Böylece insanlığın uzun zaman kullanacağı köy evi mimarisinin de ilk temelleri atılmış oldu. Bu evlerin kapı ve pencereleri çoğunlukla güney ve güneydoğu yönünde yer alırdı. Zamanla bu evler bazen iki katlı olmuş, bazense bodrum katlarıyla gelişim göstermişlerdir.18
2. Modern Gıda Tüketiminin Temelleri ve Neolitik Dönemde Beslenme
Çanak çömleksiz dönemde beslenme, epipaleolitik döneme benzer şekilde avcılığa dayanıyordu, daha sonrasında tarımsal olarak da tüketim sağlamaya başladılar. Zaman içerisinde evcilleşen hayvanların etinden, sütünden faydalanılması ve tarıma daha fazla zaman ayrılması sonucunda insan toplulukları avcılıktan uzaklaşarak toprağa bağlı bir yaşam sürmüşlerdir. İşte bu süreç çanak çömlekli dönemin de başlangıcı olmuştur.
Burada dikkat çeken bir diğer konu ise, toprağa bağlı bir hayata geçiş sonucunda, neolitik çanak çömlek dönemi insanlarının boylarında beş on santim kısalma görülmesidir ve diş çürüklerinin artmasıyla beraber şekere dayalı hastalıklarda da artış görülmüştür.19 Ayrıca tüketilen tahılın artmasıyla beraber, diş taşlarında artış belirlenmiştir.
VII
İlk Yerleşimler
1. Tarım Öncesi Topluluklarda İlk Düzen: Körtik Tepe (MÖ 11.000)
Diyarbakır’ın Bismil İlçesine bağlı Ağıl köyü yakınlarında bulunan Körtik Tepe, insan topluluklarının, tarıma dayalı hayatın öncesinde yaşadığı önemli yerleşimlerdendir. Yapılan kazılarda ortaya çıkarılan katmanlara göre bu yerleşim bölgesindeki yaşamı genel olarak üç ana grupta inceleyebiliriz.
Akademik terimler ve yoğun bir anlatımla sizi yormak istemiyorum. Sadece bilmenizi istediğim şu: Körtik Tepe’de insanlar nasıl yaşardı? Ne yaparlardı?
Öncelikle Körtik Tepe’deki insanların tarım öncesi yaptıkları ilk evler, birinci grup olarak nitelendirdiğimiz yuvarlak planlı evlerdir. Bu evler toprak zeminlere inşa ediliyordu. Bu çukur ve yuvarlak planlı evlerin zeminleri sıkıştırılmış topraktandır. Etrafını çevreleyen duvarlar ise bitkisel malzemelerden yapılmış olup, balçıkla sıvanarak sağlamlığı artırılmıştır.
Değişen zaman ve artan ihtiyaçlar sonrasında 1-2 metre çaplarında dairesel evler ortaya çıkmıştır. Bu evlerde insanların yaşama ihtimalinin düşük olduğu ve ayrıca bu evlerin, besinlerin saklanması ve korunmasında doğal bir buzdolabı olarak kullanıldığı düşünülmektedir.
Son evrede ise insanlar, daha gelişmiş ve daha büyük (çapı 3-4 metre) evlerde hayat sürmüşlerdir.
2. Kamu Binaları ve Köy Meydanlarının İlk Örnekleri: Hallan Çemi (MÖ 11.000)
Batman’ın Kozluk ilçesindeki Kaletepe köyü sınırlarında, Sason çayı boyunda yer alan Hallan Çemi, mimari özellikleri yönüyle Körtik Tepe’yle benzerlik göstermektedir fakat burada yer alan dairesel evlerin çapı 4-5 metredir. Burada da insanlar avcılık ve toplayıcılıkla yaşamlarını sürdürmüşler, ilerleyen zamanlara doğru tarımsal faaliyetler başlamıştır. Arkeolojik çalışmalar sonucunda burada yabani mercimek ve bezelyenin yetiştirildiği keşfedilmiştir ve domuzun ilk defa burada evcilleştirilmeye çalışıldığı belirtilmektedir.
3. Tarihin En Eski Noktası: Göbeklitepe ve 12 Tepeler (MÖ 11.000)
Şanlıurfa’nın 15 kilometre güneydoğusunda kalan Göbeklitepe, çanak çömleksiz dönemdeki en eski kutsal alan olarak kabul edilmektedir. Ancak araştırmacılar burada hâlâ ne tür ritüellerin yapıldığına dair kesin bir beyanda bulunamıyorlar.
