Lütfü Şehsuvaroğlu

Lâ Havle - Lütfî Divânı


Скачать книгу

masumun yüzü

      Ve yıldızlar oluk oluk

      Müthiş bir şelale misali

      Hilale aktı

      Küçük evin taşları

      Putların göz yaşları

      İbrahim’den Ahmed’e

      Uzanır yolbaşları

      Yollar…

      Uzanır mı yerden koparak

      Âsumana apak

      Burak kanatları takarak

      BİR SELAM

      Bir gün ki eğer yanarsa sular

              Alev alev

      Âsûmâna bir selamımız bulunsun

              Yeter

      SU VE HAYAT

      SU

       Su rüyadaki çocukluğumdur akan zaman gibidir

       Akan deli bir ırmak dökülür rüyalarımdan

       Çağlayan suya çarpan yüzüm sanki deniz dibidir

       Suda gördüm tılsımını işleyen heyûlânın yüzünü

       Hangi rüya, hangi zaman, hangi hayal çeker çıkarır seni

       Dem hangi demdir, bu an nasıl bir an, özün arar özünü

       Kılıcın Orta Çağlardan mı, İlk Çağlardan mı taşın

       Yaşadığın bu çağda sözün böyle neden ürkek ve şaşkın

       Bu taş taş üstünde duran başlardan hangisi senin başın

       Dağlardan mı çağlar, çağlardan mı taşar şiir

       Şaire ne gam, her şey zaten mümkündür

       İç içebildiğince, kurusun ab-ı hayat, buharlaşıversin şiir

       Suya esrar veren ne, senin gölgen olmasın

       Su ya esra, suya vuran gölgeler suya versin sırrını

       Ey sularda saklı sır, sırrı taşıyan ışık

       Rüyayı benden alan yüzünü unutturandır

       Çocuk yorgun düşünce hatırlar mı rüyayı

       Belki de sonsuzluğa eş yakalanan bir andır

       Çocukluğumun rüyaları hep sularda boğuldu

       Sudan fışkıran esrar boğazımda düğümdü

       Deniz dibinde susamışlığımla şehirleri suladım

      Yıkadığım şehirler giderek kirlendiler

      Kirlenen yapılara kırdan kil arandılar

      Arandılar kirlenmemiş kır bulmak için

      Su ne vakit sürükleyecek o büyük dönüşümü

      Bir sürekli varoluş sellerden sıyrılıp da

      Ne vakit inşa eder o arınmış yapıyı

      O beklenen gelmeyen, hangi suyu bekliyor

      Suyu yıkayan sular, suya yakaran sular

      Yanan sularda hasret o nübüvvet revnakın

      (Suyun Bittiğini Kavrayan İnsanoğlunun)

      SUSUZLUK SENFONİSİ

      Belki benden, belki gökten bir ses var

      Baktım yere, baktım göğe zor seçim

      Ey Şehsuvar, toprağını kim suvar

      Susuzum, susuzum; kurudu içim

      Belki benden, belki gökten bir ses var

      Gün gelir biter su, bilen biliyor

      Şu derin kuyudan kim su çekecek

      Titreyen ışığı imdat diliyor

      Sarı lamba ha söndü, ha sönecek

      Gün gelir biter su, bilen biliyor

      Semâ mı delinen, yoksa ruhum mu

      Hangi ilmek sökük gök kiliminde

      Bozuk olan kök mü, dal mı, tohum mu

      Çok toprak taşındı aşk ikliminde

      Semâ mı delinen, yoksa ruhum mu

      Yağmur gibi yağan nedir enseme

      Yüzümü yaysam da derim taşlara

      Bu şehir benimle döner serseme

      Karışıp gözümden akan yaşlara

      Yağmur gibi yağan nedir enseme

      Yollara uzanan gövdem hangisi

      Mezarlar atılmış şehrin içine

      İçlerinden en cüretkâr birisi

      Soruyor İran’a, Çin’e, Maçine

      Yollara uzanan gövdem hangisi

      Afrasyab fırlayıp bomboş mezardan

      Atar etrafına garip bir nazar

      Rüzgâr Akdeniz’e düşer Hazar’dan

      Elinde su kalemi bir cönk yazar

      Afrasyab fırlayıp bomboş mezardan

      Bulutlar… Bulutlar kefeni midir

      Tarihten süzülen kahramanların

      Ki hangi kilimin desenleridir

      Hangi şehrin, dağın, sahraların

      Bulutlar… Bulutlar kefeni midir

      Kıtaları birleştiren kristal

      Yağmur damlasının içinden bakar

      Ey meskenet! Bir damlacık bir risk al

      Bak gör koru o vakit nasıl yakar

      Kıtaları birleştiren kristal!

      Bu yağmur duası eski çağlardan

      Kurt neslinin yüreğine yol verdi

      Aşarak geldiler demir dağlardan

      Su serptiler kentler dönüşüverdi

      Bu yağmur duası eski çağlardan

      Yırtarak göklerin kefenlerini

      Bereketi oylum oylum yağdırsak

      Buluştursak o dua ellerini

      Asumanın memesini sağdırsak

      Yırtarak göklerin kefenlerini

      Belki benden, belki gökten bir ses var

      Baktım yere, baktım göğe; zor seçim

      Ey Şehsuvar! Toprağını kim suvar

      Susuzum, susuzum kurudu içim

      Belki benden, belki gökten bir ses var

      SU

      Deniz bitti

      Su da bitti

      Peki neden

      Yapış yapış

      Her yanımız?

      Uyarmıştı

      Bizi oysa

      Cenab-ı Hak

      Kur’an’ında

      Sure-i