Yasin Topaloğlu

Su Gibi Geçen Yıllar - Kahraman Emmioğlu Kitabı


Скачать книгу

denenerek insanların sindirildiği bir ortamda, halka bir yandan “Sultan Fatih’in torunları” olduğunu hatırlatıp diğer yandan Batı’yla cedelleşerek oluşturmaya çalıştığı siyasi iklimde Türk halkını taraf kılmaya çalışmıştır.

      İstanbul’un Fethi’nin kutlama törenlerini her yıl görkemli bir şekilde seremoniye dönüştürerek millete moral kazandırmaya, yeni bir fetih dili üretmeye çalışan Erbakan, gittiği kasaba ve şehirlerde yapmış olduğu en cılız mitingleri bile görkemli kalabalıklar olarak nitelendirip retorik bir üstünlük kurmaya çaba göstermiştir.

      Erbakan zaman zaman iflah olmaz bir romantik edasıyla hayaller kurmuş, hayallerini gerçekleştirmek için de fazlasıyla çaba göstermiştir. Erbakan’ı ve Millî Görüş Hareketi’ni yakından izleyen ve çalışmalarıyla bu alandaki pek çok boşluğu dolduran Fehmi Çalmuk, “Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce – İslamcılık” adlı kolektif çalışmada bu durumu, “Erbakan, Millî Görüş Hareketi bünyesinde hemen her alanda devlet kurumlarına yönelik alternatifler geliştirmeye önem vermiştir. Her alanda bir sivil toplum örgütü kurulmuştur: hukukçular, teknik elemanlar, mahallî idareler, sağlık, İslami ilimler, öğretmenler, müteahhitler, iş adamları, esnaf teşkilatı vd. Bu kuruluşların hepsi bir anlamda alternatif bakanlıklardır.” şeklinde ifade eder. (İletişim Yayınları 3. Baskı, 2011, İstanbul)

      Necmettin Erbakan müesses rejimin elitlerini huylandırmıştır bir kere. Bülent Ecevit’in kurduğu 37. hükûmette (CHP-MSP Koalisyonu, Şubat 1974-Kasım 1974), Süleyman Demirel’in kurduğu 39. hükûmette (I. Milliyetçi Cephe, 3 Mart 1975-21 Haziran 1977), yine Süleyman Demirel’in kurduğu 41. hükûmette (II. Milliyetçi Cephe, 21 Temmuz 1977-5 Ocak 1978) kendisinin ve partisi MSP’nin yer alması ve başarılı bir program izleyerek Türkiye’yi heyecanlandıran projeler ortaya koyup gerçekleştirmesi bile bu elitleri tatmin etmez. Bir defa Erbakan’ın abdestinden şüpheye düşmüşlerdir. “Takunyalı mühendis”lerin yer aldığı MSP’li ilk hükûmet, Ecevit’in kaprisleri ve Kıbrıs müdahalesi nedeniyle yaklaşık 9 ay sürer.

      Süleyman Demirel ve Necmettin Erbakan arasındaki kan uyuşmazlığı Milliyetçi Cephe hükûmetlerini uzun ömürlü kılmaz. İlk Milliyetçi Cephe hükûmeti, öncesinde ve sonrasında, Erbakan’ın en uzun ömürlü hükûmeti olarak 28 ay sürer. Bu dönem Erbakan’ın kafasındaki kalkınmacı modeli uygulamak için iyi bir fırsat olur. Kendisi ve partisi iktidar aygıtını, devleti, siyaseti inşa ve restorasyonda önemli tecrübeler elde eder.

      Türkiye’nin hızla askerî bir darbe iklimine sürüklendiği 70’li yılların son seçimlerinden birinde, Nurcuların daha sonra sıkça benzerlerini göreceğimiz darbesiyle ilk defa MSP kadroları tanışır.

      5 Haziran 1977 tarihindeki seçimlerinin öncesinde partinin Nurcu milletvekilleri, Erbakan’ı suçlayan bir dil kullanarak birer birer MSP’den istifa ettiler. Kurulduktan sonra girdiği ilk seçimde 48 milletvekili çıkartan Millî Görüş’ün ikinci partisi MSP, Nurcuların ilk komplosuyla ikinci seçimde ancak 24 milletvekili çıkartabilmiştir.

      12 Eylül 1980 askerî darbesi ile tüm partilerin yaşadığı süreci MSP de yaşadı; önce faaliyetleri durduruldu, ardından da parti kapatıldı.

      Siyasi yasaklı olan Necmettin Erbakan artık rejimin elitleri ile girdiği kavgada tecrübe kazanmıştı.

