Мустафа Кемаль Ататюрк

Nutuk


Скачать книгу

girişmeye taraftar mısınız? Ve girişildiği takdirde başarı sağlanacağından ne dereceye kadar eminsiniz? Bu ısrarlı hareket vatanın menfaatlerine uygun mudur?” gibi birtakım düşünceler ve soruları içine alıyordu (Ves. 88).

      Erzurum Merkez Heyetinin 15 Eylül 1919 tarihli telgrafında: “Talimatnamemizin altıncı maddesinin (yani Heyetitemsiliyenin merci olma ile ilgili) nizamnamemizle uygunluğu sağlanmak üzere merkez heyetlerinden uygun karar alınması gerekir.” denilmekteydi.

      Malatya’daki komutan İlyas Bey’in 15 Eylül 1919 tarihli telgrafında: “Elazığ vilayeti halkının, Kongre’nin maksat ve emelinden haberdar edilerek hiç olmazsa bir derece aydınlatılmalarına değin bu hususun geri bırakılması yerinde görülürse, uygun bulduğumu arz ederim.” düşüncesi ileri sürülüyordu. (Ves. 89).

      İçinde bulunduğumuz Sivas’ın Müdafaaihukuk Cemiyeti Merkez Heyeti de uzun bir raporunda: “Bildirilen maddelerin bütününden memlekette geçici bir idare ilan edileceği anlaşılmaktadır.” diye başladıktan sonra “bunun, cemiyet nizamnamesinin özel maddesine ve hiçbir maddesine dayanmak imkânı görülememekte olduğu hakkında” dikkatimiz çekiliyor ve Zatışahane’ye arz olunacak hususları ulaştırabilecek yolları büyük bir sükûnet ve samimiyetle ve tatlı bir şekilde aramayı” tavsiye ediyordu (Ves. 90).

      Heyetitemsiliye üyelerimizden olup birçok davet ve ricalarımıza rağmen bize katılmayan, Sivas Kongresi’nde bulunmamak için mazeretler ileri süren Servet Bey’in “Esselamü aleyküm” dindarca hitabıyla başlayan 15 Eylül 1919 tarihinde Trabzon’dan çektiği açık telgrafında: “Sivas Kongresi beyannamesini ve daha sonra tebligatınızı aldık. Cevap olarak bildirdiğimiz düşünceler Kazım Paşa Hazretlerince görülmek arzu edilmiştir ve görülmüştür” … “Önce Sivas Kongresi’nin, umumi kongre şekline girmiş ve bir Heyetitemsiliye vücuda getirmiş olduğu anlaşılıyor ki bu nokta kararlarımıza aykırıdır” … “Sivas Kongresi, Heyetitemsiliyemiz arasına üye seçmeye yetkili olamayacaktı” … “İstanbul hükûmeti ile haberleşmeyi kesme bir oldubitti hâline geldi” … “Heyetitemsiliyenin merci olması meselesi umumi efkâr üzerinde pek kötü tesirler yapacaktır. Bundan kesin olarak kaçınılmalıdır.” … “Sivas Kongresi, Erzurum nizamnamesini değiştirmeye yetkili değildir. Bu kongre, Vilayatışarkiye Heyetitemsiliyesine uymaya mecbur olacaktı. Erzurum kararları üzerinde, zihinlerin bir sarsıntı devresi geçirdiği bugünlerde, onun dışındaki hükümlere şüpheli gözlerle bakılacağından şüphe buyurmayınız.”… “Erzurum Kongresi hükümleri dışında yapılacak işlere katılmayacağız.” protestosu ile son buluyordu (Ves. 91).

      15’inci Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa’nın 15 Eylül 1919 tarihli yazısında “Sivas Kongresi’nin sorusuna karşılık olarak Trabzon heyetinden Servet, İzzet ve Zeki Beylerin vermek istedikleri cevabı okudum. Pek yakından tanıdığım bu zatlara güvenim ve saygım sınırsızdır. Kendilerinin görüşlerine yön veren temel düşünceyi anlıyorum ve benimsiyorum” dedikten sonra ayrıntılar üzerinde görüşlerini ileri sürüyor ve bu arada “Erzurum Kongresi, Doğu Anadolu vilayetleri adınadır. Sivas Kongresi ise bütün milleti temsil eden bir kongredir ki bu kongrenin de ayrıca bir temsilciler heyeti olması tabiidir. Ancak Sivas Umumi Kongresi Heyetitemsiliyesi, Doğu Anadolu Vilayetleri Temsilciler Heyetini ortadan kaldırmış olmuyor. Bu Temsilciler Heyeti tabiatıyla her an mevcuttur. Yalnız bu Temsilciler Heyetinden olup bugün Sivas Kongresi Heyetitemsiliyesine girmiş bulunanlar varsa, bunların, Doğu Anadolu Vilayetleri Temsilciler Heyetinden istifa etmelerini istemek doğru olabilir. Sivas Kongresi, bütün milletin menfaatlerini ve Doğu Anadolu Vilayetleri Temsilciler Heyeti de yalnızca Doğu Anadolu vilayetlerinin hak ve menfaatlerini korur.” … “Heyetitemsiliye’nin merci olmaklığı ve yetkisi keyfiyeti, meselenin en önemli noktasını teşkil etmektedir ki bu konuda şimdiden acele gösterilmemesi hususunda sizinle tamamen görüş birliği içindeyim. Heyetitemsiliye tekliflerinin birden beşe kadar olan maddelerine gelince, bunların değil sorulmasını, hatta beyanname hâlinde veya bir temenni şeklinde bile yayımlanmasını fazla görürüm.” görüşünde bulunuyordu (Ves.92).

