Nazar İşankul

Celaleddin Menguberdi


Скачать книгу

bağırarak, onu alkışlamaya başlar.

      Celaleddin’i alkışladıklarını gören Uzlağşah, hırsından dayanamayıp meydanı terk eder.

      Humartigin’in yanında oturan Bek, Bedreddin’e bakar ve başını sallayarak işaret verir.

      Bedreddin elini yanında oturan Ata Murat’ın omzuna koyar.

      Bedreddin: – Haydi bakalım Ata Murat, sıran geldi. Şehzadeyi yerle bir et!

      Meydandaki herkes hâlâ Celaleddin’i alkışlamaktadır. İri yapılı, boylu poslu Ata Murat meydana çıkar. Onun heybetini görenler çılgınca bağırmaya başlar.

      Ata Murat’ı gören Humartigin yanında oturan Bek’e sorar.

      Humartigin: – Bu da kim? Onu daha önce hiç görmedim!

      Bek: – Mirza Sadreddin’in bahsettiği delikanlı!

      Humartigin: – Onu bize Allah gönderdi. Celaleddin’i yenerse, onu Uzlağşah’ın has nökeri yaparız!

      Bek, komutanın planını anladığını göstermek için başını sallar.

      Humartigin büyük bir ilgiyle Celaleddin ile Ata Murat’ın güreşini seyretmeye koyulur.

      Ata Murat, sultanın karşısına gelir ve bir müddet onun gözlerinin içine bakar. Elindeki kılıcın kabzasını sıkar. Yanında bulunan tellal, Ata Murat’ın kulağına eğilir.

      Tellal: – Sultanı selamlasana şuursuz!

      Ata Murat başını eğerek isteksiz bir şekilde sultanı selamlar.

      Ayçiçek de oturduğu yerden bir sultana bir de meydana çıkan alp görünüşlü Ata Murat’a endişeyle bakar.

      Mücadele başlar.

      Ata Murat, Celaleddin’i iki üç defa kaldırıp yere çarpar.

      Meydan sessizliğe bürünür, fakat Kıpçak beyleri bu durumdan oldukça hoşnuttur.

      Ata Murat, Celaleddin’i bir çocuk gibi kaldırıp yere vurur. Yerinden kalkan Celaleddin, Ata Murat’a yaklaşır.

      Ata Murat, Celaleddin’e dik dik bakar.

      Ata Murat: – Şehzade, pehlivanlık aşık atmaya benzemez!

      Bu sözleri duyan Celaleddin, Ata Murat’a dikkatle bakar.

      Celaleddin: – Ata Murat!

      Ata Murat: (Çocukluktaki ses tonuyla) – Emredin şehzade hazretleri, nerenizi kırayım?

      Ata Murat bu sözleri söyler söylemez Celaleddin’e hamle yapar ve onu tekrar yere savurur.

      Meydanda büyük bir sessizlik hâkimdir. Ayçiçek, sultana umutla bakar. Sultan, onu görmezlikten gelip gözünü meydandan ayırmadan müsabakayı izlemektedir. Ata Murat’ın dev gibi cüsseli olmasından telaşa kapılan Ayçiçek, sürekli sultanın bulunduğu tarafa bakar. Sultanın bu eşit olmayan yarışmayı durdurmaya niyetinin olmadığını anlayınca daha da tedirginleşir.

      Celaleddin yerinden kalkarak kendini toparlar.

      Adeta bir ayı gibi üzerine gelen Ata Murat’ın elinden çeviklikle kurtulur ve Ata Murat’ın ayağına tekme atar. Ata Murat yüz üstü yere kapaklanır. Celaleddin, Ata Murat’ın üstüne çıkarak onun sırtını yere getirmeye çalışır. Halk çığlık atar. Sultan, büyük bir memnuniyet içinde, hevesi kırılan Kıpçak beylerine bakarak gülümser. Kıpçak beyleri güreşi endişe içinde izlemektedir. Sultanın sevinci yüzüne yansımıştır. Ata Murat, Celaleddin’i omuzundan iterek yerden kalkar. Kıpçak beylerinin neşesi yerine gelir.

      Celaleddin, Ata Murat’ın sert ve öfke dolu darbesinden kendini kolaylıkla korur, bununla yetinmeyip, savunmasız kalan Ata Murat’ın karnına balyoz gibi bir yumruk atar. Yediği darbenin şiddetinden Ata Murat’ın nefesi kesilir. Karnını tutarak yere yığılır. Bunu hiç beklemeyen Bedreddin yerinden fırlar. Halk sevinç içinde haykırmaktadır. Sultan çok memnun olur ve kafasını sallayarak oğlunu kutlar. Yanındakiler dalkavukluk yaparak sultana övgü yağdırır.

