Edward Sylvester Ellis

1000 Mitolojik Karakter


Скачать книгу

yabanilerin kendilerini hayvanlarla aynı tabiata sahip olarak kabul ettiklerini ve “bitkiler, cansız nesneler ve en soyut olayları dahi insan organlarına ve duygularına sahip kişiler” olarak gördüklerini ortaya koymaktadır. Hıristiyanlık öncesindeki her din, genellikle hayvanların şeklini alan putlara tapınmayı telkin etmekteydi. Mitleri incelerken tanrıların sık sık kuşların ve hayvanların kılığına büründükleri görülecektir. Tabiatımıza ve çevremize Karaayaklar3 veya Patagonyalılar yahut da Güney Afrikalıların yaptığı gibi bakabilmek için bir süreliğine zihinsel olarak uygarlaşmamış milletlere dönüşmeye muktedir olsaydık, söz konusu evreyi aydınlığa kavuşturma yönünde uzun bir adım atmış olurduk.

      Bu kitapta ifade edilenler, okurlara kökeni asla kesin olarak bilinemeyecek bir hikâye şeklinde tanımlayabileceğimiz “mit” kelimesinin anlamına dair fikir verebilecektir. Pek çok insan için mit kelimesi bir fabl, efsanevi bir masal veya hayal mahsulü bir hikâye anlamına gelmektedir. Belli bir çağ veya halka ait mitlerin tamamı mitolojidir. Bu mitleri tasnif edip yorumlayan disiplin de aynı adı taşır.

      Apollon

      A

      Abas: Meganira’nın oğullarından biri olup kurban törenlerini alaya aldığı için bir semender ya da su kertenkelesine dönüştürülmüştür.

      Absyrtos: İason altın postu koruyan ejderhayı öldürdükten sonra güzel büyücü ve Aietes’in kızı Medea ile birlikte kaçmıştır. Aietes kızını var gücüyle takip edecektir zira Medea kardeşi Absyrtos’u da yanında götürmüştür. Absyrtos, kralın en kıymetli hazinesidir çünkü onun tek oğlu ve veliahtıdır. Fakat Medea peşindekileri geciktirmek için kardeşini öldürüp cesedini parçalara ayırarak gemisinin kenarından denize atar. İşte zalim kız, bu şekilde kaçmayı başarmıştır.

      Acidalia: Venüs’e verilen bir isim olup Böotya’daki bir pınardan gelir.

      Acis: Su perisi Galatea’nın âşık olduğu Sicilyalı bir çobandır. Acis’i kıskanan kikloplardan biri üzerine bir kaya fırlatarak onu ezer. Galatea ise onun dökülen kanını bir nehre dönüştürür. İşte bu, Etna Dağı’nın eteğindeki Acis Nehri’dir.

      Açlık: Bkz. Erysikhton.

      Adalet: Bkz. Astrea, Nemesis.

      Ades: Bkz. Hades.

      Adonis: Venüs’ün yakışıklı hizmetkârı olup bu tanrıçanın elbisesinin kuyruğunu tutar. Bir yabandomuzunun saldırısına uğrayarak ölür ve Venüs tarafından bir kır lalesine dönüştürülür.

      “Erguvan renkli yüzüyle Güneş artık ayrılırken,

      Ağlayıp duran sabaha son veda edişiydi bu.

      Gül yanaklı Adonis avına doğru koştu hemen,

      Ava âşıksa da aşkı küçümseyip gülüyordu.”

William Shakespeare – Venüs ile Adonis

      Adrasteia: Adalet tanrıçalarından biri olan Nemesis’in bir diğer ismidir.

      Adscriptitii Dii: İkinci kademedeki tanrılardır.

      Aedepol: Hem kadınlar hem de erkeklerce kullanılan bir ant olup Polluks Tapınağı’yla ilgilidir.

      Aegeon: Elli başı ve yüz eli olan bir devdir. Jüpiter tarafından Etna Dağı’nın altına hapsedilmiştir. Bkz. Briareus.

