David S. Kidder

Entelektüelin kutsal kitabı - modern kültür


Скачать книгу

ve Charlie Chaplin (1889–1977) ile birlikte United Artists’nin kurucuları arasında yer aldılar. Bu onlara önemli bir ekonomik bağımsızlık sağlıyordu. Pickford 1956 yılına kadar şirketin ortağı olarak kaldı.

      Pickford sesli filmlere geçiş döneminde başarısız olan sessiz film yıldızlarından biriydi. İlk sesli filmi Coquette (1929) ile en iyi kadın oyuncu dalında Oscar almasına rağmen, 1933 yılında emekliye ayrılmasına kadar sadece dört yeni film çevirecekti.

      Fairbanks ve Pickford 1933 yılında ayrıldılar. 1936 yılında ise resmen boşanmışlardı. Fairbanks üç yıl sonra elli altı yaşında kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Pickford, 1976 yılında Oscar Onur Ödülü aldı. Seksen yedi yaşına kadar yaşadı.

Ek Bilgiler

      1- Fairbanks ve Pickford sadece bir filmde birlikte rol aldılar “The Taming of the Shrew” (1929). Film aynı zamanda Fairbanks’in ilk sesli filmiydi.

      2- Fairbanks’in asıl adı Douglas Ulman, Pickford’un asıl adı ise Gladys Smith’ti.

      3- Fairbanks ve Pickford, Hollywood’daki “Grauman’s Chinese Theater” isimli sinema salonunun bahçesine 1927 yılında el izlerini bırakan ilk iki yıldızdı.

      Anarşizm

      20. yüzyılda kapitalizm, komünizm ve faşizmin birbirleriyle mücadelesi sırasında küçük ve militan bir politik akım bu devlet biçimlerinden farklı bir tercih yaptı: hiçbiri.

      Her türlü devlet biçimini reddeden anarşizm, aralarında Pierre-Joseph Proudhon (1809–1865) ve Mihail Bakunin (1814–1876) gibi isimlerin de bulunduğu Avrupalı teorisyenler tarafından kurulmuştu. Hareket en popüler dönemini 19. yy sonları ve 20. yy başlarında Avrupa ve ABD’de yaşadı.

      Taraftarlarına göre anarşizm, devlet baskısına ve kapitalizmin zararlarına bir son vermek istiyordu. Anarşistler özel mülkiyete son verilmesi ve fabrikaların kontrolünün işçilere geçmesi gerektiğini savunuyorlardı. Anarşizmin komünizmle pek çok ortak noktası olmasına rağmen, Proudhon gibi teorisyenler hangi ad altında olursa olsun her türlü devlet fikrine karşı çıkıyorlardı.

      Pratik alanda anarşistler küresel bir şiddet dalgası başlattılar. Otoriteyi temsil eden figürlere saldırarak devleti alaşağı edeceklerine inanıyorlardı: 1881 yılında Rusya’da Çar 2. Alexander (1818–1881) bir anarşist bombacı tarafından öldürüldü. İtalya kralı olan I. Umberto (1844–1900), bir anarşist tarafından vuruldu. Başkan William McKinley’e (1843–1901) suikast düzenleyen Leon Czolgosz (1873–1901) bir anarşistti. Anarşistler aynı zamanda otuz sekiz görgü tanığının ölümüne neden olan 1920 Wall Street Saldırısı’ndan da sorumlu tutuldular. Ne var ki olay hiçbir zaman tam anlamıyla çözülemedi.

      Anarşistler doğaları gereği ulusal bir lidere sahip değillerdi. Öte yandan en bilinen Amerikan anarşisti Emma Goldman’dı (1869–1940). Gizlilikleri onlardan duyulan korkunun artmasına neden oldu. Anarşizm korkusu I. Dünya Savaşı sonrasında komünizm düşmanlığını tetikledi. Goldman ve pekçok anarşist ya da komünist olduğu düşünülen pek çok kişi, ülkeden sürgüne gönderildiler.

      Birleşik Devletler’de 1920’lerden sonra şiddet eylemlerini sonlandıran anarşist hareketin dünya çapında hâlâ birçok destekçisi bulunmaktadır.

Ek Bilgiler

      1- Goldman, 1892 yılında bir grevi bastıran çelik baronu sanayici Henry Clay Frick’e (1849–1919) suikast girişiminde bulunmakla suçlanmıştı.

      2- Joseph Conrad (1857–1924) tarafından yazılan 1907 tarihli klasik roman “Secret Agent”, İngiltere’deki Greenwich Gözlemevi’ni havaya uçurmayı amaçlayan anarşist bir komployu anlatmaktadır.

