Мустафа Кемаль Ататюрк

Nutuk


Скачать книгу

arkasından, 11-12 Eylül gecesi de, yine telgraf başına gelen Süvari Alay Komutanı Cemal ve Mutasarrıf Vekili Tevfik ve Topçu Alay Komutanı Münir ve Jandarma Yüzbaşısı Faruk ve Baytar Binbaşısı Mehmet ve Elazığ’dan gelen Alay Komutanı İlyas Beyler adına, İlyas Bey şunları yazdırdı:

      Malatya’dan İlyas Bey: Güvenilir bir kimse olan Jandarma Yüzbaşısı Faruk Bey’den şimdi alınan bilgiler aşağıda yazıldığı gibidir:

      Faruk Bey, Kâhta ve civarında takipteydi. Malatya’ya beş saat uzaklıkta Rika köyünde Kürtlerin toplandıklarını ve şimdi Mutasarrıf ile arkadaşlarının orada bulunduğunu, Siverek’e kadar olan aşiretlerin peş peşe adı geçen yerlere gelmekte olduklarını ve Dersim işaretlerine varıncaya kadar Kürtlük adına çağrıldıklarını, Mutasarrıf’ın fikrince, evvela Malatya’ya hücum ve tamamıyla yağma edildikten sonra bütün kuvvetle Sivas’a doğru yürüyeceklerini, Malatya’da bulunan Türkleri katledeceklerini ve süreceklerini ve Dersimlilerin de aynı zamanda Harput’a yürüyeceklerini bildiriyor. Çünkü Mutasarrıf’ın Malatya’dan gitmesi Kürtlük adına kendilerine büyük bir aşağılama ve hakaretmiş gibi sayılıyormuş. Vali, bu yağma ve katliama taraftar ve razı olmadığını fakat Mutasarrıf’ın fikrine de engel olamayacağını bildirmiştir. Malatya’ya çarpışarak girdikleri zaman Kürt bayrağı çekileceğini ve beraberlerinde bulunan İngiliz binbaşısı da Urfa’da bulunan İngiliz tümeninin harekete hazır olduğunu bildirmişse de Hacı Bedir Ağa’nın da bunu kabul etmediği ve aşiretlerin Malatya’nın Kürdistan olduğunda ve Malatya’da Kürt bayrağı çekilmesinde ısrar ettikleri, dün akşam Vali Malatya’ya dönmek istemişse de bırakmadıkları hiç mübalağasız arz olunur. Şartları aşağıdadır:

      1- Vali’nin yerine dönmesi,

      2- Mutasarrıf’ın eskisi gibi yerinde kalması,

      3- Elazığ’dan gelen askerin geri gönderilmesi, 4- Vali’nin yüz silahlı Kürt’le Malatya’ya girdiği zaman, asayişin sağlanması ve Sivas’a doğru yürümesi,

      5- Aşiretlerden alınan, yedi tüfek, bir tabancanın geri verilmesi,

      6- Yukarıda arz ettiklerime emirleri.

      İlyas Bey’e şunu yazdım:

11-12 Eylül 1919

      Malatya’da İlyas Beyefendi’ye,

      1- Verdiğiniz bilgiler heyetimizce dikkate alındı. Zatıalinize şartlar ileri sürenler kimlerdir? Elbette ki böyle bir münasebete girmek asla doğru değildir. Hıyanetleri ortaya çıkan Vali, Mutasarrıf ve yardakçılarının yakalanmaları ve tahrik etmeye çalıştıkları bazı gafil kimseleri uyarmak bahis konusudur. Bunun için tam bir şiddetle karşılık vermek lazımdır. 13’üncü ve 15’inci ve 3’üncü Kolordu Komutanları bu dakikada telgraf başında hep birlikte alınacak tedbirleri kararlaştırmaktalardır. Mümkün olan kuvvetler her taraftan harekete geçirilmiştir. Sükûnet ve ciddiyetle oraca gereken tedbirlerin zatıaliniz tarafından alınmış bulunduğuna emniyetimiz tamdır. O bölgede bulunan bütün telgrafhanelerin tutulması ve Mutasarrıf Vekili Tevfik Bey kardeşimizin hükûmetin kuvvetini ve nüfuzunu en üstün şekilde göstermesi dikkatle göz önünde tutulmalıdır.

      2- Bu anda bütün Anadolu merkezlerinden, Zatışahane’ye, yapılan hıyanet arz edilmektedir. Oraca da aynı suretle hareket olunmalıdır.

      3- İngiliz binbaşısının sözleri blöftür. Kürtlerin de toplanmaya muvaffak olsalar bile, askerî kuvvet karşısında ne dereceye kadar başarı göstereceklerini takdir buyurursunuz.

      4- Bedir Ağa’yı ve Keven aşireti reislerini ve bu haince hareketlere karşı olan reisleri tarafınıza çekmeye çalışmanız uygun olur.

