Celil Oker

GENÇ YAZARLAR IÇIN HIKAYE ANLATICILIGI KILAVUZU


Скачать книгу

aldığınızda durum ne?

      Bakın, bir yazar olarak çalışmaya başladık. Şimdi devam edeceğiz. Bundan sonrası tanıdığınız bir ilke hakkında.

      Bırakın romanı, hikâyeyi; insanların, onlara hayatta ne sunarsanız sunun, kabul etmek, sevmek, benimsemek, kendini yakın hissetmek için bekledikleri temel, evrensel bir özellik vardır. Bir televizyon programında, gazete köşe yazısında, şiirde, resimde, fotoğrafta, giysi seçiminde, sofra düzenlemesinde, ev dekorasyonunda, hayatın burada sayamayacağım kadar çok unsurunda bahsettiğim o özelliği bulamazlarsa rahatsız olurlar, keyifleri kaçar, hoşlanmamaya eğilimli olurlar.

      O temel özellik bütünlüktür.

      İnsanlar eksik, yarım, natamam (–na ön eki hakkında da bilgi edindiniz şimdi, bir yere not alın) şeylerden kaçınmaya eğilimlidir. Onlara ne veriyorsanız verin, bütün bir şey vermelisiniz. Bu ilkenin geçerliğini lütfen kendi hayatınızdaki sayısız unsurun birkaçını göz önüne alarak doğrulayın.

      Şimdi bu bütünlük ilkesini, bir önceki bölümde konuştuğumuz yolculuk meselesiyle birleştirelim. Ne demek istediğimi gördünüz değil mi?

      Külkedisi evinde, saraya gidiyor, evine geri dönüyor. Görmediyseniz yeniden bakalım. Külkedisi (1) evinde, (2) saraya gidiyor, (3) evine geri dönüyor.

      Öteki hikâyelerde de böyle. Aklımızda yer etmiş, iyi yazılmış, kitleleri etkilemiş bütün hikâyelerde de böyle.

      Şu meşhur üçlü aklınıza geldi, değil mi? Giriş, gelişme, sonuç.

      Ben başka terimleri tercih ediyorum. Yine Aristoteles’in terimlerini: baş, orta, son.

      Aristoteles, Poetika’sında dramatik bütünlüğü sağlamak için gerekli bu üç unsurun tariflerini de yapıyor. Şöyle:

      “…Bir bütün ise, başı, ortası ve sonu olan şeydir. Baş, herhangi bir şeyin zorunlu sonucu olmayan şeydir. Ondan sonra ise zorunlu olarak bir şey gelir. Son ise tersine, bir başka şeyden sonra zorunlu olarak gelmesi gereken ve gerçekten de gelen şeydir. Ne var ki, sonun ardından hiçbir şey gelmez. Son olarak orta ise, bir başka şeyden sonra gelen ve kendinden sonra da bir başka şeyin geleceği şeydir. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: İyi kurulmuş öykülerin ne gelişigüzel başı olabilir ne de gelişigüzel sonu; tersine, baş ve son, yukarda onlar hakkında yapılan belirlemelere uygun olmalıdır.”5

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Attilâ İlhan, çalışma yöntemini çok sayıda söyleşisinde ve yazısında anlatmıştır. Genellikle favori kafesinde, kendisine ayrılan masaya oturarak.

      2

      Dr. Michael Mumford, “Where have we been, where are we going? Taking stock in creativity research”. Creativity Research Journal. 15: 107–120. Dr. Mumford, Oklahoma Üniversitesi’nde Uygulamalı Sosyal Araştırmalar Merkezi’ni yönetmektedir.

      3

      Reklam dünyasının devlerinden David Ogilvy’nin şu sözü on yıllardır çoğu ajansın duvarlarında binlerce kez yankılanmıştır: “Satmıyorsa yaratıcı değildir.”

      4

      Aristoteles’in Poetika adlı kitabı yazı işiyle uğraşan herkesin başucundan eksik etmemesi gereken bir kitaptır. Kitabevlerinde çeşitli çevirileri var. En iyisi hepsini alıp karşılaştırmalı okumak.

      5

      Aristoteles, Poetika, çev. İsmail Tunalı, Remzi Kitabevi. Yedinci Bölüm.