      Ayçiçek’in yüzündeki o tedirginlik hala gitmemiştir, Diken üstünde oturuyormuş gibi rahatsızdır. Yan tarafında oturan kız ise, gözlerini Celaleddin’den ayıramaz. Celaleddin, Ata Murat’ı yere serdiğinde, o da kalabalıkla birlikte ayağa kalkarak alkışlar. Celaleddin’in gözleri, Humartigin’in kendisine dikilen gözleriyle buluşur.

      Ata Murat ile savaş silahları kullanarak yarışırlar.

      Celaleddin kılıç müsabakasında kesin bir galibiyet elde eder. Celaleddin kılıcını, kılıcı elinden uçan Ata Murat’ın boynunun yanına dayayarak mücadelenin bittiğini ilan eder ve yerine döner. O an halktan sevinç çığlıkları yükselir. Celaleddin arkasına döndüğünde Ata Murat’ın yerinden kalktığını ve iki mızrakla kendisine doğru hücum ettiğini görür. Meydandaki görevli Celaleddin’e de iki tane mızrak uzatır. Celaleddin, mızrağın birini Ata Murat’a atar. Mızrağı yakalayan Ata Murat “Yapabildiğin bu mudur?” der gibi Celaleddin’e gülümser. İkisi meydanın ortasında karşı karşıya gelerek ellerinde mızrakla daire çizmeye başlarlar. İkisi de hamle yapmak için acele etmez.

      Celaleddin, Ata Murat’tan birkaç tane darbe alır. Fakat her defasında ayağa kalkar ve Ata Murat’a tekrar hamle yapar.

      Bedreddin, ikisi arasındaki mücadeleyi gözünü kırpmadan, büyük bir dikkatle izlemektedir. Timur Melik de heyecandan yerinde oturamaz haldedir. Celaleddin’in her hareketini büyük bir dikkatle izler. İkili arasındaki mücadele oldukça uzun sürer.

      Ata Murat, rakibini gafil avlamak için ona yaklaştığında havaya zıplar ve mızrakla Celaleddin’e mızrakla vurmaya çalışır. Celaleddin, Ata Murat’ın yapmak istediğini anlar ve hemen eğilerek havaya zıplayan Ata Murat’ın diğer omzuna bir darbe indirir. Ata Murat bu darbeye dayanamaz, sol tarafa yuvarlanır ve mızrağını da elinden düşürür. Celaleddin, dengesini kaybedip yere düşen Ata Murat’ın boğazına mızrağını dayar.

      Kalabalık çığlıklar atarak alkışlamakta ve bütün meydan “Celaleddin!” diye bağırmaktadır. Kalabalığın içindeki Bedreddin sinirden deliye döner.

      Bu, mutlak bir galibiyettir. Tellal koşarak meydanın ortasına gelir.

      Tellal: – Müsabakanın galibi veliaht Şehzade Celaleddin’dir!

      Orada bulunan Kıpçak beyleri bir bir yerlerinden kalkarak meydandan ayrılırlar.

      Celaleddin, mızrağı yere saplayarak elini Ata Murat’a uzatır.

      Celaleddin: – Eşi benzeri olmayan bir pehlivan olmuşsun! Bugünden itibaren Harzemşahların ordusuna alındın. Benim has nökerim olacaksın!

      Ata Murat bir taraftan Celaleddin’in kendisine uzattığı eline bakar, bir taraftan da gözünün ucuyla seyircilerin arasında oturan Bedreddin’i arar. Bedreddin ona başını sallar ve Ata Murat, Celaleddin’in elini sıkar.

      Sayeban altında sultanla birlikte duran Ayçiçek rahatlamış bir halde kocasına bakar.

      Ayçiçek: – Oğlumuz bir bahadır olmuş.

      Hevesleri kursaklarında kalan Kıpçak beylerinin başları eğik meydandan ayrıldığını gören Harzemşah onların duyacağı bir sesle konuşur.

      Harzemşah: – Saltanat sahibi işte böyle olmalı.

      Sultan meydana gelerek Celaleddin’e altın bir kılıç hediye eder.

      Kalabalık “Celaleddin!”, “Celaleddin!” diye bağırarak alkışlamaya devam eder.

      Halkın Celaleddin’e büyük bir ilgi göstermesi