ve Şiytan: Eskiden yaşadığı rivayet edilen çok kurnaz, çok düzenbaz iki kişinin adları.
10
Kuj: Efsanelerde geçen ve her şeyin aksini yapan bir dev.
11
Kozı Körpeş ile Bayan Sulu: Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı destanlarına benzer bir aşk destanı.
12
Kunan: Üç yaşına giren erkek at.
13
İngenşe: Dört beş yaşlarındaki iki hörgüçlü dişi deve.
14
Kuneken: “Kunanbay ağabeyin” anlamında sevgi, saygı ve yakınlık ifade eden bir kısaltma.
15
Nasıbay: Dilin altına konulmak için hazırlanmış, kokulu, keyif verici madde.
16
Köje: Ekseriyetle kış aylarında ve Nevruz Bayramında kurutulmuş yoğurt, kırmızı et ve yarma ile pişirilen çorba.
17
Kiyiz: Keçe.
18
Joldayak: Yol dayanağı.
19
Böribasar: Kurt boğar.
20
Jelkuyın: Kasırga.
21
Adır: Dağdan küçük, tepeden büyük yükseltiler.
22
Tünlük: Kiyiz evin tepesinin tam orta yerinde bulunan şanırakı geceleyin veya yağış olduğunda kapatmak için kullanılan harici örtü.
23
Urankay: Sırıkların uçlarını tepede birleştirip bağlayarak kurulan çadır türü.
24
Abılayşa: Ağaç direklerle kurulan küçük Kazak çadırı. İçerisinde, kiyiz ev kubbesinin tepesinde bulunan ve “şanırak” adı verilen yuvarlak kısım ile katlanabilir kafes şeklindeki “kerege” adlı desteğin bulunmadığı çadır türü.
25
Jappa: Bir ağaca veya yükseltiye dayanan sırıkların üstüne keçe örtülerek kurulan çadır türü, çardak.
26
İytarka: Göçerken iki keregenin çatılması ile kurulan geçici çadır türü.
27
Karaşor Şapkan: Karaşor Çarpışması
28
Jüz: Kazak Türkleri; Kişi Jüz (Küçük Yüz), Orta Jüz (Orta Yüz) ve Ulu Jüz (Büyük Yüz) adı verilen üç büyük Kıpçak soyundan gelen Türk boylarının bir araya gelmesiyle Kazak Hanlığı’nı (1465-1737) kurmuş ve devletleşmişlerdir.
29
Terme: Müzik eşliğinde şarkı söyler gibi söylenerek yapılan şiirli sunumlar.
30
Taylak: İki yaşını doldurmamış deve.
31
Mırza: Bey, Efendi, Beyefendi.
32
Kişeken: “Kayıncık”, “yavrusu” gibi sevgi ile istihza karışımı küçüklük vurgusu yapan bir ifade.
33
Böben: “Bebecik”, “bebesi” gibi sevgi ile istihza karışımı küçüklük vurgusu yapan bir başka ifade.
34
Düre: Cezalandırılmak istenen kişinin öne eğdirildikten veya yüzüstü yatırıldıktan sonra sırtı ile üstüne oturduğu çıplak uzvuna kırbaçla veya sopayla vurulması.