      5- Hısnımansur’dan (Adıyaman) hareket eden süvari bölüğüyle Siverek ve Diyarbakır’dan hareket eden birer taburla irtibatınız var mı? Nerelere vardılar?

      Telgrafhanede bulunan Kongre Heyeti adına

Mustafa Kemal

      Gerçi kongre toplantı hâlinde ve telgrafhanede bulunmuyordu. Fakat maneviyatı kuvvetlendirmek için Kongre Heyetinin alakasını göstermeyi uygun gördüğüm gibi imza olarak yalnız “Kongre Heyeti” diye de aynı mahiyette ayrıca bir telgraf da yazdım (Ves. 74).

      Bu telgrafıma ek olarak, Urfa’da, Antep’te, Maraş’ta bulunan ve pek az olan yabancı kuvvetleri bildirerek “Size bir yabancı tümeninden bahsedenlerin söyledikleri, vatan ve millet hainlerinin yalanını naklederek maneviyatınızı kırmak alçaklığından…”dır dedim (Ves. ‘75).

      İlyas Bey, telgrafıma verdiği cevapta “Taarruz hâlinde, şiddetle karşı konulması kesin olarak kararlaştırılmıştır.” dedikten sonra “Eldeki kuvvet, Malatya’yı uzun müddet bir Kürt taarruzuna karşı savunmaya yeterli değildir. Bunun için mümkün olan, süratle yardımcı kuvvetler gönderilmesinin temin buyrulması bir kere daha istirham olunur.” dedi (Ves. 76).

      İlyas Bey’e, gerektiğinde bir şey bildirebilmek için telgrafhanede bir subay bırakarak, önemli olan işinin başına gitmesini rica ettim (Ves. 77).

      İlyas Bey tarafından 12 Eylül’de çekilen bir telgrafı çeşitli bakımlardan, subaylarımız ve memurlarımız için faydalı olabileceği düşüncesiyle aynen arz edeceğim:

Malatya, 12.9.1919

      Sivas’ta 3’üncü Kolordu Komutanlığına,

      Halep’teki İngiliz ordusuna mensup albay rütbesinde Mösyö P. Peel adında bir İngiliz subayı, bugün 12.9.1919 öğle üzeri Malatya’ya gelmiştir. Maksadının Malatya, Harput ve Diyarbakır bölgelerinde ileri gelen kimseler, sivil ve askerî memurlarla görüşmek olduğunu, kaçak Mister Nowil’in memuriyeti hakkında bir şey bilmediğini ve bu hususta İngiliz hükûmetinin kesinlikle bilgisi olmadığını ve böyle bir propagandacı subayın buralarda gezmesini kabul edemeyeceğini ve aşiretler içerisinden derhâl buraya getirilmesi için kendisine emir vereceğini söyledi. Eğer haince bir maksatla buralarda gezdiğine kanaat getirirse tevkif ederek Halep’e göndereceğini ilave etti ve Vali Galip Bey’in de kendisiyle görüşmek üzere hayatının korunması hususunda kendisine teminat vererek buraya davet etmesini istedi. Bu hususta, üst makamdan adı geçenin buraya gelebileceği hakkında emir almadan buraya gelmesinin mümkün olamayacağını ve bu hususta ilgili makamlara müracaat edeceğimi de söyledim. Bu izin emrinin süratle bildirilmesine aracı olmamı rica etti. Kendisi “Yüksek Siyasi Mutemet” adıyla bilinirmiş. İstanbul hükûmeti kendisini tanırmış. Kendisi burada iki gün kaldıktan sonra Harput’a gidecekmiş. Vesikası yoktur. Kendisine muhterem bir misafir olduğu ve özel hürmet gösterileceği söylenmiştir. Valiyi buraya getirtmesine ve bu zatın Harput’a doğru seyahat yapmasına müsaade edelim mi? Bildirilmesi, Sivas’tan iki subayın şimdi geldiği arz olunur.

15’inci Alay Komutanıİlyas

      Bu telgraf metninde söz konusu olan hususlar hakkındaki hareket tarzını gösterir görüşlerimiz şu suretle kısaca bildirildi:

Sivas, 12.9.1919

      Tel

      Çok aceledir.

      Malatya’da 15’inci Alay Komutanlığına, C: 12.9.1919

      Kim olursa olsun, vesikasız bir yabancı subayın Osmanlı ülkesi içinde işi yoktur. Kendisine gayet nazik, fakat askerce kesin olarak durumu bildiriniz ve geldiği yere hemen dönmesini ihtar ediniz. Memleketten çıkıncaya kadar da oranın ileri gelenleri ve memurlar ile hiçbir siyasi temasa geçmemesi için yanına muktedir, uyanık bir subayı veriniz.

      Kaçak valinin vatan ihanetiyle itham edildiğini, ele geçince yakalanarak kanunun adaletli pençesine teslim edileceğini, bu hususta, başka türlü bir şey yapmak imkânı olmadığını ayrıca izah edersiniz, efendim.

Mustafa