bu önyargının kırıldığını anlatıyordu. “Neden önyargılıydın?” diye sordum. “Sizleri Arap ırkından sanırdım.” diye cevap verdi. “Kültürünüzü onlarınki gibi düşünürdüm.”
Ben şaşırdım, doğrusu önyargının nedenini din veya siyasetle ilgili olduğunu söyleyeceğini zannediyordum. İlk defa bir Hollandalı soruya farklı cevap veriyordu. İçimden “Belki haklı olabilir… Yıllardır buradayız ama, kendimizi yeterince anlatmamış olabiliriz.” diyordum. Hans’ın karısı Linda da Türkiye’ye tatile gittiğini ve misafirperverliğimizi çok içten bulduğunu anlatıyordu. Kalkma vaktine kadar sohbet ettik… Sonra misafirlerimizi uğurlamak için kapıda bekledik.
Hollandalı misafirlerimiz arabaya binmeden önce dönüp şaşkın bir şekilde bize baktılar. Onlar bakınca biz de iyi akşamlar diyerek el salladık… Onlar gittikten sonra… Elif “Neden bize şaşkın vaziyette baktılar?” diye sordu. “Hollandalıların kapıda bekleme âdeti yoktur.” dedim.
Elif’e böyle cevap verdim ama bunca yıldır Hollanda da yaşadığım hâlde, ben de kapı da misafir gidinceye kadar bekleme âdetini devam ettiriyordum.
Birkaç gün geçti. Elif işten döndü.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.