celaleddin Menguberdi


Скачать книгу

onların arkasından bakar.

      Celaleddin: – Kim selam söyledi diyeyim efendim?

      Arka tarafta duran gençlerden biri Celaleddin’e bakar ve onu azarlar gibi konuşur.

      Genç: – Şeyh Necmeddin Kübra’yı tanımıyor musun?

      Genç, şaşırmış bir şekilde Celaleddin’e bakarak yola devam eder. Celaleddin onların arkasından bakakalır. Sonra boynuna asılan şeyin ne olduğuna bakmak için onu çıkarır. İhtiyarın boynuna astığı şey, üzerinde ateşte yanan ejder başlı kuş figürü bulunan bir muskadır. Muskayı güneşe tutunca, ateşin içindeki kuşun alev alev yanıyormuş gibi göründüğünü fark eder. Muskayı tekrar boynuna astıktan sonra, Ata Murat’ın bulunduğu yere doğru koşar.

      SAHNE-7

      Sarayın Önü

      Oyuna katılan çocuklar bir araya toplanmıştır.

      Şahabeddin heyecanla onlara bir şeyler anlatmaktadır.

      Şahabeddin: – Bugünkü yarışmanın galibi Ata Murat!

      Çocuklar büyük bir gürültüyle alkışlar.

      Ata Murat, Celaleddin’in önüne gelir, tıpkı büyüklerin yaptığı gibi eğilerek ona selam verir.

      Ata Murat: – Günahkâr kulunuzu lütfen bağışlayın şehzade. Bilmeden galip geldim!

      Onun böyle Celaleddin’le dalga geçer gibi konuşması diğer çocukları güldürür.

      Celaleddin, Ata Murat’ın elini sıkar.

      Celaleddin: – Helal olsun sana Ata Murat! Bana daha çok çalışmam gerektiğini gösterdin…

      Celaleddin’in bu sözü Ata Murat’ın hoşuna gider ve yüzünde bir tebessüm belirir. Sonra ikisi birbirine sarılırlar.

      Ata Murat: – Söyle bakalım, benimle kale duvarına tırmanmaya var mısın?

      Celaleddin kale duvarına bakar ve oradaki muhafızı görür. Bir an tereddüt eder.

      Tam o sırada, altı yaşlarındaki bir kız çocuğu soluk soluğa koşarak yanlarına gelir.

      Kız: – Ağabey, annem hemen gelmeni istiyor.

      Ata Murat: – Gelemem, biz oyun oynuyoruz!

      Kız: – Askerler babamı götürdü. Annem seni çağırıyor.

      Ata Murat: – Askerler mi? Neden?

      Kız: – Bilmiyorum. Ellerini bağlayıp götürdüler…

      Ata Murat bir kıza, bir çocuklara sonra da Celaleddin’e bakar. Elindeki aşıkları yere atarak kızla beraber dar sokaklara doğru koşmaya başlar. Sonra bir anda durur, koşarak geri döner yerden aşıkları alır ve tekrar kızın arkasından koşar.

      Celaleddin onların arkasından bakakalır.

      SAHNE-8

      Talim Meydanı

      Timur Melik, Celaleddin’e ata binmeyi öğretmektedir. Önce seyis Celaleddin’i ata bindirerek atı dizginlerinden tutarak yürütür. Daha sonra Timur Melik atın dizginlerini tutarak atı koşturmaya başlar.

      Celaleddin tek başına ata binmekte, Timur Melik de onu izlemektedir. Arada bir atı durdurarak, Celaleddin’e dizgini nasıl tutacağını, üzengiye nasıl basacağını ve at sürerken ayaklarını nasıl kullanacağını gösterir.

      Celaleddin, artık tek başına at sürmenin inceliklerini öğrenmiştir.