      Trabzon’da Servet Bey’e yazdığımız cevap telgrafıyla Kazım Karabekir Paşa’ya verdiğimiz cevaptan da bahsedeyim. Servet Bey’e yazılan telgraf şuydu:

      Trabzon’da Servet Beyefendi’ye,

      Trabzon Merkez Heyetinden sorulan görüşe henüz cevap gelmedi. Bu husus ayrıca Kazım Paşa hazretlerinden de sorulmuştu. Görüşlerin birleştirilmesine neden lüzum görüldüğü tabiatıyla anlaşılamamıştır. Sırayla belirtilen görüşlerinize aynı sıra ile aşağıdaki gibi cevap arz ediyorum:

      Önce, Sivas Kongresi’nin umumi bir kongre olacağını herkes biliyordu. Bunun, sizce başka türlü görülmekte olduğunu şimdi ilk olarak sizden işitiyorum. Heyetitemsiliye meselesine gelince, bu heyet aslında Erzurum Kongresi’nin seçtiği ve kabul ettiği heyettir. Şu sırada bendenizle birlikte Rauf Bey, Bekir Sami Bey, Raif Efendi, Şeyh Hacı Fevzi Efendi Sivas’ta hazır bulunmaktadırlar. Daha dört üyemiz eksik olmakla beraber çoğunluk vazifesini yapmaktadır. Bunun da sizce açık bir şekilde bilineceğine şüphemiz yoktur. Çünkü sizi de durumun öneminden dolayı daha Erzurum’da iken çağırmış ve diğer arkadaşların birlikte götürüleceği bildirilmişti. Sivas Umumi Kongresi’nin, nizamnamemizin sekizinci maddesine göre bazı üyelerle Heyetitemsiliye’mizi güçlendirebileceği birlikte görüşülmüş ve bunda da mahzur görülmemiş, tersine millî birliği temsil için bu, gerekli sayılmıştı. Sivas Umumi Kongresi’nde bundan başka bir şey yapılmamıştır. İstanbul hükûmeti ile haberleşmeleri kesmek, temel kararlarımızın dördüncü maddesinin dışında değil, içinde ve hatta o madde içine giremeyecek, hatıra gelmeyen haince sebeplere dayanır bir mahiyettedir. Esasen bu oldubittiyi yapan biz değiliz, İstanbul hükûmetidir. Şifre telgrafımızda bildirilenlerin yapılması zaruri bir iştir. Bundan, hiçbir şekilde vazgeçmeye imkân kalmamıştır. Biz, tatbik hususunda bizimkine uygun görüşünüzü almak üzere başvurmayı bir vazife saydık. Uygun görüp görmemek, sizce değerlendirilecek bir husustur. Yalnız şunu da arz edeyim ki bugün Anadolu ve Rumeli’nin birlikte harekete mecbur olduğu bir yönde, azınlığın değil, çoğunluğun uygun bulduğu yola girmeye ve azınlıkları bu yola çevirmeye kesin mecburiyet vardır. Merci olmaklık ve yetki meselesi hakkında daha akla yatkın bir görüşünüz varsa, lütfen bildiriniz. Benimsenmesi zaruri görülen bugünkü hareket tarzı dikkatle incelenirse, bütünüyle nizamnamemize ve Erzurum Kongresi’nin temel kararlarına uygundur.

      Bunun dışına çıkıldığı noktayı göremiyorum. Şu duruma göre zatıalilerinizin kendinizi katılmaktan alıkoyduğunuz nizamname ve bilinen kararlar dışında yapılan işlerin açıklanmasını rica ederim. Bugün kaçınılmayacak bir hareket varsa, o da, İstanbul hükûmetinin millet ve memleketin kaderini alçakça İngilizlerin arzusuna bırakması ve kendi menfaatlerine kurban etmesidir. Buna karşı buraca alınan karardan başka bir karar alınmasına imkân varsa, lütfen bildiriniz.

Mustafa Kemal

      Kazım Karabekir Paşa’ya da verdiğimiz uzun cevabın başlangıcı aynen şöyle idi:

      Servet ve İzzet Beylerin, Heyetitemsiliye’nin Trabzon Merkez Heyetinden açıklanmasını istediği hususta cevap olarak çektikleri açık telgraf alındı. İçindeki açıkça duyurulması mahzurlu olan düşünceleri, Heyetitemsiliye tamamen Servet ve İzzet Beylerin kendi görüşleri olarak kabul eder. Heyetitemsiliye herkesten istediği düşünceleri, Servet ve İzzet Beylerden değil, nizamname gereğince Trabzon Merkez Heyetinden istemiştir. Servet ve İzzet Beylerin görüşlerini ihtiva eden özel telgraf ile tarafınızdan hem kendilerine hem de Heyetitemsiliye’ye cevap olmak üzere ileri sürülen düşünceler hakkında da aşağıdaki açıklamalara lüzum görülmüştür:

      Her şeyden önce, adı geçen kişileri sizce de bilinen düşüncelere sevk