kalleşlik!”
Veresiye mal alır
Bakkaldan Hocamız da
Epeyce borçlu kalır
Yine lâf aramızda
Mahalle bakkalı bu
Hatırlatmaz olur mu
Hocamız “şimdi yok” der,
Savar her zaman onu
Bir gün Hoca kahvede
Dalmış derin sohbete
Tıklım tıklım içerisi
Herkes ona gülmede.
Böyle hoş bir havada
Gelir komşu bakkal da
“Tamam sırası” deyip
Bir lâf eder o anda:
“-Hoca şu bizim borcu
Ne zaman vereceksin?”
Sanki tavan yıkılır
Hoca’nın kafasına
Hoca kalkar yapışır
Adamın yakasına:
“Bakkal bakkal baksana
Nedir bu borcum sana?”
”-Kırksekiz akçe Hoca”
“-Öyleyse iyi dinle:
Yarın al yirmibeşi
Öbürgün yirmisini,
Söyle bakayım şimdi
Hesabın gerisini?”
“-Üç akçe kalır daha!”
Bu cevabı alınca
Şöyle bağırır Hoca:
“-Üç akçelik borç için
Konuştuğun yere bak
Behey akılsız adam
Sende yok mu utanmak!…”
SALAHADDİN GALİP
(1929 – 2008)
Salahaddin Galip,1929 yılında Gümülcine’de (Komotini) doğdu. 1942’de Gümülcine Rüştiyesi’ni bitirdi. 1945 – 1955 yılları arasında Batı Trakya Türk Azınlık okullarında öğretmen olarak görev yaptı. 1955 – 1957 yıllarında T.C. Midilli Konsolosluğu’nda mahalli katip ve tercüman olarak çalıştı. 1958 – 1961 yıllarında Gümülcine Türk Cemaat başkâtipliği görevini yürüttü. Bu arada basın hayatına atılarak toplumsal hizmetini ağırlıklı olarak bu alana kaydırdı. 1958 Kasım – 1964 Şubat tarihleri arasında İskeçe’de (Ksanthi) yayınlanan Trakya gazetesinde sorumlu müdürlük ve yazarlık yaptı. Kurucularından olduğu sosyal ve siyasi içerikli “Batı Trakya”17 dergisinin genel yayın yönetmenliğini üstlendi. 1961 yılında yayına başlayan bu dergi, olanaksızlıklar nedeniyle, yalnız 5 sayı çıkabildi. Bu derginin kapanmasından sonra, aynı yıl içinde haftalık Aliş18 çocuk dergisini çıkardı. Bu dergi de okullara girmesi müfettişlikçe yasaklandığından, ancak 13 sayı çıkabildi. Bundan sonra, 1967 -1981 yılları arasında Gümülcine’de yayınlanan haftalık Azınlık Postası19 gazetesini çıkardı. Gazete, Cunta döneminde devamlı sansüre uğradı… Gazetecilik ve yazarlık yaşamında 21 kez basın suçundan yargılanan ve çeşitli cezalara çarptırılan Salahaddin Galip, son olarak 1973 yazında Yunanistan’da sözde cumhuriyet ilân edilip ihtilalci Albay Papadopulos’un Cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle fikir ve siyasi suçlulara genel af çıkarılması üzerine hapisten salıverildi.
1984 yılında Yunanistan vatandaşlık yasasının 19. Maddesi gereği Yunan vatandaşlığından çıkarıldı. Danıştay’a başvurup 1990 tarihinde yeniden Yunan vatandaşlığı hakkını kazandı. Bu kez, 5 Ağustos 1990 tarihinde vatandaşlık yasasının 20. Maddesiyle Yunan Anayasası’nın 4. Maddesi uyarınca, yurt dışında Yunanistan aleyhine propaganda yapmak ve faaliyetlerde bulunmak suçlamasıyla yeniden vatandaşlıktan çıkarıldı. Bu konuda Danıştay’a ve Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na yapılan itirazlarda olumlu sonuç alınamadı.
İstanbul’da ikamet eden ve orada vefat eden Salahaddin Galip, zaman zaman Türkiye’deki dergi ve gazetelerde yazılar yazdı. Yazarın, Şafak yayınları içinde çıkan “Martı Kanadından Damlalar” adlı şiir kitabıyla Azınlık Postası gazetesinde yayımlanan makalelerini topladığı “Batı Trakya’da Yazabildiklerimden…” adlı bir kitabı vardır. Bir de Fransız gazeteci – yazar Jean Leune’nün “Megali İdeanın Yalancı Cenneti” adlı kitabının çevirisini günümüz Türkçe’sine uyarlamıştır.
Salahaddin Galip Batı Trakya’da gazeteci olarak bilinir, tanınır. Onun edebiyatla ilgisi, şiir çalışmalarıyla sınırlı kalmıştır. Çalıştığı ve çıkarmış olduğu basın organlarında kendi şiirlerine yer vermemiş, bu şiirlerinden bazılarını o yıllarda, Türkiye’de “Ajans Türk” adlı almanakta yayınlamayı tercih etmiştir… Bunun yanında sahibi olduğu Azınlık Postası gazetesinde bir “Sanat Yaprağı” eki çıkararak, burada Türkiye edebiyatından çeşitli örneklere yer vermiş, yeni yetişen bazı edebiyat meraklıları da bu gazete sayfalarında görülmeğe başlamıştır. Basın hayatıyla iç içe olduğu dönemlerde kendi şiir çalışmalarına hiç yer vermemesi, Salahaddin Galip’in edebiyat alanında Batı Trakya’da tanınmamasına neden olmuştur. Gazetedeki yazılarında daha çok öz Türkçe sözcükler kullanmayı yeğlemiş, kusursuz ve oldukça akıcı bir dil kullanmıştır.
Şiir kitabı ”Martı Kanadından Damlalar” hakkında, Mustafa Tahsinoğlu’nun, Şafak dergisinde yayımlanan kısa bir değerlendirmesi vardır. Söz konusu değerlendirmede, Mustafa Tahsinoğlu, Salahaddin Galip’in şiiri hakkında şunları söyler:
“… Şiirleri dikkatle okudukça, onun iç dünyasındaki çalkantıları görebiliriz. Onun özel yaşamıyla ilgili gibi görünen iç dünyasındaki bu çalkantılar, onun olduğu kadar, azınlık insanının büyük bir kesiminindir de. Azınlık insanının dününü, bugününü bilenler, bu şiirlerde insanımızı bulacaklardır. Şairimiz Salahaddin Galip, sıla hasretiyle yanan bir örnektir. Onun için şiirlerinde kendi vardır, onun için ortaya kendini kor, serer. En güzeli, en içteni de bu…”
Mücahit Mümin de Salahaddin Galip’in şair kişiliği üstüne bazı açıklıklar getirir bir yazısında:
“…Salahaddin Galip’i 1960’lı yılların başlarından beri tanırım. Daha sonra “Azınlık Postası” gazetesini çıkardığında bu tanışıklığımız bir dostluğa dönüştü. Aramızda bir ağabey-kardeş ilişkisi oluştu.”Azınlık Postası” gazetesinin sanata yönelik bir yönü de vardı. O zamanlar biz bu gazetede bu türden yazılar yazıyorduk. Ama çok kimsenin bilmediği başka bir şey daha vardı. O da Salahaddin Galip’in sanatçı yönüydü. Salahaddin Galip bir şairdi. Şiirlerini her okuduğumda bunları neden yayımlamadığını soruyordum