Yasin Topaloğlu

Su Gibi Geçen Yıllar - Kahraman Emmioğlu Kitabı


Скачать книгу

siyaset dili tahkim etmeye çalışan siyasetçilerin tamamı bu cezalandırmadan az veya çok nasibini almıştır.

      MSP’nin önde gelen 33 yöneticisi, 12 Eylül darbecileri tarafından yargılanmış, uzun hapis sürecinden sonra başta Necmettin Erbakan ve partinin ileri gelenleri beraat etmiştir. 28 Şubat Süreci’nde ise Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan ağır cezalarla karşı karşıya kalmıştır.

      Millî Görüş mensuplarının kurmuş olduğu toplam 8 partiden biri -HAS Parti- AK Parti’yle bütünleşmek için kendini feshetmiş, üç parti (Millî Nizam, Refah ve Fazilet) Anayasa Mahkemesi tarafından, biri (Millî Selamet Partisi) 12 Eylül darbecileri tarafından kapatılmış, Adalet ve Kalkınma Partisi ise iktidarda iken Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmak istenmiş, “rejimin bekçilerinin” giyotininden son anda ancak kıl payı kurtulabilmiştir.

      AK Parti tarafından yapılan düzenlemelerle partilerin kapatılmasının geçmişe kıyasla daha zorlaştırılması sayesinde, şimdilik Millî Görüş mensuplarının kurdukları AK Parti ve Saadet Partisi mevcudiyetini sürdürebilmektedir.

      Yakın siyasi hayatımızın en çalkantılı dönemi, ülkenin İngiliz sömürge anlayışı ile idare edilmeye çalışıldığı 60 sonrasında, Batıcı elitlerle dindar ahaliyi temsil eden Millî Görüş Hareketi’nin mensupları arasında yaşanmıştır.

      Babamın Millî Selamet Partisi Kilis Teşkilatının kurucuları arasında yer almasından dolayı bu Hareket’le aramdaki gönül bağı uzun bir geçmişe dayanmaktadır.

      Bir kasaba ikliminde siyasi rekabetin yol açtığı çalkantıları bire bir yaşayan biri olarak, Millî Görüş Hareketi’nin hangi zorluklara muhatap olduğunu ilk elden gözlemledim.

      Bir Anadolu kasabasında dahi müesses nizamdan beslenen ve sırtını ona dayayanlarla, olan bitene farklı ve kısmen de aykırı bir bakış geliştirmeye çalışan Millî Görüş Hareketi mensuplarının arasındaki rekabet ve yer yer çatışma, Türkiye’nin genel istikametinden vareste olmamıştır.

      Sakallı bir insandan mühendis olamayacağı inancını taşıyan Anadolu insanının makûs talihini yenmek için ilginç bir şekilde “takunyalı mühendisler” canhıraş bir çaba göstermişlerdir. Dindar teknokratların başlattığı Millî Görüş Hareketi, elde ettiği tüm belediyelerde insanüstü bir gayret göstererek dindarların neler yapabileceğini Anadolu insanına göstermeye çalışmıştır. Dört koalisyon hükûmetinde yer alan Millî Görüş Hareketi, aynı zamanda, beş defa da tek başına iktidar olarak önce Türk halkı önünde ardından da küresel ölçekte iddia sahibi olmuştur.

      Kahraman Emmioğlu’nun adını ben ilk defa Bahri Zengin’den duymuştum. Refah Partisi’nin Gaziantep il yönetiminin “ağır topları”, büyükşehir belediye başkanlığı için “ağır top” bir isim arıyorlardı.

      Millî Görüş Hareketi’nin önemli bir “teknokratı”, Refah Partisi’nin İstanbul kurucu il başkanı Kahraman Emmioğlu 1994 yılında Gaziantep’ten büyükşehir belediye başkan adayı olduğunda kimse onun seçim kazanma ihtimalini gerçekçi görmüyordu.

      Bu satırların yazarı da…

      Kahraman Emmioğlu’nun Gaziantep büyükşehir belediye başkanlığına aday olduğu 1994 yılında bendeniz de Gökyüzü Yayın Grubunda görev yapıyordum.

      Bütün şehrin favori başkan adayı Celal Doğan’dı.

      1977 yılında yapılan genel seçimler öncesinde CHP Gaziantep İl Örgütünün ön seçiminde Ekrem Çetin’in ardından ikinci olan Celal Doğan, “Rakibim Refah!” demişti.

      Bendenize hedef şaşırtma olarak gözüken bu siyasi öngörü, merkez partiler olan ANAP ve Doğru Yol partilerinin adaylarının performanslarıyla kısa zamanda bir öngörü olmaktan çıkmıştı.

      Kahraman Emmioğlu’nun kulvar dışı bir siyasetçi olduğunu “Hint hacısıyım.” demesiyle fark etmiştim.

