Parvana Saba

Kara kutu


Скачать книгу

gülüyor.

      Bazı insanlar yere düşer.

      «BU NE OLMUŞTU?!»

      «TANRIM!»

      «O YAPTI!»

      «KAPTAN!»

      09:25 – Air Canada’nın 143 sefer sayılı uçuşu. Kokpit

      «Yaşıyor muyuz?»

      «Sanırım öyle.»

      «Giymek.»

      «Ne?»

      «Az önce bir 767’yi yakıtsız indirdim.»

      «Evet.»

      «Yarış pistine.»

      «Evet.»

      «Yarışçılar arasında.»

      «Evet.»

      «Motor yok.»

      «EVET!»

      «Evet, berbat bir gün geçirdim.»

      6. BÖLÜM – «Otoyoluma BOEING'İ KİM PARK ETTİ?!»

      09:26 – Gimli. Otodrom

      Sessizlik.

      Ölümcül, korkutucu bir sessizlik.

      Boeing 767 karayolu üzerinde.

      Duman çıkarıyor ama yanmıyor.

      Tüm.

      «Yaşıyor muyuz?!»

      «BU NASIL MÜMKÜN?!»

      «BUNU O mu YAPTTI?!»

      Kalabalık şok, korku ve mutlak mutluluk arasında bölünmüş durumda.

      Biniciler ağızları açık dururlar.

      Çitler buruşmuş.

      Çimler şasi kıvılcımlarından yanıyor.

      Birisi yere oturup gözlerini kırpıştırıyor.

      Jack Hansen şapkasını çıkardı ve yavaşça alnını sildi.

      – Bu… Bu berbat bir şey.

      Yarış organizatörü Ted Larson hâlâ nefes almıyordu.

      Sonra çığlık attı.

      «BOEING'İ OTOYOLUMA KİM PARK ETTİ?!»

      09:26 – Air Canada’nın 143 numaralı uçuşu. Kokpit

      «Giymek.»

      «Ne?»

      «Yaşıyoruz.»

      «Evet.»

      «Ve yolcular da.»

      «Evet.»

      «Ve bir uçak hedefi.»

      «Evet.»

      «Peki neden hâlâ ağlamak istiyorum?»

      McCull nefes verdi ve ellerini yavaşça direksiyondan çekti.

      Gerginlikten bedeni ağrıyordu.

      Kafamın içinde sanki biri kafatasımın içinde jet motorunu çalıştırmış gibi bir ses vardı.

      «Yaptık mı?»

      «Şey… sanırım öyle.»

      «İnanmıyorum.»

      «Yere dokun.»

      «Hah… Haha…»

      «Soymak? Gülüyor musun?

      «EVET KAHRAMAN!»

      «Ya gülerim ya da ağlamaya başlarım.»

      «Ben gülmeyi seçiyorum.»

      «Ben de.»

      «Ne gündü.»

      «Kaltak, evet.»

      09:27 – Yolcu kabini

      «BİZ HAYATTAYIZ!!!»

      «TEŞEKKÜR EDERİM, RAB!»

      «BİR DAHA ASLA UÇMAYACAĞIM!!!»

      Lucas Martinez telefonunu çıkardı ve elleri titreyerek karısına sesli mesaj kaydetti.

      «Tatlım, indim… alışılmadık bir şekilde. Daha sonra açıklayacağım.»

      «BANA ALKOLÜ NEREDE VERECEKLER?»

      Gwen Downey gözyaşlarına boğuldu.

      «Michael… Yaşıyorsun! Seni seviyorum!»

      «Ben de… HEY, NEDEN BEN?!»

      «ÇÜNKÜ NEREDEYSE YANACAĞIZ! ARTIK BENİM İÇİN YAŞIYORSUN!»

      «Daha önce kimin için yaşadım?!»

      «ŞİMDİ ÖĞRENECEKSİNİZ!»

      Sarah Wilson ağlıyordu.

      5 yıl uçuş görevlisi olarak çalıştı.

      Türbülansı, fırtına inişlerini, acil frenlemeyi gördü.

      Ama ASLA böyle bir şey.

      «Tanrım, oldu… Oldu…»

      «Sadece bu uçaktan inmek istiyorum.»

      09:28 – Gimli. Kalabalık şok oldu.

      Ted Larson Boeing’e baktı ve elleri titreyerek radyoyu çıkardı.

      «Eee…»

      «Kontrolör Gimli mi?»

      «EVET?»

      «BUNU GÖRÜYOR MUSUNUZ?!»

      «EVET.»

      «BU KONUDA NE YAPMALIYIM?!»

      "Ben…bilmiyorum.»

      «BU BİR HAVALİMANI DEĞİL!»

      «ŞİMDİ – BİR HAVALİMANI.»

      «ŞOK OLDUM.»

      «HEPİMİZ ŞOK OLDUK»

      «HAVACILIK BÖLÜMÜNÜ ARAMAMIZ GEREKİYOR.»

      «EVET! ARAMA! E’Yİ YARIŞIMIZA YERLEŞTİRDİĞİNİZİ SÖYLEYİNHERHANGİ BİR YAHA!»

      «İNANMAYACAKLAR.»

      «SABAH VİDEOYU GÖRÜNCE İNANACALAR.»

      09:30 – Air Canada’nın 143 sefer sayılı uçuşu. Kabinden çıkın

      «Peki, salona gidelim mi?»

      «Zorunda kalacağız.»

      «Bizi yiyecekler mi?»

      «Ya seni öldürürler ya da sana sarılırlar.»

      «Boktan bir piyango.»

      «AÇILIYORUM.»

      Salonun kapısı açıldı.

      60 kişi aynı anda onlara döndü.

      «Kaptan!!!»

      «YAŞIYOR MUSUNUZ?!»

      «BU NASIL MÜMKÜN?!»

      «SANA SARILACAĞIM!»

      «SENİ ÖLDÜRECEĞİM!»

      «NASIL?!»

      McCull öne çıktı

      «BASİT.»

      «BUNU