Postası gazetesi, sayı:96, Aralık 1970)
(Konuşmakla İş-köşe yazısı- Azınlık Postası, sayı:97, Aralık 1970)
(“Temel Atma Töreni”– hikâye- Azınlık Postası, sayı:98, 21.1.1971)
(Kan Aranıyor-köşe yazısı- Azınlık Postası, sayı:99, Ocak 1971)
(“Onuncu” – hikâye- Azınlık Postası, sayı:102, 6.3.1971)
(Tersanedeki İş-hikâye- Azınlık Postası, sayı:103 -104, Mart-Nisan 1971)
(İcarın Tutarı” -hikâye-Azınlık Postası, sayı:108, 109, Mayıs 1971)
(“Sen Dinle Babanı”-hikâye- Azınlık Postası, sayı:112, 113, Temmuz 1971)
(“Örümcek Ağı”-hikâye- Azınlık Postası, sayı:114, 115, Temmuz-Ağustos 1971)
(“Kimine Denizin Tuzu, Kimine Yolun Tozu”-hikâye- Azınlık Postası, Sayı:116, 117, Ağustos 1971)
(“Ayrılış”-hikâye- Azınlık Postası, sayı:125, 126, Kasım-Aralık 1971)
(Anası İstedi-hikâye- Azınlık Postası, sayı:129, 130, Ocak 1972)
(Yoksul Kâğıdı”-hikâye- Azınlık Postası, sayı:132, 133, 134, yıl:1972
(Düdük Sesleri-hikâye-(Sayı:135, 136, 137)
(Ödüllendirilen Öğrenci-hikâye- (Sayı:33, Temmuz 1977)
(İşin İçinden Pestallozi Çıkamaz-deneme-sayı:34, Ağustos 1977)
(Pancar Çapacıları-hikâye- (Sayı:35, Eylül 1977), (Şafak dergisi, sayı: 7, Haziran 1990)
(İsmet’e-şiir-“Cepheden Eve Giden Yol-öykü- (Sayı:36, Ekim 1977)
(Cepheden Eve Giden Yol-öykü, 2.bölüm- Kavak Dallarına Asılı
Umutlar-şiir- (Sayı: 37, Kasım 1977)
(Salı Pazarının Köylüleri-şiir-(Sayı:38, Aralık 1977)
(Tütüncü Hasanın Türküsü-şiir-(Sayı:39, Ocak 1978) (Öğretmen Zühtü-öykü, “e.i. Rodopelli” takma adıyla- İleri, sayı:64, Ocak 1977)
(Bizim Öğretmensin ya…-anlatı, “: N.Egehan” takma adıyla- İleri, sayı:68, Mart 1977)
(Biz ve Tarlalarımız-köşe yazısı, “N. Egehan” takma adıyla- İleri, sayı:72, Nisan 1977)
(Arabalar-şiir- İleri-106, Şubat 1978)
(Memet Gitti-şiir- İleri, sayı:109, Mart 1978)
(Kiraz Ağacı-şiir- İleri, sayı:176, Mayıs 1980)
(Kapılar-şiir- İleri, sayı:183, Eylül 1980)
Uzaktan, yakından gelen horoz sesleri… Baca ve ev siluetleri. Tütüncü arabalarının tangırtıları… Tepelerin ardındaki kızarıklık. Doğan bir gün… Sabaha karşı.
Ortalıkta bir tazelik… Altın ışıklarıyle güneş. Gözlerini oğuşturan çocuk. Sürüsünü süren çoban, ineğini sağan ana… Sabah.
Sağda solda bir hareketlilik… Ovaya gidenler, ovadan gelenler. Hayvanlarını otlağa götüren batık suratlı, çorapsız, sandallı çocuklar… Öğleden önce.
Issızlık sırasında ağlıyan bir küçüğün sesi. Güneşten kızarmış kiremitler. Yerden alevlenen ısı… Kavak yaprağının altındaki daracanın cıvıltısı. Tepeyi delen güneş… Öğle.
Uzamış gölgeler, kıpırdıyan rüzgâr. Yavrularına yem taşıyan kuş… Sığındıkları gölgelerden yavaş yavaş çıkanlar; bir kıpırdanış… İkindi.
Koca karınlı inekleriyle evlerine dönen çocuklar. Kapılardan içeriye giren arabalar. Kahve önünde oturmuş birkaç kişi. Yoldan, bir yere yetişmek için hızla geçen motorlu. Tanın kızıllığını batıya fırçalayıp kaybolmuş güneş… Akşam.
Ve gömülmek isteyen ölmüş bir gün…
(Hüseyin Mahmutoğlu’nun şiirlerinde azınlık insanının çilesi vardır, resmi vardır. Bir hikâye havası yatar bu şiirlerde. Ama okurken insanı duygulandıran şiirler. İşte bu şiirlerden bazı örnekler)
Sarı
Sapsarı bir yüz
Eskimişliğinde sabahının
Gitti der
Oldum olası bu Trakyalı
Örgüsü
Anasının elinden çıkmış
Geçmişliğine gömülü
Çabası
Oldum olası bu Trakyalı
Bir kıpırtıdır geleceğe
Gözbebeklerinde yanan
Gecenin sıcaklığında
Tarlasının ortasında
Terini siler
Oldum olası bu Trakyalı
Araşır durur kiraz dallarında ,
Tütün yapraklarında harman yerinde
Geçen ne ki eline
Ekşimiş katran
Ağız dolusu toz
Bir avuç umut inanır durur buna
Oldum olası bu Trakyalı
Kızı kızanı oğlu oğlanı
Ha okudu ha okuyacak
Keçisi koyunu danası ineği
Tek güvencesi
Oldum olası bu
Trakyalı Yemeden yatar
Uyumadan kalkar
Bacasının altında
Üç beşine dört beş katası
Oldum olası bu Trakyalı
Boynu ipincedir
Ele güne eğilince
Kapılmışçasına böyle bir inanca
Eli boştur
Oldum olası bu Trakyalı
Kavak dalından
Rodoplar önünde
Bir gölgedir ki
Ege yelinin uçuşturduğu bu
Göz yapraklan
Anadolu’ya uzatmıştır elini
Oldum olası bu Trakyalı
Bu bir tas ki içinde içilmiş
çorba içilmiş umut içilmiş
kan içilmiş yaşam
Ne araştırır durur
Kaşığıyle bilmem ki
Oldum olası bu Trakyalı
Gecenin sabaha el attığı sıralar
Kocaman bir sessizlik içinde uyurken
Oğlu Erol
Kızı Şermin
Karısı Fatma
Tütüncü Hasan
Deli bir fişek gibi
Çınlatır ortalığı
Kalkışırlar oğul kız ana baba
Geçer