Büke Aydın

Mozart


Скачать книгу

Prensliği’nin kültür elçiliğinde görev almak üzere kente gelen Grimm, kısa zamanda Fransız edebiyat çevreleriyle yakın ilişki içine girmişti. Rousseau, Diderot ve Voltaire’le tanışmış, 1755’te Kont Louis Philippes Orleans’ın özel sekreteri olarak, sarayla ilişkilerini güçlendirmişti. 1753’te yayımlamaya başladığı Correspondance Littéraire, Philosophique et Critique à un Souverain d’Allemagne (Bir Alman Hükümdarıyla Edebî, Felsefi ve Eleştirel Yazışmalar) adlı dergiyi, önceleri Saksonya-Gotha Sarayı’na Paris’ten kültürel haberler ulaştırmak amacıyla tasarlamış; ancak kısa süre sonra Almanya ve Fransa’da pek çok aboneye ulaşmayı başarmıştı.

      Mozart ailesini Paris’teki soylu kesime ve saraya tanıtmak için büyük çaba içine giren Grimm, bu nedenle 1 Aralık 1763 tarihli dergisinde, konu hakkında uzun bir makale kaleme almıştı:

      Üzerinde konuşmaya değer gerçek mucizelerle ender karşılaşıldığı için insan, böyle bir fırsat yakalayınca değerlendirmek istiyor. Salzburglu müzik yöneticisi Leopold Mozart, çok sevimli iki çocuğuyla kente geldi. On bir yaşındaki kızı, son derece iyi piyano çalıyor, güç ve uzun parçaları hayret verici bir ustalıkla yorumluyor. Kısa bir süre sonra yedi yaşında olacak erkek kardeşi sıra dışı bir fenomen; insan gördüklerine ve duyduklarına inanmakta güçlük çekiyor. Çocuk, aslında bir altılı aralığa bile uzanmakta güçlük çekecek denli küçük elleriyle en zor parçaları kusursuzca yorumluyor. Saatlerce yorulmadan doğaçlama çalışı, dehasının sonucu ortaya çıkan, karmaşadan tümüyle uzak, belirli bir zevkin ürünü etkileyici fikirleri gerçekten inanılmaz. En yetkin müzikçinin bile, olağan olmayan ama yine de kusursuz çözümlere varan, bu denli derin bir armoni ve modülasyon bilgisine sahip olması olanaksız. Klavye başında öylesine usta ki, üstü örtülü bile olsa becerisinden hiçbir şey kaybetmeden çalmaya devam edebiliyor. Önüne konulan partilere şifre yazması, piyanonun başına geçmeden uygun akorları bularak beste yapması onun için sıradan olaylar. Elimle yazdığım bir menuetto’yu önüne koyarak altına bas partisi yazmasını istediğimde, hemen kalemi eline alıp piyanonun başına geçmeden parçayı tamamladı. Önüne konulan her aryayı, hiç zorlanmadan istenilen her tonaliteye aktarıp çalabiliyor. Gözlerimin önünde gerçekleşen bir başka olay da en az bunlar kadar şaşırtıcı: Bir hanımefendi çocuktan, kendi söyleyeceği İtalyan tarzı bir aryaya, hiç nota olmadan sadece duyarak eşlik etmesini istedi. Kadının şarkı söylemeye başlamasının ardından çocuk bas partisini çalmaya başladı ancak tümüyle doğru değildi çünkü insanın bilmediği bir ezgiye doğru olarak eşlik etmesi olanaksızdır. Parça bittiğinde çocuk, kadından tekrar başlamasını istedi. Bu kez sağ eliyle az önce duyduğu ezgiyi baştan sona kusursuz çalarken aynı zamanda hiç yanlışsız eşlik ediyordu. On kez baştan aldılar, her defasında eşliğin karakterini değiştiriyordu. Yirmi kez daha çalsalar dinleyenler sıkılmazdı. Bu çocuk, eğer onu daha sık dinlersem, aklımı yitirmeme neden olacak. İnsanın mucizeler karşısında cinnet geçirmemesi oldukça güç.28

      Grimm’in bu yazısı etkisini göstermekte gecikmedi. Noel gecesi Versailles’daki kilisede kraliyet ailesinin katıldığı bir ayinde org çalan Wolfgang, herkesin hayranlığını uyandırdı. Ancak Fransa Kralı XV. Louis ve eşi Kraliçe Maria Lesczynska’yla asıl karşılaşma, 1 Ocak 1764 tarihinde Versailles Sarayı’nda gerçekleşti. Kralın sofrasına oturan Wolfgang, Polonya asıllı Kraliçe’yle Almanca sohbet etmiş, onun aracılığıyla XV. Louis’yle de konuşmuştu. Nissen’in yaşamöyküsünde, Nannerl’ın anlattıklarına dayandırılarak verilen Paris’e ait bir öykü hemen her Mozart kitabında yer alır:

      Kral XV. Louis’nin metresi ve saraydaki etkisi Kraliçe’den çok daha fazla olan Madam Pompadour’u da ziyaret eden Wolfgang, Viyana’da Maria Theresia’ya yaptığı gibi, onu da öpmek üzere boynuna atılmış ancak bu denli ilgiden hoşlanmayan Madam Pompadour, çocuğu kendinden uzaklaştırmıştı. Bunun üzerine oldukça kızan Wolfgang, yanındakilere dönerek, “Beni istemeyen bu kadın da kim? İmparatoriçe bile beni öptü!” diye öfkesini dile getirmişti.29