/9j/4AAQSkZJRgABAQEAYABgAAD/4QBORXhpZgAATU0AKgAAAAgABAMBAAUAAAABAAAAPlEQAAEAAAABAQAAAFERAAQAAAABAAAOw1ESAAQAAAABAAAOwwAAAAAAAYagAACxj//bAEMABwUFBgUEBwYFBggHBwgKEQsKCQkKFQ8QDBEYFRoZGBUYFxseJyEbHSUdFxgiLiIlKCkrLCsaIC8zLyoyJyorKv/bAEMBBwgICgkKFAsLFCocGBwqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKv/AABEIAPMAmAMBIgACEQEDEQH/xAAfAAABBQEBAQEBAQAAAAAAAAAAAQIDBAUGBwgJCgv/xAC1EAACAQMDAgQDBQUEBAAAAX0BAgMABBEFEiExQQYTUWEHInEUMoGRoQgjQrHBFVLR8CQzYnKCCQoWFxgZGiUmJygpKjQ1Njc4OTpDREVGR0hJSlNUVVZXWFlaY2RlZmdoaWpzdHV2d3h5eoOEhYaHiImKkpOUlZaXmJmaoqOkpaanqKmqsrO0tba3uLm6wsPExcbHyMnK0tPU1dbX2Nna4eLj5OXm5+jp6vHy8/T19vf4+fr/xAAfAQADAQEBAQEBAQEBAAAAAAAAAQIDBAUGBwgJCgv/xAC1EQACAQIEBAMEBwUEBAABAncAAQIDEQQFITEGEkFRB2FxEyIygQgUQpGhscEJIzNS8BVictEKFiQ04SXxFxgZGiYnKCkqNTY3ODk6Q0RFRkdISUpTVFVWV1hZWmNkZWZnaGlqc3R1dnd4eXqCg4SFhoeIiYqSk5SVlpeYmZqio6Slpqeoqaqys7S1tre4ubrCw8TFxsfIycrS09TV1tfY2dri4+Tl5ufo6ery8/T19vf4+fr/2gAMAwEAAhEDEQA/APpGiiigAooooAKKKKACiiigAooooAKKKKACiiigAorI1zxPpXhw2w1W48o3EgRABnGT94+gHrXFa18QNRvoIrjRE+xaQ85ja8cZnkjTmSRFIwFA4yckkgDnigD0qSRIo2kldURRlmY4AH1rk/EHxBs9E1SO2ht5L2KMLJfTwcrbI2Ap44JOQcen1rnz4e3fESR7RrifTba2jlmjurh3We4bPlq24knkq3PAx2yK6jw14Pi0nQbq11R1vrvUiz38x580tnjnnAyfxJPegDpVYMoZSCCMgjvRXO+A7yW58I2sVy6vLa7rcup4dUcorfiF/Q0UAdHRRRQAUUUUAFFFFABRRRQAUUUUAFFFFABVe9v7XTrfzr2dIUJCqXbG5j0UepPoOadd3UNjZzXV04jhhQySOeygZJr

1

Attilâ İlhan, çalışma yöntemini çok sayıda söyleşisinde ve yazısında anlatmıştır. Genellikle favori kafesinde, kendisine ayrılan masaya oturarak.

2

Dr. Michael Mumford, “Where have we been, where are we going? Taking stock in creativity research”. Creativity Research Journal. 15: 107–120. Dr. Mumford, Oklahoma Üniversitesi’nde Uygulamalı Sosyal Araştırmalar Merkezi’ni yönetmektedir.

3

Reklam dünyasının devlerinden David Ogilvy’nin şu sözü on yıllardır çoğu ajansın duvarlarında binlerce kez yankılanmıştır: “Satmıyorsa yaratıcı değildir.”

4

Aristoteles’in Poetika adlı kitabı yazı işiyle uğraşan herkesin başucundan eksik etmemesi gereken bir kitaptır. Kitabevlerinde çeşitli çevirileri var. En iyisi hepsini alıp karşılaştırmalı okumak.

5

Aristoteles, Poetika, çev. İsmail Tunalı, Remzi Kitabevi. Yedinci Bölüm.