      3- 1871 yılında isyancılar Paris’in kontrolünü iki ay boyunca ele geçirdi. Paris Komünü olarak anılan yarı-anarşist bir yapılanma kurdular. Fransız güçleri yeniden kontrolü ele geçirince komün liderlerinin büyük bölümü idam edildi.

      Ty Cobb

      Ty Cobb (1886–1961), beyzbol tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı oyuncularındandı. Saha dışında ise oldukça sert bir adamdı.

      Agresif bir oyun stili olan Cobb, kimilerince tüm zamanların en mükemmel oyuncusu olarak görülmektedir. Halen gelmiş geçmiş en iyi kariyer vuruş ortalamasına sahiptir (0,367) ve erişilemeyen 12 vuruş ortalaması şampiyonluğu bulunmaktadır. Cobb aynı zamanda kendi zamanında kimsenin zorlayamadığı stolen-base rekorlarına sahiptir. 1936 yılında Beyzbol Onur Listesi açılışında Babe Ruth’tan (1895–1948) daha fazla oy almıştır.

      Ne var ki hayranları ve diğer sporcular tarafından çok sevilen Babe’den farklı olarak Cobb herkes tarafından hakir görülmüştür. Sahada güçlükle kontrol edebildiği bir öfkeyle oynardı. Kramponlarının dikenleri, karşısına çıkan herkesi hedef alıyordu. Saha dışında da aynı ölçüde korkunç biriydi. Bir keresinde kendisine laf atan bir taraftara saldırmak için tribünlere kadar gitmişti.

      Cobb, on sekiz yaşında başına gelen bir olayın etkisinden hiçbir zaman kurtulamadığını söylüyordu. Annesinin başka birisiyle ilişkisi olduğunu düşünen Cobb’un babası aniden eve gelmiş ve yatak odalarının açıldığı balkona tırmanmıştı. Dışarıda bir yabancının olduğunu düşünen Cobb’un annesi ateş etmiş ve babasını öldürmüştü. Annesi daha sonra kasıtsız olarak ölüme sebebiyet vermekle suçlanacaktı.

      Cobb, yirmi dört sezon toplamında 4191 vuruş, 2245 koşu/sayı ve 892 stolen-base sahibiydi. On yıllar boyunca bu rekorlar aşılamayacaktı. 1909 yılında “Detroit Tigers” için üç farklı istatistikte önemli başarı kazandı. 0,377 vuruş ortalaması, 9 tur vuruşu ve 107 runs batted ile ligin başını çekiyordu. 1911 yılında Amerikan Ligi En Başarılı Oyuncu Ödülü’nün ilki ona verildi. Bu ödüle, vuruş ortalaması (0,420), koşu/sayı (147), runs battled (127) gibi çeşitli kategorilerdeki lig liderliği ile layık görüldü.

      Borsada milyonlar kazanmıştı. Coca Cola şirketinde yatırımları vardı. Zengin bir adam olarak öldü. Cenazesine beyzbol camiasından sadece dört kişi katıldı.

Ek Bilgiler

      1- Georgia Narrows’ta doğan Cobb’un lakabı, “Georgia Fıstığı”ydı.

      2- “Detroit Tigers” (1905–1926) ve “Philadelphia A’s” (1927–1928) için oynamıştı. 1921’den 1926’ya kadar Tigers için oyuncu-menajer olarak görev yaptı.

      3- Cobb’un önemli başarılarından biri de yirmi üç yıl art arda, yılda en az 0,320 vuruş yapmasıdır.

      4- Cobb “Detroit Tigers”la (1907, 1908 ve 1909) üç Dünya Serisi’nde yer aldı ama hiçbirini kazanamadı. Gerçekten de bu büyük atıcı, Dünya Serisi kariyerinde yalnızca 0,262 vuruş yapabilmiştir.

      Bayrak Direği Oturuşu

      1924 yılında kazazede lakaplı gözüpek Alvin Kelly (1893–1952), Kaliforniya, Hollywood’daki bir bayrak direğinde tam on üç saat, on üç dakika oturmuştur. Kelly’nin başarısı bir dünya rekoruydu. Zaten böyle bir şeyi deneyen ilk kişi de kendisiydi. Son derece ilginç bir modanın başlamasına neden oldu.

      Alvin Kelly

      Kelly’nin başarısı ile ilgili haberler ülkede yayıldıkça başkaları da onun rekorunu kırmayı denedi. Denemeler, on iki ile yirmi bir gün arasında değişiyordu. Kalabalıklar “Direk Kralı” olmaya hak kazanacak yeni kişiyi görmek için toplanıyor, gazeteler