T biçimli taşların üzerinde yer alan hayvan figürleri, araştırmacılar tarafından kutsal hayvan olarak nitelendirilmesine rağmen tüm görüşler hâlâ yorumlamalar üzerine kurulu. Göbekli-tepe’de T biçimli taşların olduğu yaygın olarak biliniyor olsa da Göbeklitepe benzeri diğer alanlarda da bu taşları görmek mümkündür. Nevali Çori, Karahan Tepe ve Harbetsuvan Tepesi, Kili-sik, Taşlıtepe, Urfa, Hamzan Tepe ve Sefertepe, T biçimli taşların bulunduğu tespit edilmiş yerlerdir ve tespit aşamasında olan yeni yerler de mevcuttur.
4. İlk Köy Evlerinin Öncüsü: Çayönü (MÖ 10.200)
Diyarbakır’ın Ergan Ovası’nda yer alan ve Dicle Nehri’ne yakın olan Çayönü’nde insanlar, tıpkı Körtik Tepe ve Hallan Çemi’de olduğu gibi öncelikle dairesel planlı evlerde yaşamışlardır. Zaman içerisinde dikdörtgen planlı evlere geçerek ilk köy evlerinin de öncülüğünü yapmışlardır. Taş temelli ve kerpiçten yapılmış bu evlerin yerleşim düzeni, girişleri güney ve güneydoğuya bakacak şekildedir. Yani evlerin gün ışığından olabildiğince faydalanacağı şekilde konumlandırılması söz konusudur. Ayrıca ilk köy meydanına da yine burada rastlanmaktadır.
Tüm bunların yanında yeni bir evreye atlayan Çayönü halkı, hâlâ avcılık ve toplayıcılık yapmakla birlikte, geyik ve sığır gibi hayvanları evcilleştirerek etlerini tüketmeye başlamıştır. Bir yandan yabani tohumları ekerek ve ehlileştirerek tarıma dayalı tüketim sağlamaya da özen göstermişlerdir.
5. Nevali Çori (MÖ 8600)
Şanlıurfa’nın Hilvanlı ilçesinde yer alan Nevali Çori, Atatürk Barajı’nın yapımı sırasında gerçekleşen kurtarma kazılarıyla ortaya çıkarılmıştır. Günümüzde ise baraj suları altındadır.
Nevali Çori’de de tıpkı Göbeklitepe’de olduğu gibi, T figürlü taşların dikildiği kutsal bir mekân vardır fakat Nevali Çori’nin Göbeklitepe’den farkı burada yerleşim alanlarının da olmasıdır. Dikdörtgen planlı köy evlerinin ilk örnekleriyle karşılaşılan bu dönemde, avcı ve toplayıcılık kadar, tarımsal üretim ve hayvanların evcilleştirilmesi uğraşı da söz konusudur.
6. Çatalhöyük (MÖ 7600-4000)
Konya ilinin Cumra ilçesi sınırlarında yer alan Çatalhöyük, iki tepe arasında olması sebebiyle çatal ismiyle anılmaktadır. Erken neolitik çağa ait izlerin örneklerine rastlanan alan, doğu ve batı yerleşimleri olarak ikiye ayrılmıştır. Nüfusunun dört bin ila sekiz bin arasında değiştiği tahmin edilen bu yaşam alanında şehirleşmenin ilk örnekleriyle karşılaşmaktayız.
Peki bugün Çatalhöyük’e ziyarete gittiğinizde nelerle karşılaşacaksınız? Öncelikle kerpiçten yapılmış yapıların birbirine bitişik inşa edilmiş olması, kentin doğal savunma ihtiyacını doğrudan karşılamış bulunmaktadır. Penceresi ve kapıları olmayan bu evlere girmek ve içlerini havalandırmak için damların üzerindeki açıklıklar kullanılmaktaydı. Yaşamın damların üzerinde olduğu ve sokakların olmadığı bu yerleşim yerindeki kimi boşluklar arasında çöplerin olduğu ya da evcilleştirilmiş hayvanların barındığı tespit edilmiştir. Evler kare ya da dikdörtgen planlı olup tek odalı ya da ihtiyaca göre zaman içerisinde iki veya üç odalı olacak şekilde inşa edilmişlerdir. Ölen aile fertleri evlerin zeminine defnedilmekteydi. Cenin pozisyonunda defnedilen insanların başları ve gövdeleri kimi zaman ayrı ayrı gömülürdü.
Evin köşelerindeyse seki olarak isimlendirdiğimiz, zeminden biraz daha yüksek olarak yapılmış dinlenme ve uyuma yerleri yer almaktaydı. Bu sekilere ev halkı hasırlarını serer ve oturma, uyuma gibi ihtiyaçlarını burada giderirlerdi. Kimi zaman ise odalardan biri kiler olarak kullanılırdı. Isınma, ev içerisinde yer alan ocaklar sayesinde gerçekleşirdi. Yine dumanın çıkması için damdaki açıklıklar kullanılırdı.
Dikkat çeken bir diğer konuysa, evlerin