      Aegis: Jüpiter’in kalkanıdır ve keçi derisinden yapıldığı için bu ismi almıştır.

      “Yüreklere korku salan Aegis Pallas’ın neredeydi?”

Lord Byron – Childe Harold’s Pilgrimage

      “Heybetli Gorgon kaşlarını çatıp meydana baktı,

      Etrafı saran dehşetler o etkileyici kalkanı doldurdu.

      Gorgon’un başını kalkanın tam ortasına koydular,

      Bozulmuş yüzünde gözleri ölümle yuvarlanıyordu.”

Pope (Homeros’un İlyada’sı)

      Aekastor: Yalnızca kadınlarca kullanılan bir ant olup Kastor Tapınağı’yla ilgilidir.

      Aello: Harpialardan birinin ismi.

      Aeneas: Ankhises ile Venüs’ün oğludur. Truva’nın yıkımından kaçan birkaç büyük komutandan biridir. Kuşatma sırasında büyük bir cesaretle hareket ederek Diomed’in ve hatta Akhilleus’un karşısına çıkmıştır. Yunanlar şehri ateşe verince Aeneas yaşlı babası Ankhises’i sırtında taşımıştır. Karısı Kreusa ile oğlu Ascanius ise onun giysilerine tutunur. Aeneas hepsini alevlerden kurtarır. Birkaç yıl boyunca amaçsızca dolanıp çeşitli güçlüklerle karşılaşır. Nihayet İtalya’ya varır. Burada Latinlerin kralı Latinus tarafından sıcak bir şekilde karşılanır. Latinus’un ölümünden sonra Aeneas kral olur.

      “Ağırlığı yüzünden öne eğiliyormuşçasına gözüküyordu sırtı,

       Zira Aeneas ateşlerin arasında sırtında taşıyordu babasını.

      Oysa bizim şövalyemizin sırtında ancak kendi poposunun yükü vardı.”

(Samuel) Butler – Hudibras

      Afrodit: Venüs’ün Yunanca ismi.

      Agamemnon: Pleisthenes’in oğlu ve Menelaos’un kardeşidir. Ayrıca Argos kralıdır. Kardeşi Menalaos’un karısı ise Sparta kralı Tyndareos’un kızı meşhur Helen’dir. Helen’in Paris’le kaçması üzerine Agamemnon, Truva’ya yapacakları seferde Yunanların kralı olarak atanır.

      Aganippides: İlham perileri için kullanılan bir isim olup Aganippe pınarından türetilmiştir.

      Agineus: Bkz. Apollon.

      Aglaia: Üç letafet perisinden biridir.

      Agni: Hindu şimşek tanrısı.

      Ağaç: Bkz. Aristaeus.

      Ağaçkakan: Bkz. Picus.

      Ağır İş: Bkz. Atlas.

      Ağırlıklar ve Ölçüler: Bkz. Merkür.

      Ağıt: Bkz. Kokitos.

      Ahır: Bkz. Augaeas.

      Ahlaksızlık: Bkz. Belphegor.

      Aiakos: Minos ve Rhadamanthys’le birlikte cehennem yargıçlarından biridir. Bkz. İakos.

      Aias: Truva Savaşı’ndaki en cesur kahramanlardan biridir. Babası Telamon ve annesi Eriboea’dır. Bazı yazarlar Ulysses tarafından, başkaları ise Paris tarafından öldürüldüğünü ileri sürer. Ulysses’e yenilince delirerek intihar ettiğini iddia edenler de vardır. Oileus’un oğlu olan bir başka Aias da Truva Savaşı’nda önemli bir rol oynamıştır.

      Aietes: Kolhis krallarından biri ve Medea’nın babasıdır.

      Aiolos: Rüzgâr tanrısıdır. Babasının Jüpiter olduğu varsayılır, annesinin ise Hippotus’un kızlarından biri olduğu söylenir. Aiolos, rüzgârları bir mağarada hapsetme ve zaman zaman dünya üzerine esmeleri için onları serbest bırakma gücüne