      Zorlu geçen 1994 yılı seçimlerinde en büyük dezavantajı il örgütüne yeterince hâkim olamayışıydı.

      Seçimleri “Gökyüzü” gazetesinde şöyle özetlemiştim:

      Kahraman Emmioğu ve Mehmet Bedri İncetahtacı; Mehmet Bozgeyik’e seçim kazandırdı. Mehmet Bozgeyik; Kahraman Emmioğlu ve Mehmet Bedri İncetahtacı’ya seçim kaybettirdi.

      Kahraman Emmioğlu, ilginç bir şekilde, Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan’ın zihin dünyasında daha çok bir teknokrat olarak yer almıştır.

      MSP’nin koalisyon ortağı olduğu üç hükûmette önemli görevlerde bulunan Emmioğlu, İstanbul’da Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk genel sekreteri olarak görev yapmıştır.

      Sesini bulamayan, hak ettiği değeri görmeyen Emmioğlu’ndan Gaziantep ve Türk siyaseti yeterince istifade edememiştir.

      Bunda Kahraman Emmioğlu’nun sert fıtratı ve doğruları söyleme biçimi rol almışsa da “iltifata tabi olan marifet” yeterince ortaya çıkartılamamıştır.

      Bir gönül ehli olan Emmioğlu, aslında göründüğünden de çelebi bir fıtrata sahip, içindeki çocuğu büyütememiş derviş meşrep bir mühendistir.

      Duygusal, tepkisel, zaman zaman reaksiyoner hareket eden ancak sabırlı bir karaktere sahip Kahraman Emmioğlu’nun gönül dilinden söylediklerinden bir nehir söyleşi kitabı hazırlamaya çalıştık.

      Kahraman Emmioğlu’nun gönül ummanından dökülen ve bizim kalemimizle karşılık bulan SU GİBİ GEÇEN YILLAR…

      Bu söyleşide emeği geçen dostlarım Hasan Yılmaz, Hamdi Kılıç, Zekeriya Akman ve oğlum Ali Burak’a medyunuşükranım.

      Ve elbette her İstanbul’a gidip gelmemde ulaşımı sağlayan Selami Ertürk ve “dönemin sekreteri” Seda Ekiz’e teşekkür etmeliyim.

Ocak 2015 / Ankara Yasin TOPALOĞLU

      KAYBETMEK, HER ZAMAN KAYBETMEK MİDİR?

      Sayın Kahraman Emmioğlu, siz özellikle Millî Görüş kadrolarının lider isimlerindensiniz. Bugün Türkiye’yi yöneten kadroda görev alan pek çok ismin abisisiniz. Türk siyasetine yön veren, Türkiye’nin değişim tarihini yazan kadrodansınız. Merhum Özal ile DPT yıllarını paylaştınız. Merhum Erbakan ile İTÜ’deki hocalığından başlamak üzere, siyasi yaşamının son gününe kadar beraber oldunuz. Türk siyasi tarihinde kırılmadık rekor bırakmayan Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatında belirleyici oldunuz ve ona yol arkadaşlığı yaptınız. Makine mühendisi olmanıza rağmen, merhum Şeyh Mehmet Zahid Kotku Hazretleri’nin de hem müridi hem de görünmeyen üniversitesinin öğrencisiydiniz. Tabii Türkiye kamuoyu sizi, 1994 yılında tanıdı. Çünkü siz 27 Mart 1994 tarihinde yapılan yerel seçimlerde, Gaziantep’te aslında kazandığınız bir seçimi kaybetmiştiniz. Orada uğradığınız mağduriyetle, gönüllerin başkanı olmuştunuz. Ben de söyleşimize sizi gönüllerin başkanı yapan o günden başlamak istedim. Çünkü ne zaman sizin isminiz anılsa 27 Mart 1994 pazar günü akşamı Gaziantep Adliyesinde yaşanan olaylar aklıma gelir. Kahraman Emmioğlu’nun, “Evet bu şehir benim ellerimde olacak!” diye ikna olduğu sürecin yirmi dört saat akabinde, Gaziantep Adliyesinde bir şeyler yaşanıyor. O gün Adliyede kiminleydiniz?

      O günlere şöyle döndüğüm zaman o karmaşada, özellikle Adliye binasının içerisinde bir taraftan ellerinde telsizle dolaşan Celal’in adamları, bir taraftan getirdikleri oy pusulası torbalarının sefaleti öncelikle beni çok üzmüştü. O an enteresan bir durumdu. Hatta bunun nasıl düzgün hâle geleceğini çevremdeki arkadaşlarla istişare ettiğimde gördüm ki imkânı yok… Bunun düzenli hâlde olmasının imkânı yok ve bu düzensizlik, yine