Büke Aydın

Mozart


Скачать книгу

yarasının iyice düzeleceği günü sabırsızlıkla bekliyor, otururken ayağını uzatmak zorunda kalıyordu. Salzburg’a yazdığı mektuplarda yalnızca hastalığından yakınmıyordu. Wolfgang’ın artık iyice büyüdüğü, elbiselerinin çoğunun üzerine olmadığı, anneyi ilgilendirecek önemli haberlerdendi. Ayrıca Leopold Mozart gezi boyunca kutsal yerlerden değerli anı parçaları almıştı, bunları saklayacağı kutuları karısının şimdiden sipariş vermesini rica ediyordu. Doğal olarak beraberinde pek çok nota ve kitap da getirecekti. Gezip gördüğü yerleri, oralardaki kültürü tümüyle yaşamına katabilmek için elinden gelen her yolu deniyordu.

      29 Eylül günü, Wolfgang, Mitridate’nin resitatiflerini bestelemeye başladı. Bu süreyi Leopold Mozart da yeterli görüyor olmalıydı ki, daha önce oğlunu eser üzerinde çalışmaya zorlamadı. Wolfgang Eylül ayı başında ablasına yazdığı bir mektupta Telemach99 adlı kitabı okuduğunu bildiriyordu. Bu yapıtın onu konu olarak yeni operasına ne derece yaklaştırdığını kestirmek zor olsa da, yaklaşık on yıl sonra besteleyeceği Idomeneus, aynı konuyu işleyecekti. Fransız yazar François de Salignac de la Mothe Fénelon, Burgonya Prensi için kaleme aldığı eğitici kitabında, Homeros’un Odysseia destanının dördüncü bölümünün devamını kaleme alarak yapıtına Suite du Quatrième Livre de l’Odysée d’Homère, ou le Avantures de Télémaque, fils d’Ulysee (Homeros’un Odysseia Destanı’nın Dördüncü Bölümünün Devamı ya da Odysseus’un Oğlu Telemakhos’un Maceraları) adını vermişti. Eser, özellikle XVIII. yüzyılda, pedagojik yönü ağır bastığı için çocuk eğitiminde sıkça başvurulan bir kaynak olmuş, Prusya Kralı II. Friedrich’in de yetişmesinde önemli rol oynamıştı. Leopold Mozart, oğlunun eğitimine çok dikkat eden, yeni yöntemleri uygulamaya özen gösteren bir baba olarak, Wolfgang’ın bu kitabı okumasını sağlamış, Bologna’da geçen günlerini bu şekilde değerlendirmesine yardımcı olmuştu. Kısaca söylenişiyle Les Aventures de Télémaque (Telemakhos’un Maceraları), bir başka Fransız yazar Antoine Danchets’nin Idoménée adlı yapıtına kaynaklık edecek, bu metin de Mozart’ın operası Idomeneo’ya dönüşecekti.

      9 Ekim 1770 tarihinde, Bologna’dan ayrılmadan kısa bir süre önce Wolfgang, kentteki ünlü Accademia Filarmonica’ya kabul edildi. Bu kabul, oldukça çetin bir sınavın ardından gerçekleşmiş, Wolfgang’ın müzik bilgisinin en üst düzeyde olduğu kanıtlanmıştı. Giriş sınavında katı kompozisyon kuralları uygulanıyor, gerçekten alanında yetkin kişilerin üye olmasına dikkat ediliyordu. Leopold Mozart oldukça heyecanlandığı bu sınavı Salzburg’a şöyle aktarıyordu: “Akademi başkanı ve iki denetçi –ki bunların hepsi eski orkestra şefleriydi– bütün üyelerin huzurunda Wolfgang’a antifon100 kitabından seçtikleri bir antifon vererek onu dört sesli olarak bestelemesini istediler. Hademe, Wolfgang’ı alıp yandaki odaya götürdü, kapıyı kapadı. Beste tamamlandıktan sonra, denetleyiciler, bütün orkestra şefleri ve beste kurulu tarafından incelendi, sonra da oylamaya geçildi; oylama beyaz ve siyah toplar kullanılarak yapıldı; bütün toplar beyaz çıkınca Wolfgang’ı içeri çağırdılar, o girerken herkes alkışladı ve ona başarılar diledi.”101

      Ünlü Mozart uzmanı Alfred Einstein, Mozart, His Character, His Work adlı yapıtında, Wolfgang’ın sınav sorusunun akademi arşivlerinde çözülmüş üç kopyasının olmasından yola çıkarak, Leopold Mozart’ın anlattıklarının tümüyle gerçeği yansıtmıyor olabileceğini öne sürmüştür. Benzer ifadeler, Maria Publig’in Mozart / ‘Dehanın Gölgesinde’ kitabında da yer almaktadır102. Bu görüşe göre, Wolfgang’ın yazdıklarını Padre Martini gözden geçirip bazı kısımlarını düzeltmiş, daha sonra temize çekilen kopya jüriye sunulmuştur. Akademinin resmî yazısında, “Bir saatten az bir süre sonunda, Signor Mozart çalışmasını getirdi ve özel nedenler göz önünde bulundurularak yeterli bulundu,” şeklinde bir ifadenin yer alması, sınavın Leopold Mozart’ın anlattığı denli başarılı geçememiş olabileceğinin işareti gibidir.103 Padre Martini büyük olasılıkla, yeteneğine gerçekten inandığı Wolfgang’a, bu karmaşık armoni sınavında yardım etmekte bir sakınca görmemişti. Hangi yolla olursa olsun, çağının bu denli önemli bir kurumundan alınan diploma, bestecilik kariyerinin henüz başındaki Wolfgang için çok önemliydi, üstelik İtalya’da.