      Timur Melik bu defa Celaleddin’e tahta kılıçla kılıç kullanmayı öğretmektedir. Celaleddin kılıç tutmayı çok iyi bilmediğinden arada kılıcı elinden düşürür. Timur Melik, ona kılıç tutmasını, kılıç sallamayı ve kılıç darbelerinden kendini korumayı öğretir.

      SAHNE-9

      Bozkırdaki Kale

      Kalede bir gözü siyah bir bezle bağlı, eşkıya kılıklı bir adam Ata Murat’a savaş talimi yaptırmaktadır.

      Kale duvarında oturan Bedreddin ise onları izlemektedir.

      Bedreddin’in yanına uzun sakalları olan bir adam gelir. O da talim yapanları izlemeye başlar.

      Ata Murat, tek gözlüye hışımla saldırarak öfkeyle kılıç sallar. Eşkıya kendini hızla kenara atınca, Ata Murat kendi hamlesinin etkisiyle dengesini kaybeder ve yere yığılır.

      Adam: – Genç çok hırslı olduğu için hamleleri isabetli olmuyor.

      Bedreddin: – Kurda zincir vurursan çok daha vahşi olur. Nefret de zincire benzer. O da yakın zamanda bize çok gerekli olacak!

      Adam: – Bu genci ne için hazırlıyoruz?

      Bedreddin: (Ona bakmadan konuşur) – Zamanı geldiğinde, tarihi olaylarda pay sahibi olduğunda görürsün.

      SAHNE-10

      Talim Meydanı

      Timur Melik, Celaleddin’e bu defa yay kullanmayı öğretmektedir. Sultan ve Hivekî de bir kenardan onları izler. Timur Melik, yayı tutmayı, germeyi, oku tutmayı ve nişan almayı öğretir.

      Celaleddin’in attığı okun hedefi tam isabetle vurmasına şaşıran Timur Melik ona tekrar ok verir.

      Celaleddin bu defa da hedefi vurunca, Timur Melik şaşkınlık içinde bakakalır.

      Timur Melik: – Şehzade! Daha önce biri size ok atmayı öğretmiş miydi?

      Celaleddin “hayır” der gibi başını sallar.

      Timur Melik’in şaşkınlığı daha da artar ve bakışlarını ayırmadan ona tekrar sorar.

      Timur Melik: – O zaman, her seferinde oku tam isabet ettirmeyi nasıl başarıyorsunuz?

      Celaleddin hedefe bakarken omzunu silker.

      Celaleddin: – Nişan alırken hedef çok yakınımdaymış gibi hissediyorum. Bu yüzden tam isabet ettiriyorum.

      Timur Melik hayretler içinde öğrencisine bakakalır.

      Meydanın bir kenarında onları izleyen Hivekî ile sultan kendi aralarında konuşurlar.

      Hivekî: – Sultan Hazretleri! Dediğim gibi, şehzade Celaleddin’e Sultan Tekeş’in yeteneği geçmiş olmalı!

      Sultan, Celaleddin’e gururlanarak bakar.

      Celaleddin’in attığı oklar hedefi vurmaya devam eder.

      SAHNE-11

      Türkan Hatun’un Sarayının Kapısı

      Humartigin ve Bek birlikte yürümektedir.

      Humartigin yol boyunca konuşur.

      Humartigin: – Melike Türkan Hatun, şehzade Uzlağşah’ın eğitimi için size güveniyor. Ona savaş sanatını öğreterek onu veliahtlığa hazırlayacaksınız.

      Bek: – Anlaşıldı. Demek ki şehzade Uzlağşah bizim geleceğimizmiş.

      Humartigin: – Öyle de diyebiliriz. Lütfen geleceğimizi eğittiğinizi bir an olsun unutmayın.

      İkisi saray meydanına çıkarlar.

      Meydanda Türkan Hatun ve yedi-sekiz yaşlarında olan Uzlağşah bulunmaktadır.

      Melikenin bulunduğu yere yaklaşırlar.

      Humartigin: