Karakaş Şuayip

Özbek Edebiyatı Yazıları


Скачать книгу

yazarını tebrik eder, onun da şöhreti artar. Bu durum, diğer yazarları da harekete geçirir, güzel eserlerin yazılmasına vesile olur. Bir tiyatro eseri için yazarın nasıl iyi düşünebilen, zarif ve nazik biri olması icap ederse, oyuncuların da güçlü, temsil kabiliyetleri yüksek ve her şeyi âdeta kendi nefislerine mâl ederek gösterme gayreti içersinde ve nüktedan olmaları gerekir. Avrupalılar, farklı bir sanat olan oyunculuk için de ayrı bir mektep açmışlardır.

      Sözün kısası, tiyatro salonları, maskaralık edilen değil, bilâkis ibret alınan bir yerdir. Oradaki oyuncular da ‘maskara’ değil, ahlâk öğretmenidirler. İlerlemiş olan toplumlarda oyuncular kibar ve itibar sahibi insanlardır. Bilhassa kendi şahsî menfaati için değil de mektep ve millet menfaatine oyunculuk edenlerin değeri iki kat fazladır. (.....) Bazı vatan ehli olan kalem sahiplerinin tiyatro eseri yazmakla meşgûl oldukları işitilmektedir. Onların eserlerini dört gözle bekliyoruz.” (B. Kâsımov, Mahmudhoca Behbudiy, s. 150-152.)

      28

      Ş. Rızayev, age., s. 25; Hemdem Sâdıkov, Rüstembek Şemsütdinov, Pâyan Revşenov, Kameriddin Usmanov, Özbekistannıŋ Yeŋi Tarihi-Birinçi Kitab-Türkistan Çar Rassiyası Müstemlekeçiligi Devride, Taşkent, 2000, s. 277.

      29

      Ş. Rızayev, age., s. 84.

      30

      Ş. Rızayev, age., s. 93-94; Abdullah Avlânî, Kadimcilerin aleyhte propaganda yaparlarken Ceditçilerin “münâfık, müfsid, zındık, dehrî” olduklarına dair dedikodular çıkardıklarını, bunun da aradaki husûmeti artırdığını bildirmektedir. (“Tercime-i Hâlim”, Milliy Uyganış ve Özbek Filologiyası Meseleleri, s. 109.)

      31

      Ş. Rızayev, age., s. 129. Begali Kâsımov, 1911-1917 yılları arasında Türkistan’da kırktan fazla piyesin kaleme alındığını bildirmektedir. (“Cedidçilik, Ayrım Mülâhazalar”, Milliy Uyganış ve Özbek Filologiyası Meseleleri, s. 20.)

      32

      Begali Kâsımov, Mahmudhoca Behbudiy, s. 164-170.

      33

      B. Kâsımov, age., s. 160-162.

      34

      B. Kâsımov, age., s. 171-177.

      35

      Prof. Begali Kâsımov, Cengiz Aytmatov’un romanında geçen “mankurt” sözünün “merkuk”tan bozulma olduğunu düşünmektedir. (Ş.K.)

      36

      B. Kâsımov, age., s. 154-156.

      37

      B. Kâsımov, age., s. 148-150.

      38

      B. Kâsımov, age., s. 145-148.

      39

      “Kökböri” veya “uulak tartuu” da denilen bir oyun olup kesilen oğlak veya buzağının atlı iki grup tarafından kapışılması şeklinde oynanır. Bugün Türkistan’da Özbek, Kazak ve Kırgızlar bu oyunu bir spor olarak devam ettirmektedirler. (Ş.K.)

      40

      B. Kâsımov, age., s. 152-154.

      41

      Kâmilcan Hâşimov, Safâ Açıl, Özbek Pedagogikası Antologiyası, s. 454-455.

      42

      K. Hâşimov, S. Açıl, age., s. 455.

      43

      K. Hâşimov, S. Açıl, age., s. 450-451.

      44

      K. Hâşimov, S. Açıl, age., s. 451-452.

      45

      K. Hâşimov, S. Açıl, age., s. 453-454.

      46

      Begali KÂSIMOV, Ceditçilerin tiyatroya olan ilgilerini izah ederken bu dönemin temsilcilerinden Abdullah Avlânî’nin 1924 tarihli Tercime-i Hâl’inden şu ifadeleri nakletmektedir: “1913 yılından başlayarak halkın gözünü açmak ve medeniyete yakınlaştırmak için tiyatro işlerine girişip Taşkent’te birkaç defa temsil verdikten sonra bütün Fergana’yı dolaşıp her şehirde temsiller verdik. Bu arada bizim maksadımız, zâhirde tiyatro ise de, bâtında Türkistan gençlerini siyasî bakımdan birleştirmek ve inkılâba hazırlamaktı.” (“Cedidcilik-Ayrım Mülâhazalar”, Milliy Uyganış ve Özbek Filologiyası Meseleleri, Taşkent, 1993, s. 21.)

      47

      İsmail Tölek Andicâniy, Pederküş piyesinin yazıldıktan bir yıl sonra Turan gazetesinde tefrika edildiğini ve 1913 yılında da müstakil kitap hâlinde yayımlandığını bildirmektedir.

      48

      Önce dernek olarak kurulan bu topluluğun diğer kurucuları arasında Ubeydullah Esedullahocayev, Rahim İnagamov, Kâmilbek Narbekov, Tölegen Hocamyarov (Tevellâ), Muhammed Paşşahocayev ve Taşpolatbek Narbotabekov’un isimleri de geçmektedir. Bu derneğin kuruluş nizamnamesinde şu hususlar yer almaktadır: “Halk arasında Ceditçiliğe, sahne faaliyetlerine ve eğitim hizmeti vermek üzere kurulmuş olan hayır cemiyetlerine karşı müspet bir alâka uyandırmak; halk için güzel tiyatro temsilleri vermek ve Türkistan ülkesinde yaşamakta olan muhtaç hâldeki Müslümanların maddî yardımda bulunarak durumlarını iyileştirmek.” (Hemdem SÂDIKOV, Rüstembek ŞEMSÜTDİNOV, Pâyan REVŞENOV, Kameriddin USMANOV, Özbekistannıŋ Yeŋi Tarihi-Birinçi Kitab-Türkistan Çar Rassiyası Müstemlekeçiliği Devride, Taşkent, 2000, s. 277.

      49

      Şühret RIZAYEV, age., s. 93-94; Abdullah Avlânî, Kadimcilerin aleyhte propaganda yaparken Ceditçilerin “münafık, müfsid, zındık, dehrî” olduklarına dair dedikodular çıkardıklarını, bu durumun da aradaki husûmeti artırdığını bildirmektedir. (“Tercime-i Hâlim”, Milliy Uyganış ve Özbek Filologiyası Meseleleri, Taşkent, 1993, s. 109.); Ahmed ALÎYEV de 3 Ocak 1914 günü Semerkand’da Uluğbey Medresesi Mescidi’ndeki Cuma namazından sonra, binlerce kişinin huzurunda “Ceditçilerin ve çocuklarını Cedit mekteplerine gönderenlerin kendilerinin kâfir, hanımlarının da boş” olduğunun Kadimciler tarafından ilân edildiğini yazmaktadır. (Mahmudhoca Behbudiy, Taşkent, 1994, s. 6.).

      50

      Pederküş (= Baba katili) adlı eser, Şühret Rızayev’in Cedid Draması (Taşkent, 1997) adlı kitabından iktibas edilmiştir.

      51

      Begali Kâsımov; “Zamandaşlar, Meslekdaşlar”, Selâm Kelecek, Taşkent, 1986, s. 62.

      52

      Muhammed Sâlih; “Mankurtlık Mefkûresige Cevab”, İkrar, Taşkent, 1995, s. 263-269.

      53

      İslâmcan Tursunov, Haydarali Uzakov; “Tilşünas Âlim Fâciası”, Şark Yulduzı, 1992/1, s. 203-206.

      54

      Hâdi