      Yeniden Milano-Mitridate

      18 Ekim’de Milano’ya ulaştıklarında operanın temsiline iki aydan fazla zaman vardı. Ancak o tarihten sonra eve yazılan mektuplara, Wolfgang’ın eklediği sayfalar giderek azalmaya başlamıştı. Bunun nedeni, tüm vaktini yeni eseri üzerinde çalışmaya ayırmasıydı. Babasının ayrıntılı bilgilerinin sonuna, çok çalıştığı için yazamamaktan yakındığı notlar düşüyor, ablasından ve annesinden sürekli aynı dilekte bulunuyordu: Başarısı için dua etmeleri. Gerçekten bu dönem Wolfgang’ın yaşamındaki ilk ciddi sınavdı. Bir yıla yakın süredir, hemen her kentinde ün kazandığı İtalyan yarımadasına, kendini tam anlamıyla kabul ettirebilmesi için atması gereken son adıma çok yaklaşmıştı ama sonucun ne olacağı belirsizdi. Leopold Mozart, Viyana’da yaşadığı olumsuz deneyimden sonra daha temkinli olmaya gayret ediyor, bir operanın ilk geceden başarılı olabilmesinin şansa bağlı olduğunu yazıyordu. Böylece aslında herkesten çok kendini sakinleştirmek ister gibiydi. Oğlunun tüm gününü beste yaparak geçirmesini izliyor, dış dünyadan tamamıyla kopmaması, aklını bir parça olsun başka şeylerle oyalayabilmesi için, yemeklerden sonra Wolfgang’la yürüyüşe çıkıyordu.

      Milano Operası yöneticileri, ilk kez kapsamlı bir sahne eseri bestelemekte olan on dört yaşındaki bu Alman çocuğun nasıl bir yapıt ortaya koyacağını merakla bekliyorlardı. Bu yüzden, Wolfgang’ın yazdıklarını farklı kanallardan kontrol etmeye başladılar. Aralık başında resitatifler kontrol edildi. Burada amaç, İtalyancanın doğru kullanılıp kullanılmadığını denetlemekti. Çok küçük bir düzeltme haricinde metin onaylandı. Daha sonra solistler, piyano eşliğinde aryaları çalışmaya başladılar. Bu süreç oldukça yavaş ilerliyordu. Çünkü hemen herkes, partisinde değişiklik istiyor, Wolfgang da büyük bir sabırla istenilen düzeltmeleri gerçekleştirmeye çalışıyordu. Aslında bu, her operanın bestelenmesinde yaşanan olağan bir durumdu. Ancak bu kez karşılarında bir çocuk gören şarkıcılar, isteklerinde biraz aşırıya kaçmaya başlamışlardı.

      12 Aralık günü ilk orkestra provası gerçekleşti. Önce on altı kişilik küçük bir grup, yapıtın çalınabilirliğini kontrol etmek istemişti; acaba bu Alman çocuk gerçekten opera besteleyecek düzeyde miydi? 17 Aralık’ta, altmış kişilik tüm kadronun katılımıyla prova yapıldı. Önceleri karşı çıkma eğiliminde olanlar bile, bu provadan sonra tatmin olmuş görünüyordu. Durumdan en çok hoşnut olan, eseri Wolfgang’ın elyazmalarından çoğaltan kopistti. Çünkü o dönem alışkanlıklarına göre, eser beğeni kazanırsa kopistler yapıtın tümünü ya da içinden bazı aryaları çoğaltıp para karşılığı isteyenlere veriyordu. Başarılı operalar, kopistler için tam bir kazanç kapısıydı.

      Yapıt ilk kez 19 Aralık’ta, oynanacağı sahnede prova edilmişti. Leopold Mozart artık heyecandan yerinde duramaz haldeydi, evdekilere dualarını eksik etmemelerini defalarca tembih ediyordu. Başta Sammartini olmak üzere, kentteki tanınmış bestecilerin çoğunun yakın dostları oluşu onu yüreklendiriyor ancak bir süre önce Napoli’de Jommelli’nin son operasının başarısızlığa uğradığını hatırlayıp tekrar endişeleniyordu. Genel olarak her şey yolunda gitmişti. Mitridate’nin başarı kazanmaması için bir neden yoktu. Yine de opera bambaşka bir dünyaydı. Provalar sırasında kimliği anlaşılamayan biri, başrol oyucusu sopranoya, Wolfgang tarafından gönderildiğini söylediği aryalar vermişti. Amacı, müzikal yönden çok zayıf olan bu parçalarla kadının moralini bozmak, eserin başarısını gölgelemekti.