Lütfü Şehsuvaroğlu

Lâ Havle - Lütfî Divânı


Скачать книгу

ufkumda yediveren gülü

      Sen gözlerimde gönül damlası

      Bu gece yanımda olsaydın derim

      Öteler ötesinden çağırsan gelirim

      ZEBANİ TERAZİLERİ

      Ölümün resmini çiziyorlardı

      Melek kanatlarıyla iri ressamlar

      Siyah beyaz bulutlardan

      Sonsuzluğun maviliği üstüne

      Haydi çağırın zebanileri

      Vereyim bu çizgilerin hesabını

      Bu boyaları nereden bulduğumu

      Ve içimdeki şeytanca başkaldırışın

      Zebaniler ellerinde teraziler

      Üstüme üstüme geliyorlar

      KARTVİZİT 26

      Yüreğimdeki çizgiler gözlerimin yorgunluğu

      Ayaklarım kaldırımları süpürür

      İzmarit dudaklarımı yakıyor, ellerim cepte

      Bir şiir tutturmuşum önümden gider

      Şair kızların eteğini kaldırmak isterim

      Kartvizit bastırdım üstüne ne yazdırdım

      Köşeleriyle dişlerimi karıştırdım

      LİSELİ AŞKIM

      Biliyor musun on üç sene geçmiş

      Seni gözlerimle öptüğüm

      İlk sayfasına hatıra defterinin

      İlk şiirimi yazdığım

      O yağmurlu Nisan günü üzerinden

      Sen tavizler doğurdun oğlan kız

      Hani dönmeyecektik sözümüzden

      Hani ak selviler ötesinnde bekleyecektin

      Sabrıyla o üstüne oturduğumuz

      Soğuk ıslak taşların

      Sen liseli küçük kız

      Şimdilerde belli ki bir annesin

      Kalçası, midesi büyümüş

      Çocukların birbirleriyle kavga ediyordur

      Sen bir dövünüp bir döğüyorsundur

      Kocanla belli saatlerde tartışıyor

      Belli saatlerde yatıyorsundur

      Ya ilk öpüş küçük kız ilk öpüş

      Ruj sürerken dudaklarına

      Belki hatırlıyorsundur

1986

      ÇOCUKLAR

      Binbir zahmetle kurdu çocuk

      Yıktı bir çırpıda kalesini dalgalar

      Ağladı çocuk

      Annesi güldü şezlongda

      Mayosunun üzerinde bir erkek eli

      Siteler’de bir mobilya atölyesi

      Tezgâh başında bir çocuk

      Ne çocuk

      Elini kaptırır hızara

      Islatır kanı kuru tahtaları

      Bastırır iniltisini çocuğun

      Çekiç sesleri

      Hızar sesleri

      İnsan sesleri

      Ağlar içinden yürek kan kan

      Böyle çocuklar için

      ROTA

      Ne göğün rengi dediğin gibi ne toprağın

      Yok kardeşim, yok artık bildiğin gibi değil

      Senin gözlerin başka görür, benimki başka

      Bir gemiye binmişiz de rotamız bir değil

      KEVSER

      Her gece rüyamda bitmez depreniş

      Her gece hasretinle ben yanarım

      Varlığım varlığın içre erimiş

      Aşkının esiridir duygularım

      Sende gördüm ben gerçeği, güzeli

      Arayış sırrına seninle vardım

      Sınırsızlığımın sensin sebebi

      Meçhuller düşünü seninle kardım

      Dökülen heceler dudaklarından

      İçimde bir serin yel estirirdi

      Ruhum ürperirdi bakışlarından

      Göz bebeklerinden içtim kevseri

      HAYKIRIŞ

1

      Ay buluttan sıyrılanda

      Kalkanda perdeler gözden

      Gönül aşkınla dolanda

      Bir ah duyulur inceden

         Dudaklarım kıpırdamaz

         -Lâkin

         Bilirim o ah bendendir

      Bülbül güle nâme dizer

      Gül dikenin gösterende

      O sevgili gözün sürer

      Ben ah çekip inleyende

         Ahım göklere ulaşır

         -Da

         O yâr duymaz kollarımda

2

      Haykırırım sesim çıkmaz

      Sevgili insafa gelmez

      Gönül yine de gücenmez

      Dolar ağlar, taşar ağlar

      ZAMAN

      İhmalin hıncını alınca zaman

      Bir ömürdür mağarada yaşanan

      Kafdağı’ndan akıp gelen bir nehir

      Seher vakti öten bülbül, açan gül

      Şafakta çan, şafakta ezan zaman

      KIŞ KÜSKÜNLÜKLERİ

      Karlar erirken üşürüm

      Kamyonlar gülerken sıçratır kusmuğunu

      Yollar transparan giysiyle yapışık

      Dolunay deli divane eder tuttuğunu

      Kar üşür, ben üşürüm

      Gece buza keser asfalt

      Kırdığım camları hatırlatır düpedüz

      Ve yüreğim ellerimdedir ellerim kanla bulaşık

      Yine âşık olmadayım yüzde yüz

      Kar erir, ben eririm

      Gidişi gelişinden zor bu mevsimin

      Eriyen karla akıp gider tevekkül

      Bütün hislerim melûl, düşlerim karışık

      Kaldırımdan ayaklarıma