M. Turhan Tan

Kadın Avcısı


Скачать книгу

dedi. “İsminizi değiştirmişsiniz ama sesinizi muhafaza etmişsiniz.”

      Hacer dudaklarından ayırmadığı boyalı tebessümü biraz genişletti:

      “Demek ki beni tanıyorsunuz.”

      “Ben, Divanyolu, Sirkeci, Eminönü yoluyla evime giderim.”

      “Bu söz neyi ifade eder?”

      “Her akşam size tesadüf ettiğimi!”

      “İsmimi de kaldırımlarda mı okudunuz?”

      “Hayır arkanızdaki fısıltılardan ve sizi oyalayanların hikâyelerinden öğrendim.”

      “Bu kadar şöhretli olduğumu bilmiyordum. Âdeta koltuklarım kabardı.”

      Memur efendi eğlenerek gülümsedi:

      “Henüz…” dedi. “Şöhretiniz tam değil, hele iki, üç zabıta vakası ihdas ediniz. Bir delikanlıyı kandırıp felakete sürükleyiniz, arkasından siz de tentürdiyot filan içip bir aşk fedaisi rolü oynayınız. Bu suretle gazetelerin birinci sayfasına resimleriniz konsun, maceralarınız yazılsın. İşte o zaman, en meşhur kadınlar sırasına girersiniz.”

      “Aman, Allah esirgesin. Öyle hayırsız şöhretleri istemem!”

      “İstersiniz küçük hanım, istersiniz. Melahat Hanım otomobile binerken, Melahat Hanım ifade verirken, Melahat Hanım paltosunu çıkarırken, Melahat Hanım muhabirlerle tokalaşırken gibi radyum kâşifine, Flammarion’un karısına, Monako Prensi’ne bile layık görülmeyen itinalarla resimlerinizin gazetelere konulmasını istemez misiniz?”

      “İstemem memur bey, istemem. Ben alçak gönüllü bir kadınım.”

      “Ben kibirlisiniz demedim. Alçak gönüllü olduğunuz yaşayışınızdan belli!”

      “Herhâlde şakacı bir beysiniz, tanıştığımıza memnun oldum.”

      Memur efendi, bu memnuniyete mukabele etmek zahmetini göstermedi. Önündeki zarfları tekrar toplayıp yerlerine koymaya hazırlandı. O sırada diğer bir zarfın da Nermin ismine yazılı olduğu gözüne çarptı.

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Nevadir: Az olanlar, nadirler. (e.n.)

      2

      Nedret: Az bulunan. (e.n.)

      3

      İstiğrak: Kendinden geçercesine sessiz bir coşkuya dalma. (e.n.)

      4

      Mütereddi: Soysuzlaşmış, alçalmış. (e.n.)

      5

      Mütecanis: Bir cinsten olan, diğerleriyle aynı cinsten olan, bağdaşık. (e.n.)

      6

      İlm-i sima: Yüz okuma ilmi. (e.n.)

      7

      Mebhas ül-kıhıf: Kafatası ilmi. (e.n.)

      8

      İstiap: İçine alma, sığdırma. (e.n.)

      9

      İstidlal etmek: Kanıtlara dayanarak bir sonuca varmak. (e.n.)

      10

      Bihakkın: Hakkıyla. (e.n.)

      11

      Anha minha: Aşağı yukarı, yaklaşık olarak. (e.n.)

      12

      İstuvar: History, tarih. (e.n.)

      13

      Tehevvür: Çok kızma, öfkelenme, köpürme. (e.n.)

      14

      Tevehhüm: Kuruntuya düşme. (e.n.)

      15

      Lema: Parıltı, ışıltı, parlamak, şimşek gibi çakmak. (e.n.)

      16

      Mütenasip: Orantılı, oranlı, uygun. (e.n.)

      17

      Talakat: Kolayca düzgün söz söyleme durumu. (e.n.)

      18

      Hacm-i istiabî: Bir şeyin içine alabildiği miktar. (e.n.)

      19

      Kisbi: Sonradan edinilen. (e.n.)

      20

      Behemehâl: Her hâlde, ne olursa olsun, ne yapıp yapıp, mutlaka. (e.n.)

      21

      İstizah: Herhangi bir konuda açıklayıcı bilgi isteme, bir sorunun açıklanmasını isteme. (e.n.)

      22

      Ispazmoz: “Aşırı titreme, kasılma.”

      23

      Biihtiyar: Elinde olmadan. (e.n.)

      24

      Tahakkuk etmek: Gerçekleşmek. (e.n.)

      25

      Muhavere: İki kişi arasında karşılıklı olarak yapılan konuşma. (e.n.)

      26

      Deruhte etmek: Üstlenmek. (e.n.)

      27

      Taaşşuk: Âşık olmak. (e.n.)

      28

      Kariha: Düşünme gücü. (e.n.)

      29

      Ahlat-ı erbaa: İnsan vücudunda varlığı kabul edilen dört unsur. (e.n.)

      30

      Bikayt: Kayıtsız, şartsız. (e.n.)

      31

      Cabelsa: Malum olduğu üzere ruh ile rüya arasında öteden beri bir münasebe tasavvur veya tevehhüm olunur. O sebeple rüyayı