      Refah Partisi 12 Eylül darbesinin karanlık günlerinde, 19 Temmuz 1983 tarihinde Ali Türkmen öncülüğünde Ali Vural, Abdurrahman Serdar, Mehmet Özyol, Zeki Büyüközer, Mehmet Reşit Emre, Mehmet Nuri Karaman, İsmet Sinan Kılıç, Ahmet Topaloğlu, Numan Kılıç, Adil Seyrek, Ahmet Küçükdere, Abdülkadir Şebik, Ahmet Tekdal, Ahmet Ertok, Rıza Ulucak, Mehmet Polat, Mustafa Koç, Abidin Çetin, Ali Rıza Ener, Kemal Yılmaz, Nuri Aksoy, Halil Meyvalı, Mehmet Özdemir, Osman Aslan, Oktay Yel, Osman Çolak, Muharrem Kuru, Ömer Lütfü Uzunözmen, Hasan Yıldız, Abdullah Aşağıpınar ve Numan Çoban tarafından kuruldu. Kurucuların tamamına yakınının veto edilmesi ve ardından yeni isimlerin bildirilmesi ile bir kısım isimlerin yine veto edilmesiyle Ahmet Tekdal’ın genel başkanlığında partinin kuruluşu ancak tamamlanmıştır. Bu arada vetoların maksadı hasıl olmuş ve 3 Kasım 1983 tarihinde yapılan genel seçimlere Refah Partisi girememiştir.

      Refah Partisi girdiği bütün seçimlerde oylarını sistematik bir şekilde artırarak kendisi için konan %10 seçim barajını 1991 yılında yapılan seçimlerde, Milliyetçi Çalışma Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi ile yaptığı seçim ittifakı ile aşmıştır.

      Refah Partisi “Kürt-İslamcı” bir parti olmanın yanı sıra büyükşehirlerde çok ciddi sonuçlar almış, Türkiye’nin kalbi İstanbul’un en güçlü partisine dönüşmüştür.

      Refah Partisi’nin büyükşehirlerdeki bu gücünü ilk olarak Bedrettin Dalan ve Celal Doğan dile getirmiştir. Cumhuriyet tarihinin en büyük siyasi “ray değişimi” 1994 yılında yaşandı ve Osmanlı’nın payitahtı İstanbul, Cumhuriyet’in kalbi Ankara, Selçuklu’nun diyarı Konya, Mezopotamya’nın ihtişamlı şehri Diyarbakır, Karadeniz’in tarihî ve kadim şehri Trabzon, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Beş Şehir”inden Erzurum, Refah Partisi tarafından kazanıldı. Başta Gaziantep gibi pek çok seçim bölgesi ya az bir farkla ya hileyle ya da bir kısım RP’li yöneticinin aymazlıklarıyla kaybedildi.

      Türkiye ve müesses nizamın bütün aktörlerinin nutku tutulmuştu. Gaziantep RP’nin elinden hileyle alınmış, İstanbul ve Ankara alınmak istenirken Erbakan’ın, “Refah Partisi iktidara gelecek, adil düzen kurulacak. Sorun ne? Geçiş dönemi sert mi olacak, yumuşak mı olacak, kanlı mı olacak, kansız mı olacak, bu kelimeleri kullanmak bile istemiyorum amma, bunların terörizmi karşısında herkes gerçeği açıkça görsün diye bu kelimeleri kullanma mecburiyetini duyuyorum.” şeklindeki sözlerinin ardından Recep Tayyip Erdoğan ve Melih Gökçek ancak mazbatasını alabilmiştir.

      İkinci siyasi deprem 1995 yılı genel seçimlerinde yaşanmış ve Refah Partisi bu seçimden birinci parti olarak çıkmış, “rejim partileri”nin tüm atraksiyonlarına rağmen RP’siz bütün ihtimaller denendikten sonra Necmettin Erbakan’ın başbakanlığında 54. hükûmet kurulmuştur.

      Millî Nizam Partisi dışında hiçbir partisinin kurucusu olamayan Necmettin Erbakan’ın genel başkanı olduğu Refah Partisi iktidarda ve kendisi başbakan iken 16 Ocak 1998 tarihinde kapatılmıştır.

      Refah Partisi’nin kapatılması ihtimaline karşın 17 Aralık 1997 tarihinde İsmail Alptekin ve 32 arkadaşı tarafından kurulan Fazilet Partisi, uzun süre yedek parti olarak kalmamış ve RP’li tüm milletvekillerinin katılımı ile önce TBMM’de grup kurmuş, kısa bir süre sonra da Recai Kutan’ın genel başkan seçilmesiyle siyasi arenada yerini almıştır.

      Millî Görüş Hareketi’nin kimliksiz bir siyasi dil inşa eden partisi olan Fazilet Partisi kısa bir süre sonra 7 Mayıs 1999 tarihinde kapatılma davasıyla karşılaşmıştır.

      Görev yaptığı dönemde Millî Görüş Hareketi’nin en önemli iki partisi için Anayasa Mahkemesine kapatma davası açan Vural Savaş, “ölümcül vuruşu”nun sonucunu ancak emekli olduğunda 22 Haziran 2001’de görebilmiştir.

      Necmettin Erbakan’ın 4. partisi olan Fazilet Partisi, siyasi hayatımızda ancak 4 yıl varlık gösterebilmiştir. Millî Görüş Hareketi’nin en kısa ömürlü ikinci partisi olan Fazilet Partisi’nde, Hareket’in hiçbir partisinde yaşanmayan olaylar cereyan etmiş ve 14 Mayıs 2000 tarihinde yapılan Fazilet Partisi’nin ilk ve son kongresi, Necmettin Erbakan ve Recai Kutan ile Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün rekabetine sahne olmuştur.

      Her ikisi de rejimin hışmına uğramış olan yasaklı Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan’ın uzun süren birliktelikleri, Fazilet Partisi’nin kapatılmasıyla sona ermiş; Erbakan 20 Temmuz 2001 tarihinde