      Leopold Mozart, kendi kültüründen oldukça farklı yaşayan Fransızları, en ince ayrıntılarıyla Salzburg’a bildirmekten geri kalmıyordu. Bir mektubunda Hagenauer’e, “Burada zevk vermeyen her şeye paydos, deniyor. Sıkıntıları dağıtan her şey ise hoş karşılanıyor. Paris’i ciddi bulmamakta haklıydınız,” diye yazıyordu. Ayrıca halkın Kral ve Kraliçe’ye karşı tutumunu da yadırgamıştı: “Burada Kral’a ya da kraliyet ailesinden birine başını eğerek ya da reverans yaparak selam vermek diye bir âdet yok; dimdik hiçbir hareket yapmaksızın durulabiliyor; herkes, yanından Kral ve ailesi geçip giderken böyle kalabilmek özgürlüğüne sahip.”30 Leopold Mozart, Paris’ten yazdığı mektuplardan birini, Bayan Hagenauer’e göndermiş ve Fransız kadınları hakkında şu düşüncelere yer vermişti: “Burada kimin evin hanımı, kimin hizmetçi olduğunu anlamak oldukça güç. Herkes gönlünce yaşıyor. Böylece Fransa’nın sonu da eski Pers İmparatorluğu gibi olacak.”31

      Paris’te bulunduğu dönemde, Wolfgang’ın yaşamındaki en önemli olaylardan biri, dört yapıtının bu kentte basılmasıydı. Günümüzde Köchel Dizini’nde32, “KV 6, 7, 8, 9” olarak numaralanan piyano ve keman için sonatlar, büyük olasılıkla Salzburg’da bestelenmeye başlamış, yol boyunca tamamlanmıştı. Eserlerin ilk ikisi Op. 1 olarak basılmış ve Fransa Kralı’nın kızı Prenses Victoire’a adanmıştı. Op. 2 şeklinde numaralanan diğer yapıtlar ise Kontes Tessé’ye ithaf edilmişti. Eserler üzerinde Leopold Mozart’ın bazı küçük düzeltmeler yapmış olabileceği, müzik tarihçilerinin ortak kanısıdır.

      Wolfgang ve Nannerl’ın yetenekleri, Paris’te yalnızca saray çevresinde sergilenmemişti. Ailenin Nisan ayında kentten ayrılmasından hemen önce, iki dinleti düzenlenmiş, bunlar için gerekli formalitelerin büyük bölümünü yine Melchior Grimm üstlenmişti. Şubat ayında Wolfgang ve Nannerl’ın hastalıkları aileyi endişeye sürüklemiş, önceki gezilerde olduğu gibi, Leopold Mozart, dostu Hagenauer’den, adağını yerine getirmek için, kilisede missa okutmasını rica etmişti. 22 Şubat 1764 tarihli mektupta yer alan şu satırlar, Leopold Mozart’ın oğlunun Tanrı’nın bir lütfu olduğuna yönündeki inancının kuvvetini göstermesi açısından oldukça ilginç: “Her şeyi Tanrı’nın merhametine bırakıyorum. Dünyaya gönderdiği doğanın bu mucizesini burada bırakmak ya da yanına almak, onun merhametine kalmış.”33

      Paris’te geçen aylar, Wolfgang’ın müzikal gelişimi üzerinde de etkili olmuştu. Her dönemdeki gibi, o tarihlerde kentte operanın önemli bir rolü vardı. Ancak bir çocuğun opera bestelemesi söz konusu olmadığı için, çalgı müziğinin önde gelen isimlerinin yapıtlarını tanıma fırsatı yakalamıştı. İlginç bir rastlantı sonucu Paris’te öne çıkan besteciler olarak anılan Johann Schobert ve Johann Gottfried Eckard da Alman kökenliydi. Özellikle Schobert’in keman eşlikli piyano sonatları daha çok amatör müzisyenler düşünülerek bestelenmişti. Wolfgang’ın Paris’te bastırdığı ilk yapıtlarda bu etki kendini güçlü olarak hissettirir. Kentteki dinî müzik, Leopold Mozart’ı çok etkilemişti. Bunları oğlunun dinlemesi ve onlardan ders alması için sık sık ayinlere gidiyorlardı. Yapıtların solo bölümlerini sıradan bulan Leopold Mozart, koroları beğenmişti.

      Londra

      Tüm aile için ilginç geçen Paris günleri 10 Nisan 1764’te sona erdi. Hedef bu kez Kıta Avrupası’nın dışındaki İngiltere’ydi. 1757’ye dek Handel’in müzik yaşamına tam anlamıyla hâkim olduğu Londra, pek çok yönüyle kıta Avrupa’sından ayrılıyordu. 23 Nisan’da Londra’ya ulaşan aile, öncelikle kıyafetlerini İngilizlere uydurma gayreti içine girmiş, Leopold Mozart, Hagenauer’e, kendilerine de gülünç gelen kıyafetleri anlatmadan geçememişti. Karısının ve Nannerl’ın şapkasını, Wolfgang’ın