Lütfü Şehsuvaroğlu

Lâ Havle - Lütfî Divânı


Скачать книгу

anlar yorar onları

      Düşündürür ilkleri ve sonları

      Sorguya bulaşan her hayat gibi

      Tutar sorguya eski ikonları

2

      Seni bulduğumda yitirdim sandım

      Şeytanca zevklerle kanarım sandım

      Sana yeni bir gül getirdim sandım

      Sarı yaprak gibi uçtun elimden

      Çocukluktan düşen suçtun elimden

       Gözlerin andırır mor menevşeyi

       Unutturdun bana gamlı herşeyi

       Sende buldum inan mavi neşeyi

       Karanlık geceler maviye döndü

       Seninle seneler haftaydı, gündü

       Gideceğin zaman bana işkence

       Bu aşkla döndüm bak titrek bir gence

       Zaten aşk dediğin nedir ki sence

       Zelzeledir yıkar ruhta ne varsa

       Zor durulur aşk derinden kanarsa

3

      Fantazi rüyalar sarar ufkumu

      Aşkı fısıldıyor bak deniz kumu

      Eski demler filizlenir içimde

      Tomurcuklar bilmediğim biçimde

      FIRAT 37

      Fırat yüzüstü yatıyor,

      Malatya habersiz, Fırat yüzüstü yatıyor

      Fırat yatıyor, kan akıyor kenarından

      İçinden ta içinden akıyor kan

      Fırat’ın tabanında yırtık var

      Kanadı kırık ürkek güvercin var ardında

      Ölü can

      Merhamet ve sadakat iki kardeşti ne oldu

      Güvercinleri taşlıyor çocuklar

      Balkonlu evler yapmayın düşmesin çocuklar dedik

      Ne oldu

      Güvercinleri vurdular balkonlu evlerin çocukları

      Fırat akıyor balkonların altından

      Çocukların güvercin nefretiyle akıyor

      Güvercin nefretiyle çocukların

      Merhamet ve sadakat küsünce birbirine

      Kin ve ihanet sarar toy gönülleri

      Kendi kendini yiyen canavara dönüşür bebekler

      Mazisini tekmeler klavyede elleri

      Fırat, sadakatsiz akar mı içimizde

      Merhamet mazisini tekmeler klavyede elleri

      Fırat, sadakatsiz akar mı içimizde

      Merhamet etmezse toprağı ona

      Erzurum yaylaları hepten habersiz mi Basra’dan

      Kafkaslar Ortadoğu’dan ya da

      Fırat’ın dibinden kan sızıyor

      İçimden ta içimden bir sızı

      Sarıyor sıkıyor benliğimi

      BEN, ŞEHİR VE ÖLÜM ÖTESİ 38

      Gece bir derin çukur çekiverdi kendine

      Şehrin iniltisini duyunca penceremden

      Ki görüp de ürperdim o ruh güzergâhımı

      Bu duvar diplerinde yatan kimin bedeni

      Her seste kulağını kapıya dayayan kim

      Duyduğu her solukta içi dağlanan adam

      Yorgun düşüp yastığa koyunca başlarını

      Bilmez hangi baştandır o çekilmez ağrılar

      Her bir ayak sesinde gelen hangi sevgili

      Hangi sevdadır açan açılmaz kilitleri

      Kırılsın demirden kapı, yırtılsın o tül perde

      Islak dudaklar örtsün kapanan gözlerini

      Soyup ruhunu şehrin o şuh memelerinden

      İlmik ilmik çekilen bir desenin renkleri

      Kaldırım taşlarından fazla insan taşıdım

      Günahını dünyanın yalnız bendim işleyen

      Yalnız bendim omzunda taşıyan günâhları

      Temaşa eyleyerek şehri öyle yukardan

      Başkalarının kanı, başka hayatlar vardı

      Her birinde ben vardım, kendi başlarım vardı

      VAKTERİŞİNCE

      Melek yüzlü, çalışkan yönetmenim Satılmış’a…

         Fotoğrafın geldi altında tarih

         Ölümün sarih değil doğumun sarih

         Bir bakışın var ki ölmeye karih

         Hakiki şehitsin yoktur tereddüt

         Bil ki değil şehitler mütereddit

         Melekler daima yoldaştı sana

         Her bir yeni çekim bir aştı sana

         Şehitlik ne de çok yaraştı sana

         Toprağın bin yıllık kucağındasın

         Efendi milletin sancağındasın

         Satılmışım ben davaya satılmış

         Yurda rehber bir kervana katılmış

         İştiyakla istikbale atılmış

         Çiftçinin köylünün gözü kulağı

         Sarsın ülkemi hep yayımın ağı

         Medya teröründe oyalanmadım

         Paradan makamdan tasalanmadım

         Hizmet ettim hizmetime kanmadım

      Çekeceğim daha birçok hasat var

      Şimdi artık kollarımda kanat var

      Gel Serdar’ım şimdi senle varalım

      Bey çıkartıp marabayı atalım

      Ruhu ruha şiirlerle karalım

      Ölüm asude bir bahar ülkesi

      Kanat çırpıp helâlleşmek ilkesi

      Celladın âfet-i cânındır Gökmen

      Merâmın Mansur-ı dârındır Gökmen

      Âhın nâme-i hezârındır Gökmen

      Yârdan kahr ile nazar düştü ya Hû

      Bahtımıza intizar düştü ya Hû

      Söz yarım, haydi dûa-yı seyyide

      Göz yarım, haydi senâ-yı seyyide

      Köz yarım, haydi fenâ-yı seyyide

      Sözle